Ve biliyor musun ki, seni sevdiysem, Bütün ruhların yaratıldığı ve henüz cesetlerin biçilmediği o mecliste, Senin yanında yer almış olduğumu hatıramda taşıyor olduğumdandır bu.
Bunca kolay terk ediyorsam varlığımı senin varlığına O şimşek parılt...
Televizyonun sesi ile uyuduğum koltuktan yere düştüm. Popom acımıştı. İnleyip yerden kalktım. Acıkmıştım. Sanırım Atakan daha eve gelmemişti. Gelmezse gelmesin napim diye düşündüm kendi kendime.
Hemen mutfağa gidip dolaba baktım birşeyler var mı diye. Vardı. Domates, biber ve yumurta çıkarıp menemen yaptım kendime. Çok güzel yapmıştım ellerime sağlık. Masayı toplayıp koltuğa oturdum ve telefonuma baktım. Ne annemden ne de Atakan'dan gelen hiçbirşey yoktu. Ela aramıştı sadece. Hemen dönüş yaptım ve bende onu aradım.
Telefonu açınca "Aramışsın ya görmedim nasılsın?" dedim. "İyiyim dee sen nasılsın?" diye sordu sesinde değişik birşey vardı. "İyiyim bende" dedim. "Evin nasıll güzel mi?" diye sordu. "Çok güzel beğendim." dedim beğeni dolu sözlerle. "Eee anlatacağın bişey yok mu ya" dedi Ela. "Maalesef yok Ela'cım ne anlatmamı bekliyorsun." dedim yapmacık bir sesle. "Öf Eylül, neyse abim gelicek şimdi yemek hazırlamam lazım sonra görüşürüz." dedi ima dolu sesiyle. "Görüşürüzz"dedim bende onun gibi.
Tek başıma sıkılıyordum saat geç olmuştu dışarı da çıkamazdım. Buraları bilmiyordum kaybolursam gelmem zor olurdu. Balkona çıktım bende. Manzarası çok güzeldi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mutfağa geçip hemen kendime kahve yaptım ve tekrar balkona çıktım.
Neredeyse yarım saattir balkonda oturuyordum. Hâlâ sıkılıyordum. Atakan da yoktu. Gelmeyecekti de sanırım. Aman boşver dedim kendi kendime.
Kapı çalınca koştum Atakan'dır diye fakat sarı saçlı tatlı bir çocuk vardı. "Şey merhaba" dedi. "Merhaba?" dedim bende soru sorar gibi. "Sular kesildi de bizde sizde de kesik mi acaba?" dedi ve gülümsedi. "Bilmem ki bir bakayım" dedim ve mutfağa gittim. Su akıyordu. Kapıya gittiğimde orada beklediğini gördüm. "Bizde var galiba sorun sizde"dedim gülümseyerek. "Teşekkürler, bu arada ben Kaan" dedi elini uzatıp, "Bende Eylül memnun oldum." dedim elini tuttum. "Bende... iyi akşamlar" dedi. "İyi akşamlar"diyip kapıyı kapatacakken.
Atakan'ı gördüm kapıyı açık bırakıp salona geçtim. "Kimdi o?" diye sordu şüpheyle. "Bu siteden biri su kesikmiş bizde de kesik mi diye geldi." dedim düz bir sesle. "Tamam" dedi ve yukarı çıktı. Salak şey. Bende arkasından gittim.
"Bu saate kadar neredeydin?" diye sordum. Bana öyle bir baktı ki keşke sormasaydım dedim. "Şimdi de hesap mı soruyorsun?" diye sordu. Bana doğru döndü korkmadım değil. "Hesap sormak gibi düşünme şey...merak ettim sa-" cümlemi böldü. "Kızım sen salak mısın? Seni umursamayan birini niye umursuyorsun ya da merak ediyorsun. Sanane ki benden. Nerde olduğumdan." bastırarak söylemişti.
"Bir daha sakın nerde olduğumu sorma seni buna pişman ederim." dedi ve odasına girdi. Odama gitmek istemedim. Balkona indim hemen. Gözyaşlarım bu anı bekliyormuşçasına akmaya başladı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Onu bu yaptıklarına pişman edecektim. Biraz daha ağladıktan sonra merdivenlerden yukarı çıkarken o da yanımdan geçti. Kafamı eğdim ağladığımı görmesin diye. Onun yanında böyle güçsüz görünmek istemiyordum. Odama çıktım ve elimi yüzümü yıkadım. Yatağıma uzandım ve rahat bir şekilde uyumaya çalıştım.