Merhaba arkadaşlar yeni bölümü size sunarım. Bölüm şiiri ve şarkısını bırakayım ve size iyi okumalar dinlerim.
Şarkımız Fikret Kızılok-Güzel ne güzel olmuşsun.
Şiirimiz ise Oscar Wilde'den
HER İNSAN ÖLDÜRÜR SEVDİĞİNİ
Kulak verin sözlerime iyice,
Herkes öldürebilir sevdiğini
Kimi bir bakışıyla yapar bunu,
Kimi dalkavukça sözlerle,
Korkaklar öpücük ile öldürür,
...Bizim gibi varlıklara göre yani insanlara göre çıplaklık ayıptı. Ayıp neydi bilmiyorduk fakat ne yapamıyorsak ona ayıp diyorduk. Sokakta öpüşmek ayıptı, el ele tutuşmak ayıptı, açık giyinmek, eşcinsel olmak, cinsiyet değiştirmek, düşüncelerini söylemek AYIPTI. Kısaca özgür olmak ayıptı.
Biz düşünebilen zeki aptallardık. Biz acizdik. Biz kaybedenlerdik.
"Hamilesiniz." siktir...
"Ne demek Hamilesiniz korunuyorduk." sorarcasına Alekseye baktım, çünkü ben korunuyordum.
"Bunu sonra konuşuruz Angel, sen devam et İgor." İgor ben bayılınca götürdükleri doktordu. Fakat hamilelik yani benden bahsediyoruz.
"Evet isterseniz ultrasonla bir duruma bakalım." kendimde değildim Aleksey in beni yönlendirmesiyle başka bir odaya gittik, bura doktor İgorun odasıydı sedyeye uzanmamı ve karnımı açmanı istemişti.
"Pekala duruma bakılırsa daha 3,5 haftalık ve üçüzler. Gayet sağlıklı görünüyorlar." bla bla bla üçüz olduklarını duymamla beraber sesler benim için kesilmişti. Bu durum kesinlikle benim kontrolüm dışında gerçekleşmişti. Ne boklar dönmüştü arkamdan.
Eve gidene kadar sessiz kalmıştım. Evet eve gidene kadar sessiz kalabilmiştim. Fakat evde sessiz kalabileceğime inancım yoktu.
Sonunda odadan içeri girebildiğimizde kendimi sıkmayı bırakmış fakat yine de zoraki bir sakinlikle ona döndüm:
"Açıkla." tek kelime ve sesime yansıyan bir 'ne bok yedin sen' vahşetiydi bu kesinlikle.
"Ah angel seni bana tutsak edecek ne varsa kullanmaktan çekinmeyeceğimi bilmeliydin." yakasına sardığım ellerimle onu duvara sertçe yasladım.
"Ah Akeksey benim sevgili kocam senden kurtulmak istediğimde bebekler umrumda olur mu zannediyorsun? Böyle bir aptallığı senden beklemezdim aşkım." suratına yerleşen o şeytani sırıtış olayın bende patlayacağını açıkça sunuyordu.
"Babanla yaptığım anlaşma Angel işte bu saatten sonra seni bana tamamen mahkum ettim sevgilim." anlaşma kelimesini aklımda döndürüp duruyor ne bok olduğunu algılamaya çalışıyordum fakat ortaya hiç bir sonuç çıkmamıştı.
Sonra annemin bana hamile kalmamam konusundaki uyarıları geldi aklıma. Ben dikkat etmştim fakat alekseyden bu kadarını beklememiştim. alekseyi küçük görmüştüm. En büyük yanlışı tam olarakta o nokta da yapmıştım.
"Düzgünce anlat."duvara yaslı bedenini umursamadan beni kucaklayıp yatağa taşıdı. Kucağına oturtup elini karnıma sardıktan sonra konuştu.
"Hamile kalman durumunda benimle boşanamayacağın üstüne bir anlaşma."
"Babam öldüğüne göre anlaşma da bitmiştir." detaylarla ilgilenmiyordum ki umrumda da değildi.
"Pekala tabi babandan sana kalan tüm mal varlığından vazgeçerek sonuçlanmasına sesini çıkartmazsan problem yok." sinirlenmem mi gerekiyordu. O an o saniye binlerce düşünce ev sahipliği yaptı vücudum. Analizler değerlendirmeler. Sonuçlanan ise hüsran. Ya da gerçekten hüsran mı?
"Aldırmak istiyorum." pervasızca ağzımdan çıkan cümleler onun görünmez sert duvarına çarptı işte o an ilk kez onu sinirli gördüm. Ve şeytanın maskesi düşmüştü.
Elleri omuzlarıma yapışıp sarsarcasına beni kendine çekti. Acı vardı fakat acı yoktu. Acı o an korkak bir yavru kediyi sadece.
"Sen benim olana zarar vermeyi düşünecek kadar nasıl aptal olabilirsin, sen buna nasıl cürret edersin?" umrumda değildi bebek çocuk doğurmak. Anne olabilecek kadın vardı olamayacak kadın vardı. Ben anne olamazdım. Ayrıca... Anne olmak isteyen kim?
Bazı insanlara göre çocuk aldırmak katillikti. Ki pekala öyle fakat zaten katil olan bir insan çocuklarının katili olmaktan asla çekinmezdi.
"Ben bana ait olanı ortadan kaldırıyorum nasıl ki sen benden habersiz beni hamile bıraktın böyle bir şeyi düşünmen gerekirdi. İşte bu yüzden buradaki tek aptal sensin aşkım." dudaklarına kondurduğum öpücüğe karşılık beni kendinden uzaklaştırmak için geriye itti. Arkaya sert bir şekil giderken masaya çarpmış ve son anda durabilmiştim. Kalçam acıyordu fakat önemli detaylara gelmek gerekirse onun böyle sinirli olması bana eşsiz bir haz veriyordu.
"O çocukları doğuracaksın." onun sert sesine karşılık alaylı bir sırıtış eşliğinde keyifle konuştum.
"Pekala benim bundan karım ne?" sorduğum soruya karşılık bana şöyle bir bakmıştım, bir fahişe ye bakar gibi, bir şeylere inanamıyor gibi.
"Sen bu kadar olamazsın, seni bu halin için istemişken bu halinin bana iğrenç gelmesine izin veremezsin." istediği gibi hissedebilir ya da düşünebilirdi. Ben onun gördüğünden daha fazlasıydım fakat o beni masallardaki prenses sanacak kadar aptaldı.
"Cevabın!" gözleri gözlerimde sabitli sertçe solurken konuştu.
"Tek bir isteğin ne olursa olsun o isteğin gerçekleşecek." kollarımı masaya sabitleyip zıplayıp masaya oturdum.
"Sınır yok."
"Sınır yok." bacaklarımı sallarken keyifle konuştum.
"O zaman bunun için bir anlaşma hazırlamalıyım."
Aleksey kaybetmişti aslında benimle evlenerek başlatmıştı kaybı fakat yeni yeni farkına varıyordu.
Bu onun sonsuz kaybedişlerinden sadece bir tanesiydi.
"Eee aşkım çocuklarımızın şerefine bir kutlama yok mu?" masumca sorulan soru yüzde tatlı bir ifade fakat gerçekler hiçte masum değildi ya. Bu kadının ruhunu şeytana tekrar sattığı bir andı.
Üç çocuk cennetten kovulmuş üç ayrı şeytan kadının karnında can bulup dünyaya kaos getirmeye hazırlanan o üç çocuk...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA(BİTTİ)
ChickLit"Bırak beni artık kurtulayım cehenneminden. "Umudun bittiği o kör noktada başlar yalvarmalar. "Ben sana cenneti sundum Angel fakat sen cehenneme susamış bir kadınsın bu seçimi sen yaptın. Sana seni asla bırakmam demiştim. Sana seni bana mahkum eder...