"Kızım hadi kalk nişan var bugün sen hâlâ yatıyosun sanki ben nişanlanıcam" diye söylene söylene çok güzel bir şekilde uyandırdı beni TEŞEKKÜRLER ANNECİM.
"Anne ben kahvaltı yaptıktan sonra dışarı çıkıcam" dedim ağzım doluyken. Kahvaltı yapıyordum şuan. "Niye kızım ne işin var dışarıda?" diye sordu. "Nişan için bazı şeyler eksik" dedim yalan söyleyerek. "Tamam kızım gidersin bi ağzındakini bitir önce ya kocaman kızsın evleneceksin bide ama şu hale bak küçücük çocuk gibisin" dedi söylenerek. Ağzımdakini bitirip "Of anne tamam ya" dedim üzerimi değiştirmek için odama gittim. Üstüme kıyafetlerimi giydim ve aynadan kendime baktım. Yine çok güzeldim be. Kendimi öve öve eşyalarımı topladım ve evden dışarı çıktım.
O sırada Atakan ile karşılaştık. Beni görünce çenesi kasıldı ve hızla merdivenlerden inerek yanıma geldi. "Kızım bu ne hâl?" diye sordum sesinden belliydi sinirlendiği. "Ne varmış halimde" dedim göz devirerek. "Ne yok ki, devirme bi daha şu gözlerini" deyince tekrar gözlerimi devirdim." Ne dedim ben" diyerek üzerime geldi ben ise geri geri gidiyordum. Sırtım duvara çarpınca kaçacak yerim olmadığını anladım."Nereye gidiyordun bu halde?" diye sordu yüzümü incelerken. Şöyle bakmasana be adam kalpten gidicem şimdi. "Çalıştığım kafeye g-gidicektim." dedim kekelemiştim. Sürekli bu pozisyonda durunca kekeliyordum elimde değildi. "Niye gidecektin? Ayrıldın sanıyordum." tek kaşını kaldırarak sormuştu. "Ayrılmadım.. İzin aldım sadece.. hem sanane be Allah Allah hesap soramazsın bana, bende sana hesap vermek zorunda değilim çekil şurdan" dedim bağırarak bir anda sinirlenmiştim.
"Demek hesap soramam ha" dedi sakindi. İşaret parmağını saçımın bir tutamına dolayıp yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Müstakbel karıcım dilin fazla uzamış sanırım" dedi saçımla oynarken. "Ama düğün gecesinde bu kadar konuşamayacaksın susmalısın bence" dedi hala dibimdeydi. İma ettiği şeyi anlayınca ağzımdan 'hi' nidası çıktı. "Sapık..sapıksın sen" dedim bir anda. Sırıtarak uzaklaştı. Sonra aklına birşey gelmiş gibi "Kıyafet mevzusunu sonra konuşucaz." dedi ve yanımdan ayrıldı.
O gittikten sonra derin derin nefes alıp verdim. Bacaklarım titriyordu. Üzerimde nasıl bir etki bıraktığının farkında değildi ve... dengesizdi. Dün soğuk yaparken şimdi dibime girmişti. Burada oyalanmayı bırakıp dışarı çıktım ve kafeye gitmek için yola koyuldum.
Yarım saate gelmiştim kafeye Emre ile sohbet ediyorduk şuan. Çok komikti. Ona Atakanla olan herşeyi anlatmıştım. Abi kardeş gibi olmuştuk bu kısa zamanda. "Bak kim geliyor" dedi Emre birden arkamı işaret ederek. O sırada hala gülüyordum yaptığı şakaya "Kim var-" arkamı dönünce gördüğüm kişiyle gülümsemem dondu. Öylece bakıyordum. Beni farketmişti.
Yanında yine o sarışın kız vardı ve tabi ki arkadaşları da. Madem o sevgilisiyle utanmadan buraya gelebiliyordu boşverecektim onu. Gözlerimi devirip önüme döndüm. Sinirden gözlerim dolmuştu. "Şuna bak bir de sevgilisini getirmiş haspam utanmıyo da iki gün sonra evlenecek adam yaptığına bak aptal, salak..." ben kendi kendime konuşurken başımda dikildiğini farketmemiştim. Acaba duymuş muydu?
Arkadaşları da arkasından gelmişti. "Senin işin bitmedi mi?" dedi soğukça. "Bitmedi" dedim düz bir sesle. "Bitir o zaman ne bekliyorsun burda bir de sohbet ediyorsun" dedi sesi yükseliyordu. "Yeter!" bağırmıştım. Ayağa kalkıp işaret parmağımla göğsüne vurdum. "Bana bak sen bana karışamazsın. Sabah bir bu iki noluyo be sana, yapacağımız evlilik gerçek değil. Bana kendini fazla kaptırma diyosun ama sen kendini kaptırıyosun. Sevgilinle buraya gelip otururken hiçbir sorun yok ama ben burda arkadaşımla otururken sorun oluyo ne bu ya sen kendini ne sanıyorsun?" nefes nefese kalmıştım bunları söylerken.
Gözlerinden çok sinirlendiğini anladım. Birden kolumdan çekip dışarı doğru sürüklemeye çalışınca Emre yerinden kalkıp "Hop! bilader nereye götürüyorsun kızı, burada kalacak o" dedi. "Sanane lan kimsin sen?" dedi hiddetle Atakan. "Ben bu zorla götürdüğün kızın arkadaşıyım bırak şimdi onu" dedi Emre. O da sinirlenmeye başlıyordu.
"Bak ya sen şu arkadaşa" bu cümleyi gülerek söyledi Atakan. "Senin arkadaşınsa benimde müstakbel karım" dedi ve kolumdan sürüklemeye başladı tekrar. Emre kolumu tutan elini çekince Atakan birden Emre'ye yumruk attı. Emre yere düşerken çığlık attım. Herkes bize bakıyordu. Rezil olmuştuk.
"Naptığını sanıyorsun sen?" diye bağırmaya başladım. "Emre iyi misin?" yanına gitmeye çalışınca tekrar kolumdan tuttu ve sürüklemeye başladı. Bu sefer durduran kimse yoktu. Beni zorla arabaya bindirip kendisi de sürücü koltuğuna geçti. "Pisliksin sen!" diye bağırdım ağlıyordum artık. Gerçekten bu yaptığı çok fazlaydı.
"Kimsin de bana karışıyorsun sen? Hani bu evlilik gerçek olmayacaktı. Daha evlenmeden hayatıma karışmaya başladın. Ben sana karışamıyorsam sende bana karışamazsın anladın mı!?" hala bağırıyordum. Araba bir anda durunca dudağımda bir baskı hissettim.
Dur bi dakika yanağımdaki ve belimdeki el, dudağımdaki baskı. Şuan ne olduğunu idrak etmeye çalışıyordum. Resmen Atakan beni öpüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİSAR MAHALLESİ
RandomVe biliyor musun ki, seni sevdiysem, Bütün ruhların yaratıldığı ve henüz cesetlerin biçilmediği o mecliste, Senin yanında yer almış olduğumu hatıramda taşıyor olduğumdandır bu. Bunca kolay terk ediyorsam varlığımı senin varlığına O şimşek parılt...