13. BÖLÜM

468 26 2
                                    

   Sabah alarm çalınca kapatıp uyumak istesem de hastahaneye gitmem gerekiyordu.

Oflayark kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Yatağa oturup bi ayağıma bir de aynada ki, dağınık saçıma, hafif şişmiş gözlerime, zayıf bedenime baktım. Berbat gözüküyordum. Tekrar can sıkıntısıyla yüzümü yıkadım. Tip filan kalmamıştı. Ne spor yapıyordum ne oturduğum yerden kalkıyordum.

Düşünceleri bi kenara atıp, siyah eşofman altımı kırmızı kazağımı giyip tekrar kendime baktım. Az toparlanmış gibiydim. Saçımı at kuyruğu yaptıktan sonra, rimel sürdüm, dudak nemlendiricimide sürüp tekrar geçtim aynanın karşısına işte hazırdım.

Dolaptan hazır bir şeyler yiyip çantamı alıp evden çıktım. Randevuma on beş dakika vardı. Benim ise on dakikalık yolum.

Alçılı ayakla yürümek her ne kadar zor olsada değnek işimi kolaylaştırıyor. Otobüsten indiğim gibi doktorun kapısına gittim. Tam saatimdi.

Alçımı çıkarıp kontrol etti. Bir tanede krem sürdü. Ayağımı biraz sızısı vardı ama ilk günkü ağrısı yoktu. Dokyorda iyileşme gördüğü için sargıyla durmasın da bi sakınca görmedi. Biraz da benim ısrarımla. En azından okula açılı ayakla gitmicektim.

Eve geçince ayaklarımı uzatıp bir güzel dinlendim. İstediğim gibi olacaktı. Alçı kalkmıştı.

Tam uykuya dalacakken telefon çaldı. Rahatımı hiç bozmadım ama ısrarla ikinci kez çalınca bende merak ettim. Arayan numaraydı.

Gizem: Alo
Numara: Gizem ben teyzen kızım nasılsın iyi misin?
Gizem: İyim.
Numara: Kızım iki gün sonra İzmire yanına geliyorum. Aynı evdesin değil mi? Seni bi göreyim.
Gizem: Otel arasan iyi olur.

Telefonu bir sinirle kapattım. Neydi şimdi bu? Parası mı bitmişti? Yoksa işi mi düşmüştü?

Ben ailemi kaybedeli 5 sene olmuş yeni mi aklına gelmiştim? Ne amcamı, ne halamı, ne teyzemi hiç birini görmek bile istemiyorum. Evet teyzem yanımda durmuştu, ama beş sene sonra aklına gelmemde tuhaftı.
Benim akrabalarım dururken kış ayında komşu evinde kalırdım. O zaman aramak vardı teyzecim çok geç kaldın.

Biraz oturup boş boş duvarı izledikten sonra bir duşa girdim. Hemen üzerime pijamalarımı giyip mutfağa geçtim. Kahvaltılıkları masaya koyup, hızlıca menemen yaptım. Ekmekleride ısıtıp hemen yerimi aldım.

Ben alışıktım 12 yaşında evime anne olmuştum. Beş senedir bu masaya yanlız otururum. Tek başına yemek yemek sıkıcı gelmez bana. Sıkılmayı düşünmem bile çünkü imkanım yok. Bazen, hatta genelde Türkan teyze yemeğe çağırırdı. Benden bir yaş büyük kızıyla oturur sohbet ederdik. Bu sene onun sınavından dolayı çok fırsat bulamasakta benim ailemdi onlar.

Karnım doyunca hemen mutfağı toparlayıp içeri geçtim. Doktorun yazdığı ilaçları içip, kremide ayağıma sürüp televizyonun karşına geçtim. Çok sıkı takip ettiğim diziler olmasa da denk geldikçe izlediğim vardı tabi.

Doğdun ev kaderindir dizisi gelince kumandayı bırakıp örtüyü de üzerime iyice çektim. Büyük ihtimalle uyakakacaktım. Diziyi sadece Zeynep için tahammül ediyorum. Tüm olanlara rağmen güçlü kalmayı tercih ediyor. Dizinin bitmesine az kala gözlerimi fazla tutmadan uyakaldım.

SuskunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin