3.Bölüm - Tepetaklak

40.6K 1.9K 193
                                    


"Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?" Şems-i Tebrizi

Senfoni günü etrafın hareketliliğinden kurtulmak ve son prova için kulaklığıyla kayıtlarını dinleyen Umay elleri ile son kez elbisesini düzeltmişti. İlk parasını kazandığından beri o ailenin tokasını bile kullanmayan Umay, yıldız simleri olan siyah tül elbisesinin eteklerinde ellerini gezdirdi. Sahnede parıldayan kumaşları çok seviyordu sanki onlarla gökyüzüne çıkıyormuş hissi veriyorlardı. 

Eline dokunulması ile bakışlarını elbisesinden çekerek Ateş ve Yağız'ı gördü. Airpodslarını kutusuna yerleştirmeye başladı. Yağız pişkin bir şekilde "Smokin bana daha çok yakışıyor değil mi Sarım?" Umay bu iki yetişkin erkek çocuğunun itişmesine alışkın bir abla edasıyla onları umursamayarak "Elbisem ile Sarışın bir tanrıçayım beyler." Hafif kıkırdama ile söylediği sözler göz çevirme ile karşılık buldu. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Üvey ailesinin çizdiği mükemmel Umay böyle şeyler yapmazdı. Bu tip sözler ve samimiyete şahit olan bir elin parmaklarını bile geçmezdi hayatında. İlk yurtdışı konserleri değildi ama 80 kişilik dev kadro ile ilk yurtdışı konserleriydi. İki erkeğin kollarına giren Umay ekibin diğer üyelerine doğru yöneldi.

Dört saatin ardından açılış yerine kapanış partisi yapan Kraliyet senfoni orkestrası ve akademi üyeleriyle vakit geçirmenin ardından pili bitmiş bir şekilde yatağa attı kendini Umay. Bugün ne demişti Akademi Dekanı "En kısa zamanda lisansüstü eğitimin için temelli gelmelisin Londra'ya." Bunları düşünerek uykunun kollarına düştü Umay.

Sabah telefonunun çalması ile savaşını kaybederek gözlerini açabildi Umay. Telefondaki isim ise ölüm gibi kalbine saplandı sanki. Telefonu açarak,

"Evet Suat Bey"

"Baba lanet olasıca baba diyeceksin. Hemen eşyalarını topla. Yarın öğlene burada olman lazım. Başhekim yardımcı ve ailesi ile yemek var. Başhekim yardımcısının oğulları sürekli seni soruyor. Dönem bitti zaten. Berk sosyal medyada fotoğrafını görmüş bizi kutlama yemeğine çıkaracaklar."

Ah dedi Umay başhekim yardımcısının sarkıntı oğlu Berk "Dönem bitmiş sayılmaz, hem-"

"Biletini aldım. Reşit olmayan kızımız tek gelecek diye havayolu şirketine bile haber verdim. Gelirken Berk'e hediye al."

Yine tehdit diye düşündü Umay, tehdit eğer sorun çıkarırsa fiziksel acıyı da getirecek şiddet...

"Tamam." Umay bu aralar kolay kabul ediyordu çünkü 7 ay sonra reşit olarak hepsine defolup gitmeleri gerektiğini söyleyecekti. Ama oysa o yine o puba gitmek o gözleri bulmak istiyordu bir kez de kendisi için bir şey yapmak istiyordu.

Güzel DehaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin