51.Bölüm - Doğum

15.3K 990 122
                                    


Dokuzuncu aya geldiğimizde yürüyüşüm paytak ve aşırı ağırlığım ile gün sayıyordum. Cihangir eğilmemem için ayakkabı bağcıklarımı bile bağlıyordu. Doktorumuz ikizlerin tam zamanında geleceklerini söylese de her ihtimale hazır olmamızı da eklemişti. 

Cihangir hastaneye yatmamı söylediğinde şok olmuştum. İşe gitmek için her sabah mızmızlanan kocam tek başıma kalmamı asla istemiyordu. 

İlk başta dadı işe almayı düşünsek de bebeklerle kendim ilgilenmek istediğim için kalfamızın küçük kızı Ecrin'i yardımcı olarak işe almıştık. Aslen çocuk gelişimi okuyan Ecrin bu alanda bir sene çalışmış çok tatlı bir kızdı. Ayşe hanımın ailesine çok güvenen Cihangir bu teklifimi olumlu bulmuştu. Kız görüşmeye geldiğinde annesi gibi olan tavırları ile olumlu etki bırakmıştı. Ecrin iki hafta önce işe başlamış en son aldıklarımızı çocukların odasına yerleştirip eve alışıyordu. 

Soğuyan havalardan ötürü bahçeye çıkamadığım için müzik oldasında, salonda ya da yatak odasında annemle birlikte vakit geçiriyorduk. Annem bir haftadır her gün bizdeydi. Geçen akşam Cihangir'e bu telaşının anlamsızlığını sorduğumda anlayış göstermemiz gerektiğini söylemişti. Benim kaçırılmamın anneme verdiği hasar ikizlerin geleceği şu günler daha çok gün yüzüne çıkıyordu sanki.

Şimdi de birlikte kahvaltı yaparken Cihangir ile ikisi doktorumu arayarak sabah yaşadığım kasılmaları konuşuyorlardı. Daha önce de olduğu için ben sessizce kahvaltımı yapıyordum. Cihangirin yurtdışından gelen bir grupla anlaşma yapmak için Cumartesi olmasına rağmen işe gitmesi gerekirken gitmemekte ısrar edişine inanamayarak itekleye itekleye gönderdikten sonra salonda koltuğa oturdum. Anneme akşam abimleri ve babamı yemeğe çağırmasını söyleyip sonra odama gidip uzanmıştım. Bir süre sonra annem yanıma gelip saçlarımı severken çoktan uyuya kalmıştım. 

Cihangir'in öğleden sonra eve gelmesi ile uyanıp üzerimdeki pikeyi sıkıntıyla itekledim. Takımını çıkarıp altına giydiği rahat pantolonuyla yanıma gelip yatağın köşesine oturmuştu. İyice sıyrılmış elbisemin açıkta bıraktığı bacaklarımı hafifçe okşayıp diz kapaklarımdan öptü. 

Hafifçe kıkırdayarak, "kadının diz kapağından öpmenin anlamını biliyor musun kocacım?" demiştim. Gözleri duygu dolu bulutlar yüklü kocam hafifçe kafasını sallayıp, "bugüne dek tüm düşmüşlüklerinden, yaralarından, kanından, izinden, acından öpüyorum, şifa niyetine... demek sevgilim." Dedi. 

Yüreğimdeki kuş yine kanat çırparken, "seni, sen küçükken sevdim on altında girdin kalbime, yaralarını sarayım derken bazen daha çok yaraladım. Sen daha genç bir kızken evlenmek istedim. Yirmi birinde anne olmana sebep oluyorum." 

Gözlerim doluyken hafifçe gülümseyerek, "iyi ki bunları yaptın Cihangir. Sen bana yaşama nedeni verdin. Beni, iki kişilik biz yaptın şimdi de dört kişilik biz oluyoruz." 

Çarpık bir gülüşle ve sesinde umutla "beş te oluruz değil mi?" Kıkırdayarak, "altı bile oluruz." Dedim. Karnımı açarak öptüğünde oluşan hareketlenmeleri zevkle izlemiştik.

 Karnımı açarak öptüğünde oluşan hareketlenmeleri zevkle izlemiştik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Güzel DehaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin