BÖLÜM-20-

4.3K 123 13
                                    

Merhaba dostlarım.
Benden uzun zamandır yeni bölüm bekliyorsunuz fakat başka bir eve taşındık ve ayrıca üniversite öğrencisi olduğum için verilen ödevlerle uğraşıyorum bunu da ödevin başında yazdım zaten. Karmaşık bir bölüm oldu çünkü ben de ne düşüneceğimi bilemiyorum paragraflar o yüzden biraz bağımsız durabilir. Fazla sıktım kusuruma bakmayın. Şiiri ve şarkıyı bırakayım siz okumaya başlayın. Keyifli okumalar.

Şarkımız Emre Fel:Merhabalar

BEN SANA
Ben sana bok demem,
Boklar duyar ar eder.
Bir zerren düşse boka,
Onu da mundar eder.

Tanrı senin hamurunu
Necasetle yoğurmuş,
Anan seni s.ç.r iken
Yanlışlıkla doğurmuş.

-Neyzen Tevfik
Dünden kalmaydım biraz. Dünden kalma yalnızlıklarım vardı. Dünden kalma umutlarım. Şimdi hepsi küflenmiş işe yaramaz malzemeler gibiydi.

İnsandık ki iyilik yapardık ve fakat yine insandık ki kötülükte yapardık.
Ne yaparsınız işte insandık.

Yaşıyordum, her insan gibi ben de yaşıyordum kendimi aptal yerine koyuyor ve yaşıyordum. Boyumdan büyük laflarım vardı benim, sonu var mı yok mu bilinmeyen, arkasında durulmayan boyumdan büyük laflar.
Aleksey le durumum tam olarak buydu ben lafta mükemmeldim o lafta çok zeki. Hepimiz lafların kurbanıydık ve hepimizde lafta vardık ya...

Bu hikayede bir çok insan vardı fakat sizin haberiniz yoktu. Bu hikayenin başrolü biz değildik ve sizin yine bundan haberiniz yoktu. Peki kimdi bu başrol? Evet bunun cevabını da yakında alacaksınız. Ama şimdi benim boktan hayatıma devam edelim.

Ben sabırsız bir insandım böyle uzun rollerin kadını ise hiç değildim. Uzun lafın kısası ben bir bok yemiştim kontrolsüzce, sabırsızca. Evden kaçmıştım. Sonuçlarını biliyordum, fakat anlarsınız canım istemişti.

İçki kullanmam yasaktı hamilelikten dolayı zararlıymış felan. Yürüyordum sokakların arasında, kendimi kaybederken kendimi, arayarak. Bir ses, bir çığlık evet bu bir kadının çığlığı ve kaç kişi olduğunu kestiremediğim erkek homurtuları. Sesin geldiği inşaata girdim 2.kata tırmandım. Oradalardı 3 erkek bir kadınla zorla birlikte oluyorlardı.

Durup bakmam ne kadar doğruydu peki, neredeydi bu ahlak? En azından polisi aramam gerekmiyor muydu?

Tecavüz kavramı duyduğum andan itibaren çok karmaşık gelmişti. Araştırmıştım neydi nasıldı videoları görmüştüm yaşım daha 6'ydı ve işte o zaman anladım ki tecavüzü bir kurgu haline getirerek insanlara sunuyorlardı. İnsanların tatmin olması için getirdikleri bu hal insanlığı daha da kaosa sürüklüyordu. Şimdi bu muydu umut diye sayıkladığımız insanlık? Bu muydu yani doğru yolu bulacağına inandığımız insanlık. Bebekler miydi umut. Peki bu adamlarda bir gün bebek değil miydi? Kötü diye sayıkladığımız o insanlar da bir gün bebek olmamışlar mıydı?

Tecavüz pornografik bir film değildi işte karşımdaydı tecavüz bir hayatın acı içinde olmasına karşılık anlık bir arzu ve tatminkarlık arayışı ile 3 adamın bir hayatı mahvedişi. Ve işte dünyada adaleti aramamanız için bir sebep daha. Adalet kişinin kendisiydi bu kavramı kaybettiği anda her birimiz o 3 adamdan birisydik susarak, görmeyerek, duymayarak biz de o adamlar oluyorduk adım adım.

Başrolden

Kapının pervazına yaslanmış izliyordum ailemi, çocuklarımı, karımı, annemi ve babamı. Eksikler vardı pekala eksiklikler vardı fakat tamamlamak benim görevimdi.

İzlediğim şey mutluluk muydu? İzlediğim şey tam olarak ne bilmesem de benim ailemdi. Kimi elimden duygularımı çalmaya çalışmıştı kimi benliğimi ama yine de ailemdi.

Sezdiğim kan kokusu ölüme ne kadar yakın olduğumu hatırlatıyordu ya o kan benden akacaktı ya da bu tabloyu bozmamak için ben kan akıtacaktım. Zaten benim elimden kan kokusu geçmemişti, bir kişi daha eklense zararı olmazdı.

Barut Angela'nın ağzından

Elimdeki silahı doğrultup üçünün de kafasına sıktım adımlarım ağırdı ama bir önemi de yoktu kadının yanına ulaştığımda titreyerek ağlıyor ve kendini gizlemeye çalışıyordu. Üzerimde tişörtümün üstüne kombinlediğim gömleği çıkartıp uzattım bana baktı bir elimdeki gömleğe bir de diğer elimdeki silaha.

"Yaşamak istiyor musun?" kadının kafasını sallamasına gerek bile yoktu ben gözlerindeki kaybı görmüştüm işte ruhu onun ruhu çığlık çığlığa acı çekerek ölmüştü ve kadın yoktu artık o zaten bir cesetti elimdeki silahı kaldırıp sıktım kafasına o da yapma demedi zaten. Eğilip elimdeki gömleği giydirip çekildim son kez bakıp çıktım o inşaattan eve gidiyordum çünkü kendimi sorgulamam gerekiyordu. Elimdeki telefondan polisin numarasını tuşladım.

"İyi günler. Bir ihbarda bulunacaktım. Bu adreste 4 kişiyi öldürdüm iyi günler." elimdeki telefonu elimde son kez çevirip nehire fırlattım.

Sanırım hala bir yerlerde adalet duygum vardı her ne kadar kötü bir insanda olsam...

Kısa oldu fakat bunu bile zor yazdım.

MAFYA(BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin