Bahçeye doğru yönelmiş ve minderleri dizmiştim. Tuvalleri de karşıya koyduktan sonra Namjoon'u beklemeye başlamıştım. Kapıda beliren beden ile o tarafa dönmüştüm.
"Tanrım Namjoon!"
Gülmekten ağrıyan karnımı tutarak kendimi yerlere atmıştım. Sadece ona, resim çizmeyi öğretecektim fakat o çoktan ressam havasına bürünmüştü. Giydiği pembe kazak, beyaz pantolon ve lacivert fuları ile oldukça garip ve komik duruyordu.
Düşüncelere dalınca tekrar kahkahalarımı serbest bırakmıştım. Bana şaşkınlıkla bakıyor ve dudaklarını büzüyordu.
"Tanrım haahhaha bu ne Joon? Hahahahaha."
"Hey! Gayet seksi ve hoş duruyor gülüp durmasana!"
Ben tekrar gülünce arkasını dönmüş ve merdivenlere yönelmişti. Koşup arkasından sarılmış ve boynu ile omuzlarına öpücüklerimi kondurmuştum.
"Hadi ama Joon. Sadece çok gülesim gelmişti, yoksa bana trip mi atıcaksın?"
"Belki?"
"Hadi ama ya. Trip atma?"
"Bakarız..."
Onu sırtından tutarak sürüklemiş ve tuvallerin önüne ilerletmiştim. Beyaz tuvale boş boş bakıyordu. Eline kalın olan fırçayı yerleştirmiştim.
Telefonumu alarak bir müzik açmış ve kollarımı omuzlarına sarmıştım.
"Şimdi bebeğim, gözlerini kapat ve şarkıyı hissederek çiz. Aklından ne geçiyorsa çiz."
Gözlerini kapatmış parmakları ile ritim tutuyordu. Şuanlık bir şeyler hayal ettiğini tahmin edebiliyordum.
Bende ince fırçayı elime almış ve pembe gökyüzündeki yağmurları çizmeye başlamıştım. Işıklı gökyüzündeki parlak damlalar...
Sağa döndüğümde Namjoon da kalın fırça ile siyah çizgiler çekiyordu. Henüz bir şeye benzemese de, yeteneği olduğuna emindim.
"Gayet güzel sevgilim."
Bana dönmüş ve gamzelerini göstererek tebessüm etmişti. Tıpkı bir çocuğa benziyordu. O benim hem bebeğim hemde sevgilimdi...
"Y/n?"
"Hmm?"
"Bakabilir misin?"
Siyah çizgiler bir resim oluşturmaya başlamıştı bile. Sadece şekiller biraz yamuktu. Fırça tutan elini elim ile tutmuş ve beyaz boyaya sürdüğüm fırçayı tuvale değirmiştim.
"Şimdi sevgilim, siyah çizgileri tamamlamak istiyorsan eğer, beyaz ile gölgelendirmelisin. Her karanlık içinde bir aydınlık saklıyorsa, senin resmindeki siyahların da içinde yıldızları saklasın."
Beni merakla dinliyordu. Ellerimiz üst üste, tuvalde dans ediyordu. Siyahlar beyaz ile süsleniyor, Namjoon'un gözleri sözlerim ile ışıldıyordu.
"İşte bak, bitti Joon."
"Bence bitmedi!"
"Neden?"
Bacağını dizimin arkasına atmış ve beni aniden minderlerin üzerine yatırmıştı. Kendi ise üstüme kapanmış ve sinsice gülerek bana bakıyordu.
Elindeki kalın fırçayı burnuma sürtmüş ve burnumun ucunu beyaz yapmıştı.
"Henüz bitmedi güzelim. Şimdi sen soyunacaksın bende seni boyayacağım."
"N-ne? Nasıl?"
"Yani güzelim, ben sanatçı olacağım sende sanatım olacaksın."
Çoktan ikimizi de soymaya başlamıştı bile...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐁𝐭𝐬 ☂︎ 𝐋𝐢𝐭𝐭𝐥𝐞 𝐑𝐞𝐚𝐜𝐭𝐢𝐨𝐧𝐬...
Random𝙸̇𝚗𝚜𝚝𝚊𝚐𝚛𝚊𝚖𝚍𝚊𝚗 𝚙𝚊𝚢𝚕𝚊𝚜̧𝚝ェ𝚐̆ェ𝚖 𝚑𝚒𝚔𝚊𝚢𝚎𝚕𝚎𝚛𝚒𝚗 𝚠𝚊𝚝𝚝𝚙𝚊𝚍 𝚟𝚎𝚛𝚜𝚒𝚢𝚘𝚗𝚞𝚍𝚞𝚛. 𝙸̇𝚗𝚜𝚝𝚊𝚐𝚛𝚊𝚖: @𝚒𝚠𝚒𝚎𝚋𝚕𝚎88