Dersteydim... Hayır ders bendim. Ben kimdim? Kim olduğum sorgusu mu önemliydi yoksa neden ben olduğum sorgusu mu?
Karşımda bir kadın konuşuyor fakat anladığım tek şey acizce kendini dinlettirme çabasıydı. Dinliyor muydum? Sanırım hayır ama bilincimin herhangi bir yerinde ağzından çıkan her bir laf kazınıyordu. Ama dinlemiyordum. İzliyor muydum? Evet çünkü... Çünküsü neydi bilmiyorum sanırım sadece istiyordum.
Öğle arasında tanışacaklarım vardı, tanışmam gerekenler. Grup vardı ama işte varlardı benim de onlara ihtiyacım vardı.
Saatler geçmiş öğretmenler değişmiş öğle arasına girmiştik.
Yaşım 19'du kaybettim. Yaşım 9'du vazgeçtim. Yaşım hayır ben yoktum dünya güzeldi. Dünya bir şekilde bensiz daha güzeldi. Dünyanın zalimlere ihtiyacı yoktu ki. Ama zalimler olmasa şefkati nasıl bilecektik? İyi insanların kötüye mi ihtiyacı vardı yani iyi olmaları için? Dünyadaki parazit biz miydik yoksa dünya canlılar için bir parazit miydi?
Sanırım ben dünyasız daha güzeldim. Ruhumun bedeni yokken her şeyin dahasıydım ve sonra doğdum. Doğmak ve var olmak hayattaki en büyük hatamdı. Elimde değildi fakat hatamdı.
Kantinden içeri girdim ve onlara doğru ilerlesin. Aptallardan arınmış zekiler ve tehlikeli insanlar topluluğu. Aptal olmak kötü değildi zeki olmak zorunda bırakılmak kötüydü. Tehlikeli olmak iyi değildi tetikte olmamak mutluluktu. Sanırım bir ömür aptal olmaya ihtiyacım vardı ucuna bir tutamda mutluluk.
Çok kişilerdi kafam kazandı. Düşünceler tutam tutam kazana ekleniyor ve bir cümbüş oluşturuyordu. Şuan bunu kafaya takmayı değil oyun arkdaşlarımla tanışmam lazımdı.
Sandalyeyi ters çevirip bacaklarımı iki yandan sarkıttım.
"Sence de bizi tanıştırma zamanın gelmedi mi Neşter?"
Bana göz ucuyla bakmış ve bıkkın a nefesini dışarı üflemişti.
"inan uğraşmak istemiyorum Barut." sonra soluklanıp diğerlerine döndü. "Duyduğunuz gibi arkadaşın adı Barut bir süre bizimle olacak kendinizi ona tanıtın."
Aslı. "Sarışın evet belki buradan hatırlarım. Kafa selamı verdi aynı şekilde karşılık verdim.
"Dilara. "ve sırayla herkes ismini söylemeye devam etti.
"Enis. "
"Kutan. "
"Ayvaz. "Ailesi bu ismi cok aramış mı?
"Şevval. "
Son gence baktım. Uzunca boylu bir adamdı ailesinin gençlerinin iyi olduğu çok belliydi ki oldukça yakışıklı birisiydi.
"Aprın... "isim konusunda herkeste bir yaratıcılık vardı ama bu adı duymuştum. Tarihten ilk Türk aşk şairi yazarı diye hatırlattı beynim bana.
" Kendisi aynı zamanda liderimiz. "önemli birisiydi anlaşılan.
Babamın ayarladığı sistemde en alt seviye grup sistemiydi. Genç insanların birbiriyle rekabet içinde olduğu bir sistemdi.
8 grup vardı her birinin yaptığı şeyler kayıplara sebep olsa fazla etkisi olmayan fakat başarı getirdiğinde işe yarayan türden önemsiz insanlardı. Grup liderleri yükselme ve söz sahibi olma olasılığı en yüksek olanlardı.
Babamın beni gönderdiği grup ise 8.gruptu. Son sırada işe girişmiş ama zirvede adlarını sağlama almış bir gruptu. Başkalarının emri altında olmamı istiyordu. Ona karşı çıkarsam daha kötü duruma düşeceğim anlatmaya çalışıyordu.
*
Ellerim ceplerimde sokakta ilerlerken sokakta oynayan bir grup çocuğun birbirleriyle kavgasını görmüştüm. Yanlarından geçecekken bir tanesinin elindeki koca taşı arkadaşının kafasına atacağını ferk ettiğim zaman sıkılmışçasına karıştım olaya.
"Hop bücürler." taşı elinden çekip aldığım çocuk kafasını kaldırıp şöyle bir bana bakmıştı. "Size diyorum veletler kesin kavgayı." onlardan fazla çıkan sesim ve bağırırım etkili olmasıyla hepsi sus pus olmuştu.
Cebimden çıkarttığım 100 TL yi kavgayı ayırmaya çalışıp başarılı olamayan küçüğe uzattım.
"Gidin kendinize bir şeyler alın eşit bölüşün." çocuk almak istemese bile eline zoraki tutuşturup ilerlemeye devam ettim.
"Abla..." durup arkama baktığımda hepsi bir araya gelmiş bana bakıyorlardı.
"Teşekkürler." gülümseyip kafamla onayladıktan sonra yoluma devam ettim.
Eve geldiğimde içeriden gelen tıkırtılar kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. Sessiz olma zahmetine girmeden mutfaktan içeri girdiğimde gençli yaşlarda bir adam önündeki tabaktan yemekleri kaşıklıyordu. Ben de aynı işlemi uygulayarak yemek dolu tabağına karşısına kuruldum.
"Ne için buradasın?" cevap vermese umyrsamayacağım soruyu yönelttiğimde kısa bir solukla cavapladı.
"İhtiyar."
"Tabiki öyle." sessizce yemeğimizi yemiştik. Tabağı lavaboya bıraktım.
"Yarın 5'te kalk egzersiz yapacağız."
"İhtiyacım yok." gözlerini baa dikti.
"İhtiyacının olup olmadığını sorgulamadım." Derin bir soluk verip odama attım kendimi. Yan yatmış aynadan kendimi izliyordum. Doğacağımız aileyi seçme şansı istedim çok geç olsa da. Sonra ölüm istedim ve kulaklarını ruhuma tıkadım.
Yerinden doğrulup üstüme rahst şeyler geçirip yatağa girdim. Uyursam geçmezdi ama uyudum.
*
"Uyumak istiyorum." inler esine konuşmamla bana bakmıştı.
"Beni yere ser git uyu." dediğini de yaptım onu yere serdim sonra gidip duş aldıktan sonra iç çamaşırlarımla kendimi yatağa attım.
*
Son kez ertelediğim alarmla yerimden doğrulabilmiştim. Boktan okul formasını üstüme geçirip üstünden göbek boyu kısa sweatshirt geçirdim. Hazırdım sanırım.Okulda giriş sırasında boş boş beklerken yeni ev arkadaşım Berka'nın omzuna başımı yasladım.
"Sınıfta uyursun mırıltıula onayladıktan sonra sınıfta kendimi tekrar uykuya bıraktım.
Kantinde grupla oturmuştuk. Ben gözlerimi kağıt bardağa dikmişken bu bok çukurundan nasıl kurtulacağımı düşünüyordum. Ama hiç bir çözüm yoktu kabul etmek dışında yapabileceğim hiç bir şey yoktu.
"Barut görüşmelisin." omuz silkip istemediğimi belirttim.
"Böyle yapmaya devam edersen ihtiyara bildirmek zorunda kalacağım. "sinirle dudaklarımı dişledim.
" Siktirtme ihtiyarını yeter. "
" İhtiyarla sen ne alaka? "soran kişiye bakma zahmetinde bile bulunmadım.
" Sizi ilgilendirmez ve Berka o diline hakim ol sonun kötü bitmesin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA(BİTTİ)
Literatura Feminina"Bırak beni artık kurtulayım cehenneminden. "Umudun bittiği o kör noktada başlar yalvarmalar. "Ben sana cenneti sundum Angel fakat sen cehenneme susamış bir kadınsın bu seçimi sen yaptın. Sana seni asla bırakmam demiştim. Sana seni bana mahkum eder...