Ben oturmaya devam ederken mutfaktan yüksek seste gürültü geldi. Ayağa kalkıp hızla yanına gittim. Ama ne göreyim mutfak savaş alanına dönmüş. Sızlayarak elini tutan Burak.
"Ne yaptın sen ya?"
"Yapamadım görmüyo musun? Canım acıyor. Aa ben böyle işin... Gözleri bende kalınca lafını yuttu.
Elini fazla derin kesmişti. Evde bulduğumuz sargı beziyle sarıp oturmasını sağladım. Mutfak hala berbattı.
Kapının oraya geçince modum düşmedi değil.
" Hayır yaa sen toplamicaksın. Bir şeyler sipariş ederim ben. Hatice abla gelir birazdan o toplar"
"Sen niye toplamıyorsun. Sen dağıttın. Hep birilerine muhtaç yaşacaksın. Nasıl rahatlık bu böyle"
"Sanane kızım. Hayat benim hayatım. Otur şuraya diyosam otur"
Öfkesi sesinden anlaşılıyordu zıt koşmak istemedim. Karşısına oturup başımı öne eğdim. Oda bir eliyle karnını tutuyor bir yandan da sesizce bişeyler mırınlanıyordu.
"Ne zaman gidicem"
Sorduğum soruya cevap vermediği gibi kafasını bile kaldırmadı. Her zaman ki gibi başını koltuğun arkasına yaslayıp derin nefes almaya başladı.
"Sana diyorum ya. Çocuk gibi davranmayı keser misin?"
Hala ses yoktu. Karnındaki eli yavaşça yana düşünce kanaması kendini göstermişti. Bir hızla yanına geçip elimi karnına bastırdım. Olamaz bayılmış. Bir anda kalp ritmim hızlandı elim ayağıma dolaştı. Ne yapcaktım şimdi ben. Yanındaki örtüyü de karnına bastırdım. Ama durmuyordu.
Düşğn Gizem düşün. Durması lazım durmuyo. Sakin ol. Kendimi sakinleştirmeye çalıltıkça hızlanan kanla daha da panik oluyordum.
"Burak, aç gözünü. Hadi lütfen. Aç gözünü ne yapmam lazım. Burakkk"
Tepki alamayınca bir hızla tişörtünü çıkarttım. Teni yanıyordu. Ya ben yapıcaktım yada... Düşğnemiyordum bile.
Hemen bir su getirip bezle başına koydum. Bantını dikkatlice çıkatıp tekrardan bir bezle bastırdım. O sırada kapı çaldı. Allahım kalbim şimdi duracak.
"Burak oğlum. Hatice teyzen ben evdemisin"
Az çok sesi anlayınca evi temizleyecek kadındı. Elini karnına koyup hemen kapıyı açtım. Kadın beni görümce yüz modu anında değişti.
"Yardım edin lütfen. Burak-
Lafımı bitirmeden içeri geçti. Arkasından bende hızkıca.Hızla bana söylediklerini getirdim. Başına koyduğu bezi tutuyor, bir yandan da bana söyleyeceği şeyi dinliyordum.
Baya bir upraşın sonuncunda kanaması durdu. Ama hala ateşi var.
"Allahtan dikişi atmamış. Yoksa durduramazdık. Korkma kızım uyanır birazdan."
Yerw oturup sadece gözümden düşen yaşları bekledim. Ben fazlasıyla yorulmuştum artık. Ben sakinlik, huzur istiyorum. Nedense hiç biri beni bulmuyor.
"Tamam kalk kızım. Geçti bak daha iyi gel su iç biraz"
Yerden kalkıp koltuğa oturdum. Yarım saat filan öylece bakıyordum. Sadece yüzümde kurumuş göz yaşlarım. Öylece duruyordum. Hatice teyze mutfakta arada gelip bana bakıyor tekrar gidiyordu.
Burak hafif hareket edince başımı ona çevirdim. Başındaki bez düşmüştü. Kalkıp yenisini koyarken tekrar kımıldadı.
"Gii--t---mee zar zor sadece bunu söylemişti.
Yanından çekilip yerime oturdum. O sırada Hatice teyze yanıma gelip oturdu. Biraz Burak'ta gözğ takılı kalınca bana döndü.
"Hep böyledir biliyo musun? Ya hasta gelir ya sarhoş ya da sadece susmaya. Bilirim buraya geldiğinde bir derdi olduğunu. Bazen anlatır bazen de hiç lafını etmez. Bu sefer senle gelince dedim ki düzeltti demekki. Ama daha kötü olmuş. Ne oldu kızım? Hangi belaya girdi yine? Birde senin gibi güzel bir kızı üzdü"
"Bilmiyorum"
"Sana da mı anlatmadı?"
"Yok anlatmadı" kalkıp dışarı çıktı. Biraz oturunca yanına gittim.
"Ne zaman uyancak"
"Uyanır birazdan, Ben eve gidip ilaç getiriyim burdakiler bitti."
Tekrardan yanına geçince, gözlerini açmış bişeyler söylüyordu. Hareketlenince yanına geçip kolundan tuttum.
"Ne kalkıyosun yat şuraya."
Başını bana çevirip uzandı tekrar. Ateşine bakınca düşmüştü. Gözlerini benden ayırmıyordu.
"İki oldu, fazla iyilik yapıyorsun"
"Karşılık istemiyorum. Sakın böyle algılama"
"Peki"
Ben ayakta dolanmaya başlayınca bir an karnımın açlığını hissettim. Koşışturmadan yemek bile yiyememiştim. Zaten yiyesimde çok yoktu.
"Su. Su verir misin?"
Suyu doldurup masaya bıraktım. O bana bakınca bir an çok mantıklı değildi. Başını kaldırıp suyu içtirdim.
"İyi misin"
"İyim. Teşekkür ederim"
"Ben bişey yapmadım. Hatice teyze yaptı ilaç getirmeye gitti sana"
"Buna inanmam ufaklık"
Gözlerimi devirip, balkona geçtim. Ne ufaklığı be!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suskun
Short StoryDili susmuş ama kalbi çığlıkla dolu bir gencin hikayesi. Bu hayatta susmayı çare sanmış, bazen yıkılmış, bazen dimdik durmuş. Ama sesiz kalmış gözlerle konuşmayı tercih etmiş. Sizleri bekliyor....