Baktım da aylar olmuş finali atacağım dememin üstüne burada birileri varsa bu da bu liranın finali işte. Son kez şarkı ve şiiri bırakayım ve bu kitabı da burada bitireyim artık.
Şarkımız Ekin Beril - zamanAh! NEYDİ BENİM Gençliğim-Orhan Veli Kanık
Nerde böyle hüzünlenmek o zaman;
İçip içip ağlamak,
Uzaklara dalıp şarkı söylemek;
Hafta sekiz ben eğlentide;
Bugün saz,yarın sinema,
Beğenmedin Aile Bahçesi;
Onu da beğenmedin,parka;
Sevdiğim dillere destan;
Sevdiğim,
Meyil verdiğin;
Ben dizinin dibinde elpençe divan,
Samanlık seyran.
Nerde,
Nerde,
Nerde böyle hüzünlenmek o zaman!Acılar mutsuzluktan doğardı. İnsanlar bununla beslenirdi ve işte şuanki dünyamız böyle oluştu. Mutlu olmak uğruna mutsuzluğa katlanan insanlarla.
İnsanın aklı sonsuzluğa ermez sonsuzluğu düşününce bile bir sonu olduğunu ararız. Her şey için sonlara ihtiyacımız vardır. Sonsuzluk korkutur çünkü sonsuzluk bilinmezdir. Burada bizim size sunacağımız son hayatlarımız.
Hatırlar mısınız demiştim ki bu hikayenin başrolü biz değildik. Ama hep bizi okudunuz. Fakat biz hep başkalarını yaşatmak için hayatta kaldık. Hayatlarımızı feda ettik, bile bile kaybettik. Başrolü değildik çünkü başrolleri mutlu sonla hayatları boyunca sevgi içinde yaşarlardı. Biz bu hikayenin kuklalarıydık.
"Ağabey artık sona geldik onlara söyle her şey istedikleri gibi son bulacak." ağzıma yapışmış gereksiz bir ağabey lafı. Samimiyetsiz, sevgiden uzak.
"Aferin Barut bu başarın asla unutulmayacak. Şimdi git ve bitir oyunu." ardından kapatılan telefon. Sessiz acizliklerim ve ölüme sunmam gereken bedenler vardı. İşim uzundu fakat kısaydı.
Çocuklarımın elinden tuttum konuşmalarına izin vermeden arabaya bindirip evden uzaklaştırdım. Geldiğimiz yer bir ormanlık alandı çocuklar etrafa merakla bakıp neden böyle bir şey yaptığımı sorguluyorlardı belkide. Arabadan inip helikopterden biraz daha uzakta bekleyen adama ulaştım.
"Ne yapacağını biliyorsun düzgün bir hayat yaşamalarını sağla. Bu işe bulaşan herkesi de öldür kimse bilmeyecek benim çocuklarım olduğunu." onayladı adam beni.
"Hemen yola çıkmamız lazım." Arabaya ulaşıp çocukları çıkarttım belki de onları son defa görüşümdü. "dizlerimin üstüne çöküp sarıldım onlara. İyi birisi değildim belki ama onlar ben gibi olmayacaktı.
" Çocuklar artık babanı ve beni göremeyeceksiniz. Sizi götürdükleri yerde uyum sağlayın ve bizden bahsetmeyin anlaştık mı?"
"Anne niye öyle diyorsun özleriz seni."
"Hayır bir daha benden bahsetmek yok anlaşıldı mı yoksa buradaki kötü insanlar size zarar verir. Şimdi söz verin bakalım güzel bir hayat yaşayacaksınız?"ikisi ağlarken birinin gözleri doluydu.
" söz anne. "üçü de senkronize bir şekilde konuşmuş ve kollarıma atılmıştı. Bu konuşmaya 2 aydır zemin hazırlıyordum aslında küçük konuşma arasına sıkıştırılmış cümlelerle. O yüzdendir bu kadar kolay kabullenmeleri.
En son hepsine tekrar sıkıca sarılıp bindirdim onları helikoptere. Benim bile bilmediğim dünyada herhangi bir yere gidişlerini izledim. Tekrar arabaya bindiğimde eve ulaşmak için hızlı olmaya çalışıyordum. Saate çok yaklaşmıştım ama geçilecek gibiydim. Elimden geldiğince hızlı bir şekilde girdim kapıdan.
Ölüm kokusu burnumdan içeri sızıyordu. Şeytanlar etrafı sarmış onlara sunacağım bedenleri çığlık çığlığa bir zevkle bekliyorlardı.
Kurtarmak istediğim hayatlar vardı fakat o hayatlar uğruna feda edeceğim onlarca beden vardı. Ama işte ben alışıktım bir şeyler uğruna bir şeyleri feda etmeye. Hayatımda ilk kez fedakarlık yapmıştım sanırım gerçekten anne olmak daha farklı bir şeydi tek sorun Alekseyin kalan çocuklarıydı fakat annesi onları şimdiden koruma altına almıştı. Bir şeyler olacağını fark edenler arasındaydı keza zeki bir kadındı zaten.
Kitabın başında itibaren vicdansız olduğum hakkında naralar attım fakat her duygu ve bilgi gibi vicdan da öğrenilen bir şeydi. Bana bunları Aleksey öğretmişti bana bunları çocuklar öğretmişti. 22 yaşında vicdan sahibi olmayı öğrenmiştim. Olay öğrenmekte değildi zaten olay sana öğretebilecek insanı bulmaktaydı. Şimdi vakit ölümdeydi belki benim belki başkalarının. Sanırım ruhum huzura erebilecekti.
Bitirmenin zamanı gelmişti. Bu hikayede bana öğretmen olan Alekseyi yaşatacak kendimi ortadan kaldıracaktım. Sonların mutlu olma zorunluluğu yoktu değil mi. Zaten yaşamaya takatim kalmamıştı. Artık kukla olmak istemiyordum. Derince bir nefes aldım benim hikayemi anlamamış olabilirsiniz. Karışık bir insanım size de karışık anlattım ama ben burada son buluyorum sizse sağlıcakla kalın.
Elimdeki düğmeye bastım ve bitti.
*Tanrısal bakış açısı. *
Büyük bir patlama oldu ve yer yerinden oynadı. Bu hikayede acılarla baş başa bırakılan Aleksey olmuştu. Tek hatası sevmek miydi. Değildi sevdiği için pişman değildi donun böyle olacağını biliyordu. Fakat Angel yaşasın istemişti. Kollarında olsun mutsuz olsa da mutluluğu onda aramak istemişti. Çocuklarına ne olduğu geldi aklına. 3 çocuğu da yanında mı götürmüştü. Acıyla kavrulurken diğer iki oğlu destek çıktı adama. Yıkıldığını ilk kez görüyorlardı. İntikam almayacaktı. Angelayı kukla yapan herkes yok olacaktı. Bu intikam değildi. Bu ödeşmeydi.
Biz diyelim Aleksey amacına ulaştı. O 3 çocuk asla unutmaksa da annelerinin istediği gibi yaşadılar ve mutlulukla büyüdüler. Ve hikaye de burada son buldu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA(BİTTİ)
ChickLit"Bırak beni artık kurtulayım cehenneminden. "Umudun bittiği o kör noktada başlar yalvarmalar. "Ben sana cenneti sundum Angel fakat sen cehenneme susamış bir kadınsın bu seçimi sen yaptın. Sana seni asla bırakmam demiştim. Sana seni bana mahkum eder...