Daha bir kaç günlükken yetimhanenin kapısında bulunan Umay'ın hayatı başarı ve zorluklarla ilerlemektedir. 17 yaşında dahi zekasına sahip ve müzik dehası olarak yaşamını sürdürürken ailesinin hayatına dahil olmasıyla hersey tepetaklak olmuştur. Güç...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Çiçeğin içindeki notu alıp cam kenarındaki çift koltuklara doğru ilerledim. Diğerlerinin muhabbete dalmalarına rağmen gözlerinin bende olduğunun farkındaydım. Karta bakınca geçen gün halhalla gelen kartın aynısı olduğunu fark ettim, Yine aynı karakteristik el yazısını da tanıyınca istemsizce ellerim titredi. Kartı açtığımda yine bir karekod vardı. Altında;
"Dikkat ile muhatabım çevrilen yüzün denizim
Leyla'dan mı mirasınız saçlarında çöl ayazın
Esip geçtiğin kadar dirisin bende bul izimi
Belki öylece kalır da belkiler de bul yüzümü
Gözlerin de aydın olsun gel."
C.E.
Yüzümde aptal bir tebessümle şarkı sözlerine bakarken buldum kendimi. Çaktırmamak adına notu kartına koyup salondaki kalabalığa dönüp, "Aybars'ın işi, aranjörlük için tebrik ediyor. Gideyim de suya koyayım."
Babam "kızlar koysun niye uğraşıyorsun" deyince annem "Umay odasına kızların çok girmesini istemiyor hayatım." İstemiyor muyum diye soracaktım az kalsın saf saf.
Konuyu değiştirmek için ellerini çırparak dikkati üzerine çekip bugün yaptığı lavantalı chesscakeinden bahsetmeye başladı. Yukarı bir koşu çıkıp çiçekleri bulduğum vazoya koyarken notu makyaj masamın çekmecesine diğerinin yanına koydum.
Geldiğimde kalkan ekiple masaya geçtiğimizde Cihangir'in yanına oturma heyecanım Celasun abimin kolumdan tutup yanına oturtması ile söndü.
Cihangir'in oldukça keyifli suratını izlerken, yemeğin sonuna doğru annem "Umay sana uyarsa kahvelerimizi ve tatlılarımı müzik orasında alsak sende bize bir şeyler çalsan?" İlk defa eve misafir geliyordu herhalde ondan bu isteği diye düşünüp kafamı olumlu anlamda salladım.
İlk Mozart çaldıktan sonra kendi parçamdan da çalmıştım ki ara verip kahvemi içerken Cihangir standında duran gitarı alıp bana uzattı "yeni öğrendiğin bir şarkı var mı bize çalsan?" Düşününce en son gizemli çiçekçimin yolladığı şarkıyı çalmıştım. Neden olmasın diye bir iki akort düzeltmesinden sonra çalmaya başladım.
İlk defa başkalarına çaldığım için hata yapmamak için bakışlarım gitardayken kafamı kaldırdığımda Cihangir'in dudaklarının kıpırdadığını gördüm. Bitirdiğimde tebessüm ederek aileme baktığımda Alparslan abimin düşünceli suratı dışında herkes iyi vakit geçirdiği belli olan yüzleri vardı. Daha çalmak istemediğim için plaklardan birini pikaba koyup yanlarına dönüp kahvemi içmeye başladım.
Bir süre sonra babam "Cihangir çalışma odama geçelim mi oğlum biraz?" Herhalde ortak iş yapıyorlar diye düşünürken babam abimlere de gözü ile işaret etti. Annem bana imalı bakarken anlamamış gibi bende tebessüm ettim.