8.bölüm-Paramparça

7.6K 339 55
                                    


Saatim yok tam olarak bilemem
Biraz bira biraz şarap önceydi
Nasıl oluyor vakit bir türlü geçmezken
Yıllar hayatlar geçiyor
Kayıp bir bavul gibiyim hava alanında
Yada boş bir yüzme havuzu sonbaharda
Çok mu ayıp hala mutluluk istemek
Neyse zaten hiç halim yok

Bugün benim doğum günüm
Hem sarhoşum hem yastayım
Bir bar taburesi üstünde
Babamın öldüğü yaştayım
Bugün benim doğum günüm
Kelimeler büyüyor ağzımda
Bildiğim tüm hayatlar

Paramparça, paramparça

Takatim yok yinede telefona sarıldım
Son bir özür için tüm sevdiğim kadınlardan

Aradım mesajlar çıktı kapattım
Telesekretere konuşamayanlardanım

Bugün benim doğum günüm
Hem sarhoşum hem yastayım
Bir bar taburesi üstünde
Babamın öldüğü yaştayım
Bugün benim doğum günüm
Kelimeler büyüyor ağzımda
Bildiğim tüm hayatlar

Paramparça, paramparça

Bugün benim doğum günüm
Hem sarhoşum hem yastayım
Bir bar taburesi üstünde
Babamın öldüğü yaştayım
Bugün benim doğum günüm
Kelimeler büyüyor ağzımda
Bildiğim tüm hayatlar

Paramparça, paramparça

Teoman'ın sesiyle bacaklarımın arasında sıkıştırdığım yorganıma biraz daha sarıldım. Bir yandan benden izinsiz sözleri mırıldayan dudaklarımda hissettiği tuzlu tatla avuç içimle sertçe yanaklarımdan süzülen yaşları sildim. Yeni yeni farkediyorum da ne çok ağlamışım ben , yorganımı sırıl sıklam edecek kadar.

Kulaklıklarımı tek elimle çıkartıp , yastığımın altına koyarken , yorganımı bacaklarımın arasından çıkararak kendimden uzaklaştırdım. Dağılmış saçlarımın içinden geçirdiğim parmaklarımı ardından gözlerimi ovuşturmakta kullandım. Belimde hissettiğim cisimle bu kez parmaklarım belimin altındaki telefona ilerledi ve görebileceğim şekilde kaldırdım. Ekranın ışığıyla sanki çıplak gözle güneşe bakıyormuş gibi acıyan gözlerim , bir süre sonra ışığa alışan gözlerimle saate baktıktan sonra 03:39'u gösteren ekranı kapatıp , telefonumu yastığımın altına , kulaklığımın yanına yerleştirdim. Çıplak ayaklarım bedenimi titreten soğuklukta parkeyle temas ettiğinde irkildim. Ayağımı yerde sürterek pofuduklarımı ararken , onları yatağımdan iki adım uzaklıkta buldum ve hızla ayaklarıma geçirdim.

Ayaklarım yerin acımasız soğuna karşın pofudukların sıcaklığıyla rahatlarken çıkaracağım sesi umursamadan ayaklarımı yere sürte sürte odama açılan kapağa yönelip kilidini açtım. Kapağı kaldırdıktan sonra merdivene ayaklarımı basarak birer birer indim , normal merdivenlerden yaşayan zombi gibi inerken zeminde çıkardığım seslerin evdekileri uyandıracağını sanmıyordum.

Salona geldiğimde yine yavaş ve yorgun adımlarla mutfağa yönelip buzdolabının kapağını açtım. O an boş boş dolabın içine bakarken gelen serin havanın tenimde gezmesine izin verdim. En alt raftan süt kutusunu ve bal kavanozunu alıp buzdolabının kapağını ayağımla kapattım. Elimdekileri tezgaha bırakırken meerin camla çarpışmasıyla çıkan ses mutfakta yankılanmıştı. Cam kaplı mutfak dolabının kapağını açarak içinden rastgele bir bardak aldım.

Asrın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin