Sonunda bitti lanet olası , diyebileceğim bir bölümü yazmayı bitirmiş , bu bunaltıcı duyguyu üzerimden def etmiş bulunmaktayım. Üzerimden tır kalkmış gibi huzurluyum şu an. (Tabii bölüm hiç içime sinmedi o ayrı konu)
Her neyse ben bölümü bitirdim mi? Bitirdim. Beģenip beģenmemek size kalmış.
Şöyle ki bölüm parçası olarak 'Love The Way You Lie' seçtim. O medyada dursun. Bölümü yazarken adeta parçanın içinde kayboldum. (Not:Piyano en sevdiyimden *gözlerinden kalp fışkıran emoji*)
Multimedyayada Bulut'u koydum çünkü 'yazmayı bırakıyorum yapamıyorum yaa' dediğim her saniye resimlerine bakıp motive olduğum doğrudur.
---------
Onu kırmış olmalı birisi.
Dinledikçe susması , düşündükçe susması.
Tek başına iki kişi olmuş kendisiyle gölgesi.
Heykelini yontuyor yalnızlıģın ustası.
----------Düşmemek için saniyelere sarılmış bekliyordum. Bulut'un kuru dudakları benim nemli dudaklarıma ilk değdiğinde , uçurumdan düşüyormuşumcasına bir his sarmalamıştı bedenimi. O his hala olduğu yerde duruyor , kıvılcımın aleve dönüşmesini bekliyordu.
O geri çekildiğinde ise kanatları koparılmış bir kelebek gibi toprağa konmuştu içimdeki mutluluk , heyecan karması duygu.
Bulut'un dudakları dudaklarımın arasında kıvranıyordu. Öpmek için bir harekette bulunmuyordu. Oysa birbirine değen dudaklarımız , uyumla hareketlenseydi eğer ilk öpücüğüm onun dudaklarından konmuş olacaktı dudaklarıma.
Öpüşmek?
Bir eylemden , tensel bir dokunuştan fazlasıydı bu her zerresinde heyecan , her harfinde tutku barındıran kelime. Yedi harf , üç heceden daha fazlasıydı. Alelade bir kelimeden fazlasıydı. Saniyeler önceki silik anıdan daha fazlasıydı.
Bunu biliyordum.
Öpüşmek.
Bu kelimeyi her tekrarlayışımda , bazı silik anılar gözlerimin önüne seriliyordu. Babamla film izlerdik , mesela. Filmde kadın ve erkek ne zaman birbirlerine sanki karşısındakini yeni keşfediyormuşcasına baktığında huzursuzca kıpırdanırdı babam. O zamanlar bunun sebebini anlayamazdım. Anlamak için de boşuna bir çabaya girmezdim.
Adam kadının saçlarına dokunurdu sonra. Hayatında bir kez dokunma hakkı olan bir mücevher , dikkat etmezse kırılabilecek bir cam parçasıymış gibi.
Kalbi deli gibi çarpan kadın , adamın dokunuşları ona huzur vermiş gibi göz kapaklarını aşağı indirirdi.
Adam , kadının huzurla gözlerini kapattığını gördüğünde yavaşça dudaklarını yukarı kıvırırdı. Böylece çenesindeki o küçük çukur belirginleşindi.
Ardından kadının saçlarını okşayan avucu yüzüne iner ve orada dolanmaya başlardı. Adamın avuçları nasırlı olurdu. Kadının pürüzsüz tenine tezat olarak.
Nasırlı parmakları önce kadının şakaklarında süzülürdü. Kadının düzgün burnunun üzerinde , çıkık elmacık kemiklerinde , al al olmuş yanaklarında , çenesinde ve incecik dudaklarında.
Ne zaman bu malum sahne geldiğinde arka fonda insanı gevşeten ve sahneyi tahmin etmesini sağlayan yumuşak bir müzik çalmaya başlardı.
Adamın diğer eli kadının belirgin hatlı bedenindeki ince belini kavradığında , kadın hafifçe adama doğru kayıyordu. Aralarında mesafe kalmayana kadar birbirlerine yaklaştıklarında adam başını hafifçe eğiyor ve dudaklarını kadının dudaklarıyl birleştiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asrın Kızı
Ficção AdolescenteBir kız düşünün. Kaybetmenin tadını almış. Bir kız düşünün. Yalanların içinde boğulmamak için çırpınmış. Bir kız düşünün. Boğulmamak için kendine uzanan ilk ele sarılmış. Bir kız düşünün. Sarıldığı elin aslında hiç var olmadığını öğrenmiş. Bir kız...