16.BÖLÜM

302 13 1
                                    

Sabah ağrıyan başımla uyandım. Başım çok ağrıyordu. Yataktan kalkıp banyoya geçtim. Elimi yüzümü yıkadım ve aşağı indim. Aşağıda koltukta uyuyan bir Atakan beklemiyordum. Umrumda değildi. Onu boşverip mutfağa geçtim ve çayı ocağa koyup kahvaltımı hazırlamaya başladım.

Atakan çıkardığım sesten dolayı uyandı. Yukarı çıktı. 5 dakika sonra aşağı geldi. Üstü çıplaktı altında ise gri eşofmanı vardı. Gözlerimi bedeninden çekip masaya oturdum.

O da gelip oturdu. "Günaydın" dedi düz bir sesle. "Günaydın" dedim bende onun dediği gibi.

"Nasılsın?" diye sordu bu sefer. "İyi" dedim kısa bir cevap vererek. Sert bir soluk verdi. "Dün sen gittikten sonra ona ağzının payını verdim." dedi benden bir tepki bekliyormuşçasına bakıyordu. "Kahraman Atakan destek oldu bana demek." dedim dalga geçerek.

"Evet" dedi o da. "Dün neredeydin?" diye sordu. "Yeni erkek arkadaşlar edindim." dedim bende dünkü söylediği sözü hatırlatarak.

Derin bir nefes aldı sonra sabır diler gibi kafasını arkaya attı. Tekrar bana döndüğünde "Ne yapmaya çalışıyorsun?" diye sordu sinirlendiğini belli etmeyerek.

"Hiçbirşey yapmaya çalışmıyorum" dedim sonra "Doydum." dedim ve kalktım masadan. "Hazırlan, bir yere gideceğiz." dedi ben merdivenlerden çıkarken.

Tepeden ona baktım. "Ben gelmem git sen." dedim. Tam yukarı çıkacakken tekrar konuştu. "Sormadım hazırlan dedim hadi çabuk." dedi ve o da masadan kalkıp merdivenlere yöneldi.

Yanımdan geçip gidecekken kolundan tuttum. Alayla bana baktı. "Gelmek istemiyorum" dedim. "Sormadığımı söylemiştim." dedi.

"Bak tekrar aşağılanmak istemiyorum bu sefer kendimi savunamam anlıyor musun?" dedim sakin bir sesle. "Kimse olmayacak yanımızda merak etme." dedi bıkkınca.

"Ne yani sadece ben ve sen mi?" dedim şaşırarak. "Evet. İznin olursa hazırlanıcam." dedi. "Ha..pardon." dedim ve elimi kolundan çektim.

O odasına giderken bende odama gittim. Üstüme beyaz bir sweat, altıma ise lacivert bir kot giydim. Saçımı da açık bırakınca hazırdım. Aşağı inip mutfağa gittim. Baş ağrım için bir ağrı kesici alsaydım iyi olurdu.

İlacı içtikten sonra salona geçtim. Atakan da iniyordu merdivenlerden. "Hadi çıkalım." dedi. Kafamı salladım. Dışarı çıktık. Hava güzeldi düne göre. Arabaya yaklaştığımızda "Beni burada bekle" dedi ve gitti. Bende o sıra arabaya bindim. Kısa bir süre sonra o da geldi. Sormadım nereye gittiğini.

Yarım saattir yoldaydık. Nereye gidiyorduk acaba. "Nereye gidiyoruz?" diye sordum dayanamayıp. "Balayına" derken dudağının kenarı yukarı doğru kıvrıldı. "Ne balayısı ne diyorsun sen?" dedim sinirle. "Her evli çift balayına gitmez mi karıcım." dedi alayla.

"Karıcım deme bana ben senin karın değilim. Balayı falan da yok." dedim sesimi yüksekterek. "Karımsın." dedi ve ekledi "Annemler hazırlamış balayı için bir yer"dedi açıklama yaparak.

"Yanlız baya kalabalık bir yeri seçmişler" dedim alayla arabadan ağaçlara bakarken. "Aslında bizim için daha iyi değil mi karıcım" dedi sinsice gülerken. "Issısız...hem kimse sesimizi....pardon sesini duymaz." dedi yine aynı şekilde. İma ettiği şeyi anlayınca koluna vurup "Pis sapık" dedim. Güldü. Yanımda ilk defa gülerken gördüm onu. O gülünce bende güldüm.

Dünü çok çabuk unutmuştum. Ama onunlayken mutluydum.

Bir ahşap eve gelince durduk. "Çok güzel" dedim. Gerçekten çok güzeldi.

 Gerçekten çok güzeldi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
HİSAR MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin