İşten kovulmanın öfkesi ile çantamı sallayarak loş ışıklı ortama giriş yapmıştım. Lanet olası işimden kovulmuştum ve azıcık da olsa içsem iyi olurdu.
Topuklu ayakkabılarımı sürüyerek bar tarafına gitmiş ve sandalyelerden birine oturmuş, barmene işaret etmiştim.
"Karışık margarita lütfen!"
Başını sallamış ve meyveli karışık içkimi hazırlamaya başlamıştı. Önüme koyulan bardağı tek dikişte içmiş ve ikincisini söylemiştim.
Tekrar kafama diktiğim bardağı koymuş ve üçüncü bardağı beklerken etrafa göz atmıştım. Öpüşen insanlar, dans edenler ve...
Ne? Platonik olup her gün arzuladığım Kim Taehyung da oradaydı! :)
Üçüncü bardağı da dikmiş ve aklıma gelen fikirle sallana sallana Taehyung'a doğru yürümüştüm. Yanındaki arkadaşları ile gülerek sohbet ediyordu. Ne hoş ki yanında hiç kız yoktu!..
Önündeki masaya tutunmuş ve ona sürtünerek kendimi kucağına bırakmıştım. Eliyle bacağımı sıkmış ve başını geriye atmıştı.
"Ah, Siktir Siktir."
Kıkırdamış ve biraz daha sürtünmüştü. Belki kızabilirdi ama sarhoş ve tatlı yüzüme güveniyordum.
"Biz gidiyoruz o zaman."
İki arkadaşı da güldükten sonra kalkıp gitmişti. Ayağa kalkmış ve yüzüm ona bakacak şekilde tekrar kucağına yerleşmiştim. Dudaklarına minik bir öpücük kondurduktan sonra, boynunu koklamıştım.
Siktiğimin azdırıcı erkek parfümünü yine sıkmıştı. Kokusu içimden geçiyordu. Ölebilirdim.
"Hey hey hey, beni öpme iznini kim verdi?"
"Benn."
Sarhoş gibi yapmış ve bir daha öpmüştüm. Çenesi gerilmiş ve saçımdan tutmuştu. Yüzü gergin dursa da, gözleri sinsice gülüyordu.
"Beni azdırdığının farkında mısın?"
"Oh, hayır, bakayım."
Kıkırdamış ve elimi alt tarafına atıp sıkmıştım. Elime vurmuş ve küfür savurarak beni kaldırmıştı. İşte istediğim oluyordu; yukarıdaki odalardan birini de biz meşgul edecektik.
Barın önüne doğru yaklaşmış ve barmene göz atmıştı. Barmenin eline verdiği şeyi ben göremeden cebine sıkıştırmıştı.
"Hey o da ne?"
"İşin sonunda göstereceğim güzelim."
Kolumu daha sıkı tutmuş ve merdivenleri hızlıca çıkmıştık. Kahverengi kapılı odalardan birine girmiş ve kilitlemişti.
Boynumu dudaklarıyla emerken, elimi alarak şişliğine bastırmıştı. Zonklayan göğüslerim ve ıslanan alt tarafım, dudaklarımı kanatacak kadar ısırmama sebep oluyordu.
"Aww, çok acıdı."
"Henüz bu pek bir acı değil güzelim. Sen istedin?!"
Susmuş ve haklı olduğu için lanet etmiştim. Gerçekten ben istemiştim. Ama beni becermesi için değerdi. Haftalardır, hatta aylardır onun hayali ile kendimi avutuyordum.
Fermuarı açılan elbisem yeri boylamıştı. Göğüslerimi ıslatan dudakları, sırtımın titremesine sebep oluyordu. Göğüs uçlarım hassastı ve emmesi daha zevk verici oluyordu.
Beni yatağa ittirmiş ve kemerini açarak pantolonunu çıkarmıştı. Gri baksırını zorlayan penisi çok büyüktü. Bundan çok emindim. Zaten giydiği kumaş pantolonlar bunu basitçe belli ediyordu.
"Soyun."
"He?"
"Soyun. Bakalım bunu yapacak kadar da cesur musun?!"
Gülmüş ve baksırını çıkarmıştı. Bahsettiği şey büyük olan penisiydi. Gerçekten yapabilecek miydim? Fazla büyüktü. Tanrım!
Üstüme doğru gelmiş ve penisini sıvazlamıştı. Hazırlamadan girecekti. Konumlanmış, kendini itecek iken, aklına gelen fikir ile geri çekilmişti.
"Umarım o lanet olası çantanda kondom vardır?"
"..."
"Sikeyim!"
Kenara atılmış mavi mini çantamı almış ve içini yere boşaltmıştı. Kolonya, cüzdan, sessizde olan telefonum ve pedler...
Ellerini başına sarmış ve odada yürüyerek düşünmeye başlamıştı.
"Kondomu unuttuğuna göre hamile kalacaksın."
"Ne? Dışarı boşalabilirsin."
"Eğer beni İyi tanıyorsan, dışarı boşalınca rahatlamadığımı bilmen gerekir?"
"Hayır, bunu bilmiyordum."
"Tamam, çık o zaman. Kondom yok ve hamile kalmak istemezsin. Üzerini giyin ve git."
"Hamile kalmak istemediğimi kim söyledi. Yap şunu."
Açık ağzı ve şaşkın gözleri ile bakmıştı. Zaten onu seviyordum ve düşüncem 'Neden olmasın?' yönündeydi.
Ellerini iki tarafa koymuş ve deliğime konumlandırdığı penisini içime ittirmişti. Derin nefesler eşliğinde gözlerimi sıkmıştım.
Tanrım, lütfen acımasın, lüt-
"Ağğğh."
"Şşş geçecek, söz veriyorum."
Saçlarımı okşamış ve midemde hissettiğim penisini hareket ettirmişti. O kadar büyüktü ki, boğazıma kadar dolu hissediyordum.
"Az kaldı, bitecek."
Ellerimi ellerine geçirmiş ve baygın bakışlarımı havaya dikmiştim. İlkim olduğu için acımıştı. Bütün bedenim uyuşmuştu.
"Hey bu da ne?"
Kanlanmış penisi ve kırmızı çarşaf ile bana bakıyordu. Sinirle içimden çıkmış ve tekrar aniden içime girmişti.
"Siktiğim, hem ilkin olduğunu söylemiyorsun hem de kondom olmadan beni tahrik ediyorsun. Bunun tek yolunun karım olmandan geçtiğini biliyorsundur."
Biliyordum, bana karşı boş olmadığını biliyordum. Kıkırdamış ve kafa sallamıştım.
"Çok iyi biliyorum..."
Elini belime yerleştirmiş ve daha da hızlanmıştı. Büyük penisi, bütün vücudumun titremesini sağlıyordu. Bedenimi ele geçirmişti.
Hızlıca içimde gidip gelmiş ve sıvılarımı akıttıktan sonra o da boşalmıştı. Göğüs ucumu ısırmış ve içimden çıkmıştı. Yerdeki ceketine eğilerek cebindeki şeyi çıkarmıştı.
Bir şampanya tıpası? Beni yan çevirmiş ve arkama uzanmıştı. Arka deliğime giren şampanya tıpası ile çığlık atmıştım. Henüz arka deliğin sızlarken, bir de ön deliğimi kendi penisi ile doldurmuştu.
Omzumu okşamış ve kelebek öpücükler kondurmuştu. Yatıştırmak adına kulağımı emmişti.
"Karım olmayı çok istemiştin, bu yüzden buna alış 'karıcım~'..."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐁𝐭𝐬 ☂︎ 𝐋𝐢𝐭𝐭𝐥𝐞 𝐑𝐞𝐚𝐜𝐭𝐢𝐨𝐧𝐬...
Aléatoire𝙸̇𝚗𝚜𝚝𝚊𝚐𝚛𝚊𝚖𝚍𝚊𝚗 𝚙𝚊𝚢𝚕𝚊𝚜̧𝚝ェ𝚐̆ェ𝚖 𝚑𝚒𝚔𝚊𝚢𝚎𝚕𝚎𝚛𝚒𝚗 𝚠𝚊𝚝𝚝𝚙𝚊𝚍 𝚟𝚎𝚛𝚜𝚒𝚢𝚘𝚗𝚞𝚍𝚞𝚛. 𝙸̇𝚗𝚜𝚝𝚊𝚐𝚛𝚊𝚖: @𝚒𝚠𝚒𝚎𝚋𝚕𝚎88