12.İç Hesaplaşma

2.3K 343 71
                                    


               Aylar sonra tıpkı eski günlerdeki gibi doya doya güldüğümüz, keyifle sohbet ettiğimiz bir akşamdı...Betül'ün İzmir'den hafta sonunda minik Elamızın doğum günü için gelmesiyle ve hepimizi bir araya getiren o harika günün ardından Serdar'ın evinin bahçesinde yemek yiyip sohbet etmiştik.Ta ki Gökhan gelip her zamanki agresifliğiyle keyfimizi kaçırana kadar.Ben Gökhan'ın o sevimsiz hallerine her ne kadar reddetsem de alışmışım meğer.Kabullenmeyeceğim desem de sindirmiş ve kabullenmişim çoktan.Bunu o akşam Gökhan'a şaşkınlıkla bakan Eda ablamın halinden ,sıktığı dişlerinin arasında Gökhan'la konuşan Onur abimin sinirinden ve evindeki misafirlere yaptığı terbiyesizliği kabul etmeyeceğini sakin,net ve  bir o kadar kendine güvenen tarzıyla belli eden Serdar'ın tavrından anladım.

              İnsanların keyiflerini daha fazla kaçırmamak adına Gökhan ile ortamdan uzaklaşsam da o gece Serdar'ın bana acır gibi bakmasını hiç unutmadım.Gökhan'ın bizi düşürdüğü durumdan utanırken kendi halime de en az Serdar'ın hissettirdiği kadar acıdım.

                Serdar'ın evinden Gökhan ile apar topar ayrılmamızın ardından geçen birkaç günde Gökhan ile ilişkimiz son dönemlerin en berbat halini almaya başladı.Öyle ki iki cümlemizden birinde yeni bir kavgaya tutuşup bambaşka bir kaosa sürüklenir olmuştuk.

      
                Geçirdiğimiz iki günün artından Betül'ün İzmir'e dönmesi ile ne yazık ki hayatımız eski rutin ,sakin haline geri dönmüştü.O kısacık sürede bile varlığına o kadar alışmıştım ki arkadaşımın tekrar İzmir'e  dönmesi beni ekstra etkilemişti.Betül yanımdayken kendimi daha güçlü hissediyormuşum meğer ve daha az yalnız.Hiç gitmese hep burada olsaydı keşke diye geçirdim içimden bir defa daha.Son iki senede sürekli yaptığım gibi...

  
                   Ankara'da geçen dört yılım ve stajımın ardından artık benim de Betül gibi bir karar vermem gerekiyordu bunun farkındaydım.Kalıcı, gerçekçi bir karar.Ama her zaman olduğu gibi Gökhan bu konuda da benimle aynı fikirde değildi.Gökhan'a kalsa hemen evlenelim ,evimde oturayım.İkimize ait bir hayatımız olsun.Gerçek anlamda sadece ikimizin olduğu..Böyle söyleyince her genç kızın sevgiliyle hayal ettiği gelecek zaten bu değil mi diyor musunuz?.Benim de öyle olmalı belki.Ama değil...Yani henüz değil.Çünkü bir süredir Gökhan da fark ettiğim değişim bizim  çok doğru bir seçenek olmadığımızı söylüyor  bana bu aralar.

                
                    Gökhan çok yaralı bir adam.Geçmişten gelen ve asla kabul etmese  de asla atlatamadığı derin mutsuzlukları,güven problemleri var.Annesinin kendisine en ihtiyacı olduğu yaşlarında babası ve Gökhan'ı başka bir erkek için terketmesi ve ergenliğinin çalkantılı döneminde yapayalnız kalması kendisine,çevresine özellikle de kadınlara yoğun bir güvensizlik duymasına sebep olmuş.Üzerinden yıllar geçse de bu hislerini hiç yok edememiş.Şimdi şimdi anlıyorum ilişkimizin en başında bastırmaya çalışmış ama benimle ilgili bile  soru işaretleri varmış kafasında.Hatta düşünüyorum da beni kendince daha zararsız bulduğu için sevmiştir belki de.Daha sessiz daha masum ya da daha pısırık mı acaba?Zaman geçtikçe ilişkimiz ilerledikçe ve ben kendimi bulmaya başladıkça tüm bunlarla beraber Gökhan'ın bana karşı tarzının da değiştiğini gördüm.O hassas ,korumacı ,sevgi dolu adam gitmiş her şeye müdahale eden , sürekli tetikte olan kontrol manyağı bir adam gelmişti sanki.

               
                   Bir süre önce,stajımı tamamladıktan sonra ve iş başvuruları yapmaya henüz başlamamışken  ailemi görmek için Urfa'ya gitmek istedim.Gittim de...Ama ağlaya ağlaya...Her zamanki gibi Gökhan'ın çıkardığı kavgaların sonunda benim telefonlarımı açmayıp beni tek başıma bırakarak ehlileştirdiğini düşündüğü hatırlamak istemediğim bir süreçten geçtik.Günler sonra hiçbir şey yokmuş gibi arayıp görüşmek isteyerek ve Urfa'da kaldığım iki haftayı burnumdan getirerek geçirdik o dönemi de.

                       Tüm bu yaşanan kaostan sonra artık attığım her adımdan ,aldığım her karardan korkmaya başladım.Ne yapsam Gökhan'ın sinirlenmesine sebep olacak gibiyim sanki.Kendime güvenim her geçen gün biraz daha azalmaya başladı .Ve bunu hissettikçe hırçınlaştım ,aslında  olmadığım asabi ,tahammülsüz bir karaktere dönüştüm.Bir kaç gün sonra iş görüşmem var mesela.Yıllardır hayalini kurduğum bir derginin edebiyat eki editörlüğü için başvurdum.Hocalarımdan tavsiye mektupları aldım.İş görüşmesi için günlerce hazırlandım.O kadar heyecanlıyım ki...Ama işte bunu Gökhan'a söylemekten korkuyorum.Aramızın bozulmasına alıştım ama hevesimi kırmasına,hayallerimi küçümsemesine dayanamam artık.Çok yoruldum...

Merhaba Canımlar

Yıldıza dokunmayı unutmadık değil mi?🧡

SONAY  (TAMAMLANDI)-IIIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin