33.Bölüm - Mafyatik İşler

14.5K 957 67
                                    


//Tam kapanmaya girdiğimiz bugün, bölümü erken atmak istedim. Malum hepimiz evlerimizdeyiz. 

-----------------

Uçaktan indiğimiz gibi etrafımızı saran etten koruma ordusu ile şaşırmıştım. Korumaların sayısı bir anda neden bu kadar arttığını merak ettim. Cihangir ile arabaların oraya el ele gitmiştik. Rauf ve Faruk araca geçmeden durdurmuştu. 

Bana dönerek, "Sen korumaların ile eve geçiyorsun ben de işlerimin başına tamam mı?" Kafamı aşağı yukarı sallamıştım. 

Alnımı öptükten sonra, "birkaç gün dışarı çıkmazsan olur mu?" Çıkma diye emir vermemesine içten içe sevinirken ona da olumlu anlamda kafa sallamıştım. Arabanın kapısını açıp geçmemi beklediğinde son defa sarılıp kokusunu içime çektim. 

"Kendine dikkat et." 

"Sen de kendine dikkat et güzelim." Araca binmem ile iki araba ard arda yola çıkmıştık. Eskiden ikinci aracı hiç görmezdim ama bugün direk arkamızda geliyordu. 

Yerime oturduğumda telefonumu çıkarıp annemin aramasına geri döndüm. Uçağa binmeden direk anneme mesaj atmıştım. Telefon ikinci çalışta açılınca "annem indiniz mi?" 

Telefonu açtığıma göre inmiş olmamız gerekiyor mantıken dememek için kendimi zor tutmuştum. "Evet şimdi eve geliyorum." 

Annem derin bir nefes almıştı. "Cihangir'de geliyor mu?" 

"Hayır onun acil gitmesi gerekti. Eve gelince konuşuruz." Annemin tamam demesiyle telefonu kapatıp çantama atmıştım. Eve geldiğimde annem hariç ev halkından kimseyi görmemeye tabi ki şaşırmamıştım. 

Annem sanki bir yıldır Fransa'daymışım gibi sarılarak bana iki gündür yaptıklarını anlatıyordu. Uçakta gerginlikten çok yiyemediğim için kahve ile getirilen aperatiflerden biraz atıştırıp müzik odasına geçtim. Hava kararana kadar müzik odasında çalışmıştım. 

Odama geçip üstümü değiştirip Cihangir'e nasılsın mesajı yollayıp kendimi yatağa attım. Cihangir'in huzursuzluğu bana geçmişti sanki. Onun canı sıkılınca benim neden bu kadar sıkılmıştı anlayamamıştım.

Kapımın çalması ile yatakta gözlerimi açtım. Hafifçe doğrulurken kapıdakine gel demiştim. Elif odaya girdiğinde, "Efendim akşam yemeğine çağırmaya gelmiştim." 

Yataktan doğrulurken, "babamlar geldi mi?" 

"Sadece Barlas Bey geldiler." Tamam anlamında kafamı salladım. Elimi yüzümü yıkayıp üzerimi kontrol edip salona geçtiğimde annem ile abim kısık sesle konuşuyorlardı. 

Beni görünce susan ikiliden ayağa kalkıp bana Barlas Abim sarılarak, "iki günde ne kadar özlemişim ben kardeşimi. Bir daha gitmene izin vermiyorum." 

Neşelendirmek için söylediği belli olan sözlere gözlerimi devirdim. "Sağ salim nişanlımı görürsen ona söyle. Gerçi telefonuna bile bakmıyor." 

Annem hemen, "işleri yoğundur kızım." Kafamı sallayabilmiştim. Zorlu neşe ile geçen yemekten sonra yorgun olduğumu bahane ederek odama geçtim.

Aradan geçen bir hafta içerisinde bir defa işlerinin yoğun olduğu ile ilgili mesaj hariç iletişime geçmemişti benimle. Eve sadece geceleri gelen babam ve bazı günler gelen abimler ise yoğunluktan bahsediyorlardı. Sanki bu bir hafta her zaman olan bir şeymiş gibi davranıyorlardı. 

Evden bu bir haftada bir kez bile çıkmamıştım. Zaten gergin olan ortamı daha fazla germemek için suskunları oynuyordum. Telefonum ise sanki Cihangir'i engellemiş gibiydi. O hariç tüm aramalar ve mesajlar varken sevdiğim adamdan çağrı bile yoktu. 

Güzel DehaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin