Bir ay çok çabuk geçmiş; İstanbul, Ankara, İzmir, Londra ve Paris'te beş konser vermiştik. 7 kişilik ekibimizle yoğun tempodan çıkmış şu an evde pinekliyordum. Annemin tatil planları yapmasına burun kıvırmıştım. Zaten her gittiğimiz yerde bir iki gün geçirmiştik ve bir hafta sonra 18 olacak bünyem bu yaşa kadar amaçsız sadece gezmek için hiçbir yere gitmemişti.
İki abim Abim ile şu an soğuk limonatamı içerek havuz başında vakit geçiriyordum. Onlarda bu süreçte yoğun olduklarını birkaç kez söylemişlerdi. Cihangir ise gerçekten çok yoğundu, İstanbul konserim hariç hiçbirine gelememişti. Kendi gelemese bile gülleri aşk dolu kartlarıyla gelmişti. Ona olan sevgim ve özlemim her geçen gün artıyordu.
Çardakta Celasun ve Çağanalp abimler ile uzanmış dinlenirken annem yanında görevli kızlardan biriyle havuz kenarına geldi. Saçıma bir öpücük kondurup "Kızım doğum günün için son defa soruyorum parti istemiyor musun?"
Annem bir haftadır sürekli parti yapma fikriyle arkamda dolanıyordu. Ailemle ilk kutlayacağım doğum günümde yabancı insanları görmek istemediğimi söylemiştim. "Kesinlikle istemiyorum." Abimler bana dönerken, Celasun abim "Umişim, akşam müzik gecesi yapalım mı? Bu abinler senin sesini özledi."
Dört abimle iyice yakınlaşmıştık fakat bana olan sevgileri bazen korkmama neden oluyordu. Çünkü çok korumacı davranıyorlardı. Yemek yediğimiz mekânda bana göz kırpan çocuğu gören Celasun abim çocuğu hırpalamıştı en son. Onlarla kibar olmayan bir konuşma yaparak maganda davranışlarının beni boğduğunu söylemiştim.
Cevabımı bekleyen abime sıcak bir gülümseme gönderip, "Olur, ama sizde söyleyeceksiniz." Abimlerin çok güzel sesi yoktu ama dinlenebiliyordu yine de. Kafasını sallayıp annemin gelirken getirttiği atıştırmalık tabağını aldı. Çağanalp abim ile yemeğe gömüldüklerinde annem başıma elini koyup "güneş çarpacak gibi seni, hadi gel bir duş alıp anne kız vakit geçirelim."
Abimlerden gitmemle isyan sözleri çıkarken "Susun bakayım siz, akşam hepinizi o sofrada göreceğim işkolik abinlere haber verin." Abimlerin ağzına laflarını tıkan bir bakış attı. Odama gidip banyodan sonra, tüm vücudumu kremledim. Üzerime küçük çiçekli lila elbise giyip saçlarımın yanlarından balık sırtı örüp arkadan birleştirdim.
Ardından odandan çıkıp müzik odasına gittim. Odanın tozunu fark ettiğimde, kızları bulup temizletmek için mutfağa yöneldim, herhalde kızlar temizlemeyi unutmuşlardı. Mutfak alanına girmeden "Kurum kurum kuruluyor haspam, evin prensesi ya!" Nefretle karışık sözleri söyleyenin ince sesinden Banu olduğunu anlamak zor değildi.
Ardından başka biri, "Hayır seni yetiştirme yurdunda kalmana sebep olan aileni ne çabuk affediyorsun. Paradan canım bunlar hep, para için burada." Ah şeytan ikilisinin ikincisi Merve'ydi. Ne zamandan beri davranışları rahatsız ediyordu beni nedenini hiç merak etmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel Deha
RomantikDaha bir kaç günlükken yetimhanenin kapısında bulunan Umay'ın hayatı başarı ve zorluklarla ilerlemektedir. 17 yaşında dahi zekasına sahip ve müzik dehası olarak yaşamını sürdürürken ailesinin hayatına dahil olmasıyla hersey tepetaklak olmuştur. Güç...