Sabah üzerimdeki ağırlık ile uyandım. Atakan'ın vücudunun yarısı benim üzerimdeydi. Vücudunu elimle itmeye çalışıyordum fakat kıpırdamıyordu. Ayı üzerime çıkmıştı.
"Atakan!" diye bağırdım. Bir anda sıçrayınca üzerime daha çok yükünü verdi. Benim onun altında olduğunu farkedince hemen kalktı. "Kızım insan kocasını böyle mi uyandırır ya" diyerek sitem etti.
"Ahh!...kusura bakmayın Atakan Bey sizi üzerimden kaldırmak için uğraşırken nasıl uyandıracağımı bilemedim. Bağışlayın beni." dedim gözlerimi devirerek ve yataktan kalktım.
"Bağışladım. Korkma."dedi ve güldü. "Komik"dedim ve aşağı indim.
Sanki dün birşey yaşamamış gibiydik. Utanıyordum zaten. Bir de onu hatırlatırsa iyice utanırdım ve konuşamazdım.
Mutfağa inip kahvaltı için birşeyler hazırlamaya başladım. Bardakları dolaptan çıkarmaya çalışınca. Ensemde bir nefes hissettim. Arkamda Atakan'ın olduğunu biliyordum. Kokusundan o olduğunu anlamıştım.
Elini elimin üzerine koyup bardakları aldı. Tezgaha koydu. Onun olduğu tarafa döndüm. Gülümseyerek bana bakıyordu. Ben ise yüzüm kızarmış, kafam eğik bir şekilde duruyordum. Belimden tutup kaldırdı ve tezgaha otutturdu.
Ellerini tezgaha koyup eğildi. Yüzü yüzüme çok yakındı. İyice yaklaşıp burnunu burnuma sürttü. Sonra uzaklaştı ve "Kahvaltı hazır mı?" diye sordu.
Pislik. Bilerek yapmıştı. Beni etkilemek için gülmemek için yanaklarının içini ısırıyordu.
Koluna sert bir şekilde vurup "Pisliksin." dedim ve bardakları masaya koydum. "Biliyorum." diyerek güldü. Ben masaya oturunca o da oturdu ve kahvaltımızı yapmaya başladık.
Mutfağı toparlayıp salona geçip oturmuştum. Atakan ise şömineyi yakmakla meşguldü. Ayağa kalkıp camdan dışarıya baktım. Hava soğuktu fakat dışarısı çok güzeldi.
Buraya geldiğimden beri dışarı çıkmamıştım. Odaya çıkıp montumu aldım. Ayakkabılarımı giyerken Atakan bana dönüp "Nereye gidiyorsun bu havada?" diye sordu. "Biraz dolaşıcam burada" dedim.
"Tamam çok uzaklaşma." deyip yakamadığı şömineye döndü. Kapıyı açıp çıktım dışarıya. Hava gerçekten soğuktu fakat biraz dolaşmaktan zarar gelmezdi. Derin derin nefes alıp verdim. Hava çok soğuyunca içeri girdim.
"Üşüdün be gülüm."dedi Atakan yanıma gelip. Haklıydı üşümüştüm. Dur bir dakika ne demişti. 'Gülüm' demişti. Normalde bu kelimeyi sevmezdim fakat Atakan söyleyince sevdim.
Atakan yanıma gelip kızarmış olan burnumu öptü. Koltuğa oturunca beni de yanına çekti. Bu yakınlığının sebebini anlayamıyordum. Değişik bir adamdı. Merak edip sordum. "Neden bana bu kadar yakınsın?"diye sordum ona dönüp. Derin bir nefes aldı.
Gözlerimin içine baktı. Ben ise onun gözleri hariç her yere bakıyordum. "Belki.." dedi ve sustu. "Birşeylerin farkına varmış olabilirim." dedi gülümseyerek.
Ne demişti o birşeylerin farkına varmış olabilirim derken? "Nasıl yani?" diye sordum heyecanla. Yüzünü yaklaştırıp "Seni seviyorum." dedi ve ben şok, ben iptal.
"Ş-şaka mı bu?"diye sordum hemen. "Şaka değil güzelim." dedi ve gülümsedi. O anki heyecanla yanağını öptüm ve sarıldım. Beni seviyordu. Aklıma birşey gelince "Peki ya....Burcu?" dedim sıkıntıyla.
"Ayrıldık. Restoranttaki olaydan sonra." dedi. "İyi olmuş." dedim bende gülümseyerek. "Bak sen şu küçük cadıya."dedi ve elini saçıma daldırıp karıştırdı.
Akşama kadar öylece koltukta sarılmış bir şekilde oturup konuşuyorduk. Koltuktan kalkıp " Aç mısın?" diye sordum. "Kurt gibi açım, seni bile yiyebilirim."dedi gülerek.
Ben ise kıkırdadım bu dediğine. Mutfağa girip birşeyler hazırladım. "Hadi gel."dedim ve o gelince yemeye başladık.
Tekrar koltuğumuza geçtik. Ben yanına oturacakken Atakan beni kucağına çekti. "Burada otur" dedi. İtiraz etmedim hatta daha çok yayıldım. Kafamı boynuna koyup rahat bir şekilde oturdum.
Sanırım Dünya'nın en güzel hissi buydu. Sevdiğinin yanına olmak, ona sarılmak, kokusunu içine çekmek.
"Eylül.." dedi sesindeki tınıyı anlamamıştım. "Efendim?" dedim kafamı boynundan kaldırıp gözlerine bakıp. "Seni istiyorum." demesiyle dudağımdaki baskı eş zamanlı oldu. Karşılık veriyordum. Çünkü bende istiyordum. Bu gece sevdiğim adamın kadını olacaktım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİSAR MAHALLESİ
RandomVe biliyor musun ki, seni sevdiysem, Bütün ruhların yaratıldığı ve henüz cesetlerin biçilmediği o mecliste, Senin yanında yer almış olduğumu hatıramda taşıyor olduğumdandır bu. Bunca kolay terk ediyorsam varlığımı senin varlığına O şimşek parılt...