Düğün günü terk eder ¤ Park Jimin

1.4K 58 19
                                    

İçimdeki heyecan, patlamak üzere olan yanardağ gibiydi. Heyecandan her an bayılabilirdim. Bugün o gündü.

Yıllardır hayalini kurduğum adam, Park Jimin ile evleniyordum~

Yakın arkadaşım gelin çiçeğimi hazırlarken bende heyecanımın gitmesi için portakal suyunu bitirmeye çalışıyordum.

"İşte küçük hanım, çiçeğin de hazır!"

Elime verdiği mor ve yeşil karışımlı çiçek, beyaz gelinliğimin yanında harika duruyordu. Derin bir iç çekti ve annem edası ile konuşmaya başladı.

"Yaa, Y/n Yaa. Daha henüz geçen birlikte zillere basıp kaçarken, sen şimdi gelinlik giymişsin. Çok duygulanıyorum çok!"

Attığım kahkaha ile, gözyaşları ile o da gülmeye başlamıştı. İkimizde deli gibi gülerken, kapı açılmıştı. İçeri giren Kook'tu.

"Oh Kook?"

"Woaaa, Y/n bu ne? Muhteşem gözüküyorsun~"

"Aiyy teşekkür ederim küçük bebek!"

Bebek denilmesini sevmediği için, elini kafasına hafifçe vurmuştu. Aklına gelen şey ile tekrar gözleri açılmıştı.

"Ne için geldiğimi unutturdunuz bana ya! Hazırsanız eğer, her şey hazır. Jimin Y/n'ini bekliyor~"

"Ohh, fazla sıcak ne?"

Dediğime Jungkook var gücü ile gülerken, arkadaşım da saçımı düzeltiyordu. Yanıma gelen Jungkook, sevimli bir surat yapmıştı.

"Y/n biliyor musun? Senin bu cimri müstakbel kocan, para istedim ama vermedi. Neymiş, eşek kadar olmuşum, hepsinden daha güzel evim arabam varmış, onun parasına göz koymuşum. Diyorum ki, Jimin'in canı ciğeri karısı, ona kızsan acaba? Bana iki üç, para mı sıkıştırsa? He?"

Göz kırpmıştı. Elimle kulağını çekmiştim.

"Aishh! Seni aptal bebek! Söylerim sana para verir!"

"Yes bee! En sevdiğim yengemsin~"

Yalakalık yapmak hobisi olmuştu artık. Her şeyimi düzelttiğimize göre, Jimin'i bekletmemeliydik. Jungkook'un koluna girerek, kapıdan çıkmıştım. Karşıda, 5 tane, beyaz gömlekli, birbirinden yakışıklı adamlar vardı. Ve ortada da, ömrümü birleştireceğim adam~

Jungkook kolumdan çıkarak elimi öpmüş ve Jimin'e uzatmıştı. Jimin elimi tutmuş ve direk yürümeye başlamıştı.

Gülmüyordu ve yüzü kızarıktı? Neyi vardı böyle?

"Jimin iyi misin sevgilim?"

"İyiyim."

"Emin misin?"

"İyiyim dedim ya Y/n."

Hem terslemişti, hem de normalde asla adımla hitap etmezdi. Bebeğim, meleğim gibi şeyler söylerdi? Soru sorup daha fazla kızdırmamak için sustum. Alkışlar eşliğinde nikah memurunun olduğu masaya doğru yürümüştük.

Bütün herkese eğilip selam vermiş ve yerlerimizde durmaya başlamıştık. Önce bir kaç öğüt verdikten sonra, mikrofonu eline almıştı memur. Önce bana tutarak konuşmuştu.

"Siz, sayın Y/n Y/s. Park Jimin'i koşulsuz şartsız, ömrünüz boyunca sevmeye yemin ederek, eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"

Arkadaşıma göz gezdirmiş ve gülüşüne karşılık bende gülmüştüm. Yutkunmuş ve sevdiğim adamı ömrüm boyunca sevmeyi kabul etmiştim.

"EVEET!"

Alkışlar yükselmiş ve ıslıklar duyulmuştu. Sıra Jimin'e gelmişti. Memur, mikrofonu ona uzatmıştı.

"Siz, sayın Park Jimin. Y/n Y/s'i koşulsuz şartsız, ömrünüz boyunca sevmeye yemin ederek, eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"

Jimin duraksamış ve tedirgince sallanmaya başlamıştı. Ne oluyordu tanrı aşkına? Jungkook bana heyecanla gülümsemiş bakıyordu. Masum gülüşüne karşılık vermek isterdim ama Jimin şuan aklımı karıştırmıştı.

Memur cevap beklerken, Jimin memurun elini hafifçe ittirmiş ve bana dönmüştü. Duyduklarım ile nefesim kesilmişti.

"Y/n, ben yapamayacağım..."

𝐁𝐭𝐬 ☂︎ 𝐋𝐢𝐭𝐭𝐥𝐞 𝐑𝐞𝐚𝐜𝐭𝐢𝐨𝐧𝐬...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin