2. Bölüm

1.3K 67 5
                                    

Resimlere sarılarak uyumuşum. Uyandığım da daha çok erkendi.

Tekrar uyursam yine geç kalacağım düşüncesiyle kalktım. Açık olan televizyonu kapatıp, telefonu elime aldım. Gerçekten okul olmasa benim halim perişan olurdu. Belkide hiç uyanmazdım. Ama buda okulu sevdiğim anlamına gelmezdi. Boş boş oturduktan sonra bir duş alıp kahvaltı yaptım.

Hayat beni yoruyordu. Etrafımda ki kişilerin yapmacık davranışları, boş konuşmaları, samimiyetsiz gülüşleri beni çileden çıkartıyordu. Sanki tüm insanlar yüzüne maske takmış ortada geziyor gibiler. Bunları bi kenra bırakıp okula gitmek için evden çıktım.

Saat erken olduğu için yürüyerek gitmek en matıklısıydı. Kulağında müzikle sakince yürüyüş insana iyi geliyordu. İyi ki sakince dedim, hemen karşıda bir gürültü koptu. Birbirine bağıran iki adam vardı. Tamda olarak bağırma değilde, bildiğiniz kavga ediyorlardı. Hatta birinin elinde bıçak vardı. Kendimi bir an topladım. Olaya dahil olmadan ordan sıyrılmayı düşünürken bir an polisler etrafı sardı. Ben adımımı hızlandırsam da arkamdan bir ses bağırdı. Oralı olmadım. Ben dönmeyince polis hızlı adımlarla yanıma geldi.

"Pardon! Olayı gördüğünüz için ifadenizi almak zorundayız"

"Hayır görmedim"

"Lütfen hanfendi uzun sürmez gördüklerinizi anlatın yeterli"
İşte bir olay ve içinde ben. Bir an etrafımı incelerken orda sadece kendimi ve polisleri gördüm. Meğersem tek ben olduğum için ifademi almak istemiş. Polis arabasına binerek karakola götürdüler.

Beni bi odaya götürüp beklettiler. Ardından içeriye iri yapılı, orta boylu birisi girdi. Masasına oturduktan sonra sert yüzünü bana çevirdi. Bir an tüylerim diken diken olsada yüz ifademi bozmadım. Bir kaç soru sorduktan sonra, okula giderken rastladığımı, çokta bir şey görmediğimi söyledim. Söylediklerimin altına imzamı atıp çıktım.

İlk defa okula geç kalmamıştım, ama yine geç kaldım. Gerçekten hayat bile benim okula gitmemi istemiyordu. Saate baktığımda derse gireli daha 10 dakika olmuştu. Koşarak gitsem ders bitmeden yetişirdim. Hocayada durumu anlatırsam yok yazmazdı umuduyla koştum.

    Sınıfın kapısında derin bir nefes aldıktan sonra içeri girdim. Sınıfa bir göz attım ama hoca yoktu sınıfta baya gürültülü ve dağınıktı. Önümden geçen kızı durdurup

"Hoca nerde?"
"İkinci derse gelicekmiş işi varmış"
"Yoklama alındı mı?"
"Yok alınmadı"

Bir an içime su serpildi. Ne kadar gelemek istemesemde diplama vardı işin ucunda. Ben yerime oturup müzik açarak dinlemeye başladım. Sesler yükselince kulaklığı çıkartıp sınıfa döndüm. İki salak kız kavga ediyordu. Bu gün durmdan kavgalara denk geliyordum. Keyfimi bozmadan izlemeye başladım. Çok sürmeden sınıfa bi kaç hocayla müdür girdi. Kızları alıp, sınıfa da bağırıp gittiler. Sabah ki olayı düşündüm. Acaba ne olmuştu. Düşündükçe merakım daha da arttı. Ben yine dersleri dinlemeyerek geçirdim. Tam çıkışta hoca sınavlara üç gün kaldığını söyledi. 

Benim için sınavlar dert değildi. Bir kere okurdum. Aklıma geleni yapar gelmeyinide sallardım. Okuldan çıkınca, karakola gittim. Sebepsizce merak ediyordum. Hemen ordan birine sordum. Bir gün göz altında tutup bırakıcaklarmış. Olayla fazla alakam yoktu ama yinede merakıma yenik düştüm. Bu gün fazlasıyla yorgundum. Spora gitmek hiç içimden gelmiyordu. Eve gider gitmez güzel bir uyku çektim. Zil sesi güzel uykumu böldü kalkıp kapıyı açtım. Ama canım çok sıkılmıştı.

SuskunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin