53.Bölüm - Alparslan ve Emira

14.7K 963 64
                                    


Sabah kahvaltısında birbirlerine salatalık atan oğlanlarına dert anlatmaya çalışan Cihangir sonunda "Akgün, Akay yapmayın" demişti. İkinci isimleriyle ikazı anladıklarında kahvaltılarına gömülmüşlerdi. Cihangir ne kadar çocuklara sevecen olsa da ikizler hayatlarındaki neredeyse 12 aylık sürede babalarının kızgınlığa giden sınırdaki ses tonlarını öğrenmişlerdi. 

Ben uyarma girişiminde bulunamıyordum çünkü yapamıyordum. Çocuklara kızacak olsam hemen gözlerim doluyordu. İkizlerin kahvaltıları devam ederken Cihangir, abimlerle toplantı için sabahtan Atabeyli binasına gidecekti. Kendi işleri yetmiyormuş gibi benim hisselerimi de yönetiyordu. Her söz verdiğini yaptığı gibi saat yedi olmadan eve geliyordu. 

Hayatımız gayet sıradan gittiğini pek söyleyemeyecektim. İki ay önce tehlikeli işler sebebiyle iki hafta eve kapanmıştık. Bu dönemde olan doğum günüm çok mutsuz geçmek durumunda kalmıştı. Cihangir bir daha böyle bir şey olmayacağını söylese de yine de çekiniyordum. 

İki haftaya ikizlerin doğum günü vardı. Annem ne kadar davet tarzı bir kutlama istese de çocuklarımın anlamayacakları bir etkinlik son derece saçma geliyordu. Aile ve yakın arkadaşlar ile küçük bir kutlama birinci yaş için çok daha uygundu. 

Bir süre çocukları Ecrin'e bırakıp eve gelen kuaförüm ile vakit geçirmiştim. Mümkün mertebe böyle şeyleri evde hallediyordum. İkizleri kalabalık ortamlara sokmamaya ve görüntü vermemeye hala çalışıyorduk. Ahu bu duruma aşırı gıcık oluyor ikizlerin yüzü görünmeyen fotoğraflarını çekiyordu. 

Bakım bittikten sonra bayılarak alsam da ikizlerin hemen kirleteceklerini bildiğimden giyemediğim pantolon takımımı çıkarmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bakım bittikten sonra bayılarak alsam da ikizlerin hemen kirleteceklerini bildiğimden giyemediğim pantolon takımımı çıkarmıştım. Sonuçta dört dayı ve babanın olduğu ortamda ikizlerin bana gelmesi mucizeydi. Elden ele dolaşmaktan çocuklarım yürüyemeyecek diye çok korkmuştum. Yine erken gelişim gösterip ilk adımlarını babalarının doğum günlerinde atmışlardı. 

İkizler için kıyafet seçip giydirirken Ecrin'de çantaları hazırlamıştı. Ecrin, Faruk ve Rauf'un yardımıyla arabaya bindiğimizde çocuk koltuğundan mızırdansalarda çıkarmalarına müsaade etmemiştim. Atabeyli grup binasına geldiğimizde çocuklar kadar bende bu kadar insan içine gireceğimiz için tedirgindim. 

İkizleri bina kapısına kadar Rauf ve Faruk getirse de yolda izin alarak aradıkları Cihangir'İn sağ kolu Akif ve babam emekli olduğu için abimin sağ kolu olan Serkan bey karşılamıştı. Etrafa merakla bakan ikizleri yere bırakmalarını istediğimde, herkes kendilerinden çok uzun kaldığını fark ederek uzattığım ellerimi hemen tutmuşlardı. 

Akif ve Serkan'a dönerek, "fotoğraf çekilmesin demiştim." Kafa sallayan ikili, Rauf ve Faruk arkamızdan gelirken Ecrin ile yavaşta olsa kendileri yürüyen ikizlerle asansöre gelmiştik. Evde de bazen asansör kullandığımızdan bildikleri için korkmayan ikizler ile yönetim katına çıktığımızda gözleri dört dönüyordu. Babamın eski asistanı karşıladığında neşeyle selam vermişti. 

Güzel DehaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin