25.bölüm-Sana güveniyorum.

4.8K 289 38
                                    

Merhabalar :) Multimedyayı koyamıyorum çünkü bu dağ başında internet çok iyi çekmiyor.
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum hadi eyv.

Parmaklarımdan düşecek gibi duran eldivene bakıp hafifçe gülümsedim. Bulut'un siyah eldivenlerinin içine birer tane daha el girebilirdi.

Eldivenli ellerimi ceplerime sokup arkamdaki motosiklete yaslandım. Önümden gelip geçen üniformalı polisleri , üzerinde yanıp sönen ışıkları bulunan polis aracından inen elleri kelepçeli adamı , arada bir dışarı çıkıp sigara molası veren memurları izledim.

Sigara. Tam yanımdan gelen kokuyu yüzümü buruşturarak kokluyordum. Koklamak zorundaydım çünkü ne Bulut'un yanından ayrılabiliyordum ne de o benim yanımdan ayrılıyordu. Kesinlikle bilerek yapıyor.

Duman tekrar önünden geçtiğinde yüzümü buruşurdum.

"İğrenç."

Sigaranın dumanını bu kez yüzüme doğru üfledi.

Ağır kokuyu almamak için ağzımdan nefes almak zorunda kalıyordum. Bu daha da kötüydü.

"Yapma şunu," diye mırıldandım. Bu koku öksürmeme sebep oluyordu. "Midemi bulandırıyor."

Omuzlarını silkti. "Bu senin sorunun."

"Beni zehirliyorsun."

Hırıltılı derin bir nefes aldı. Elindeki kalan sigara tamamen bitmeden yeri boyladı. Yerdeki izmarit hala tütmeye devam ediyordu. Garip bir alışkanlığım vardı. O sigara yerde de olsa dumanıyla havayı kirletemezdi. Ayağımı uzatıp izmariti ezdim.

Bulut gözlerini devirdi. "Pasif içicilikten ölmezsin , kıvırcık."

"Hiçte bile," diye patladım. "Sırf şu şeyin dumanını soluduğu için akciğer kanserine yakalanıp ölen kaç kişi var biliyor musun sen?"

"Sence umrumda mı?" Yaslandığı motordan kendini ayırdı. Tam bir şey söylemek için ağzımı açacaktım ki kolumu kabaca kavrayıp beni de motordan ayırdı. Çenesiyle yolu işaret etti. "Annen geliyor."

Ve işte başlıyoruz. Gerilim müziği lütfen.

Annem sarı saçlarını açmış , omuzlarında serbest bırakmıştı. Saçları kesin ve tehtidin kokusunu daha buradan alabildiğim surat ifadesiyle adımları yere döverken inip kalkıyordu. Öfkeliydi. Normal olarak.

Gözlerim annemin arkasındaki bedene kayınca içten içe suratımda güller açmasına engel olamadım. İlerleyen dakikalarda annem ve yanımdaki yüzünden yeterince kasılmış ve bir o kadar öfkelenmiş olacağımı biliyordum. Onun şu an burda olması ister istemez gevsememe yardımcı oluyordu.

Gökmen , öfkesini buram buram hissedebildiğim fakat gizlemeye , en azından dizginlemeye çalışan annemin arkasından elini hafifçe kaldırıp beni selamladı. Yüzündeki kocaman sırıtışın altında bir endişe kıvılcımı görüyordum. Gizlemeye çalışsada en az benim kadar tedirgindi.

İkisi yanıma yaklaştığında annem pastel tonlarında ruj sürdüğü dudaklarını aralamıştı ki Gökmen atılıp beni kollarının arasına aldı.

"Dönmüşsün," dedim. Suratım gögsüne yapıştığı için sesim homurtu gibi çıkmıştı.

Beni göğsüne bastırmasından anlayabildiğim tek bir şey vardı. Elini kasılan sırtımda yukarı aşağı hareket ettirerek beni rahatlatmak için uğraşıyordu. Rahatlamadığımı söyleyemezdim fakat yeterli değildi. Eldivenin içinde olmasına rağmen ellerim buz kesiyordu. Huzursuzdum.

Annem ve Bulut'un varlığını tamamen unutmuş , kendimi onlardan soyutlamıştım sanki. Kollarımı Gökmen'in boynuna dolayıp parmak uçlarımda yükselmiştim. O da aynı şekilde kollarını belimin çevresine sardı. Beni sımsıkı tutup kendine bastırdı.

Asrın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin