Evet arkadaşlar merhaba. Gecikmeli bir bölüm oldu. Umarım yazamadığı bir aya değer.
Bugünkü şarkımızı ve şiirimizi paylaşıp bölümümüze geçelim.
Şarkımız Teomandan-Duş
İlhan Berk -Aşk O Sıvı
Çoğul güzeldir. Yüzün dursun
(Yüzün ki bir halkın tarihine alınlık)
Daya ağzını kasığıma, sevgili suça
Gövdem, o cehennem, gövdende
— Sevgilim, sevişelim.Kirlidir aşk, çocuğum, o sıvı fosil
Dölyatağı, o sürgün, her şeydir
Düşün durmadan yinelenen taşı
Hem bilmem biliyor musun tarih de tendir
Ağzın, o alev, ağzımda
— Sevgilim, sevişelim.İyi okumalar.
Evleniyordum.
19 yaşında 32 yaşındaki bir adamla evleniyordum.
Hayat diyoruz kendi kararımız dışında bir şeyi yapmak zorunda kaldığımızda. Hayat şartları.
Hergün güneş doğar ve batar. Hergün dünya kendi etrafında döner. Hergün hepimiz yaşama arzusu içerisinde savaşır dururuz. Hergün birileri ölür, doğar, sevinir, kazanır, üzülür. Hergün bir şeyler olur. Bugünde ben evleniyorsun. Hergünlerden bir tanesinde...
Aleksey. Aleksey gösterişi severdi. Aslında gösterişten çok gücü severdi. Bu güce sahipkende neden insanlara sunup böbürlenmesin ya da göz dağı vermesin ki?
İşte düğünümüzde gösterişliydi Moskova'da Moskova nehrine yakın hoş bir mekan ayarlanmıştı. İlk başta onların ritüellerine uygun şekilde papazın karşısında yeminlerimizi okumuştuk ve ardından kutlama için olan kısma geçmiştik. Tabi yeminlerden sonraki ateşli öpücüğü söylemeden duramayacağım.
Kutlamada elimizde içki bardaklarımızla masaları dolaşmaya başladık. Giriş dansı olarak valsı tercih etmiştik.
Alekseyin kulağına yaklaşıp fısıldadım.
"Bunaldım. "Belindeki ellerini sıkılaştırıp beni daha çok kendine çekmişti.
"Biraz sabredebilirsin bebeğim. "Dudaklarıma aceleci narin bir öpücük bırakıp uzaklaştı.
Şu an nerede olmak isterdim bilmiyorum. Kimle? Nasıl?
Belki de hiç olmak isterdim, evrende bir hiç olmak. Olmamak isterdim.
Bulunduğum ortam beni daha çok daraltmaya başlayınca gelin odasının terasına ilerledim. Bolca kimsesizliğe ihtiyacım vardı. Kaybedecektim. Bir çok şeyi. Bazı savaşları. Hapsettiğim ruhumu, ruhum karşılığı hayatta kalan bedeni. Ben bana kalan her şeyi bu savaşta kaybedecektim.
Gece yavaştan bitmiş gitme vaktimiz gelmişti. Balayı mı? Saçmalık. Gitmek istememiştim. Formalite icabı istediğim her hangi bir yeri sormuştu. Dağ evi tercihim olmuştu. Sakin her şeyden uzakmış gibi davranmak iyi olacaktı. Moskova'ya yakın bir şehirden almıştı
3-4 saat içinde arabalarla ulaşmıştık. Korumalar için yakınlarda bir evde ayarlamıştık sürekli bir vardiya değişimi olacaktı.
Eve girdiğimizde dağ havasının soğunun aksine gayet sıcaktı şömine vardı fakat tek ısıtma kaynağı belli ki o değildi.
Şöminenin tan karşısında ki koltuğa oturmuş ışığı yakmamıştı. Şömine bu görevi yerine getiriyor ve ortamda elle tutulur tutkunun oluşmasına yardım ediyordu.
Karşısına geçip görüş alanı içerisinde üzerimde ki gelinliği çıkartıp yere düşmesini sağladım içimde beyaz gelinliğin aksine siyah jartiyer vardı göğüsümün tam altına kadar iplik gibi beni sarıyordu göğüslerim mi? Çıplaktı gelinlikten dolayı giyinmemiştim.
Saçma düğünlerdeki gibi değildi bir ton makyaj bir paket saç spreyi kullanılmamıştı. Yüzüme hiç bir şey kullanılmasına izin vermeden sadece hafif bir göz makyajı maskara ve ruj kullanmıştım. Maskara sadece kirpik uçlarına sürülmüştü. Saçlarımı maşa yaptırmış sadece hoş kokulu saç yağı kullanılmasına izin vermiş başka bir şey kullanmamıştım. Yani oldukça doğaldım.
Ayağımda ki siyah topuklularımla ona doğru ağırca ilelemiş bacaklarımı ayırarak kucağına oturdum. İkimizinde gözleri tutkudan alev alevdi. Üstündeki ceket çıkartılmış gömlek kolları katlanmış düğmeleri yarıya kadar açılmıştı. Elimi çıplak göğüs kafesinde gezdirmeye başladım. Onun ise tek yaptığı elindeki içkiyi çevirmekti kolları iki yanında tek yaptığı beni izlemekti.
"Bir şey yapalım. "Düz sesine karşılık suratına baktım
"Ne gibi? "İlk kez elini hareketlendirerek sol göğsümü kavrayıp yavaşça okşamaya başladı.
"Kendini bana hazırla. Temas yok. Sana dokunmayacağım sen kendini bana hazırlayana kadar. "Anlamıştım ne demek istediği de gayet açıktı. Yerde ki tüylü halıyı gösterdi.
"Orada. "Kucağından oturduğundan daha ağır bir şekilde ona sürtünerek kalktım onun gözlerine bakarak halıya uzandım. Ona dönük vücudumla. Bacaklarımı toplayarak iki yana ayırdım. Elim vajinamdaki yerini almış ve kendimi okşamaya başlamıştım. Kilotun üstünden parmaklarımı bastırarak hareketlerine yavaş fakat sert devam ettim. Islanmaya zevk almaya başlamıştım. Kilotumu iki tarafından tutup bacaklarından ayırdım. Fırlattım herhangi bir yere, tutkunun olmadığı soğuk rüzgarların hakim olduğu bir yere. Parmaklarım vajinamın etrafında dolanıyor vajina deliğimden içeri sızıyordu. Acı yoktu. Zevk vardı.
"Dur. "Emriyle ondan ayırmadığım bakışlarımı daha derinlerine diktim. Onunda mı ruhu hapisti. O da mı duygularını bir zindana tutsak etmişti. O da mı uğruna değmeyecek şeyler için feda edilmişti.
Üstünde ki gömleği soydu, kemerini çıkartırken ayaklanmıştı pantolonunuda boxerıyla birlikte çıkartıp koltuğa bıraktı. Çıplaktı. Adımları bende son bulurken eğilip yerdeki çıplak bedenimi kucaklayıp salonun biraz ilerisindeki geniş yatağa ilerledi bedenimi soğuk yorganın üstüne bıraktı tepeden bana bakıyordu son durağı vücudumda bulunan tek parça ayakkabılarda kalmıştı. Ayağımı bileğinden tutarak havalandırıp bir öpücük kondurdu. Ayakkabının bantını açıp nazikçe ayağımdan çıkarttı ayağımın üstüne öpücükler kondurup diğer ayağıma yöneldi aynı işlemler kasıklarıma kadar ulaşan öpücüklerle son buldu. Dudakları vajinamı talan ederken ben altında kıvranarak sesli iniltiler bırakıyordum. Elleri bacaklarımı ikiye ayırmış okşayarak sıkıca tutmaya devam ediyordu. En sonuda saçlarını sertçe çekiştirerek doğrulmasını sağladım. Onu üstümden yan tarafa iterek uzanmasını sağladım. İşte şimdi kontrol bendeydi.
Üstüne tırmanıp penisinin üzerinde sürtünmeye başladım ellerim göğüslerini okşayarak omuzlarına tırmandı sıkıca tutunmamı sağladı. Eğildim dudaklarını sertçe öpüşmeye başladık diline süttünen dilim dişlenen dudaklar. Bir öpüşme en fazla ne kadar şehvetli olursa o kadardı. Dudaklarım dudaklarından aşağı kayarak boynunu talan etmesinin hemen ardından meme uçlarına ulaştım. Piercingini dişliyor dilimle oynuyordum. Bu çok güzeldi. Göğüs ucuyla ilgilenirken beni yatağa döndürüp sertçe içime girdi. Evet bu sertti, bu gerçekten sertti. Acı-zevk dolu inlemelirim duvarlara çarpıyor kulağımıza daha gür geliyordu. Onun sert iniltileri hırıltılı nefesleri beni daha çok kendimden geçiriyordu. Zevkle altında titreyere boşalırken o hala devam ediyordu. Orgazm olsamda bir zevk girdabına girmem uzun sürmemişti. Belimden tutarak beni yatağa yüz üstü çevirince kalçamı havalandırarak ona yardımcı oldum. Vuruşları sertti. Kalçalarımı sertçe sıkarak belimi hareket ettiriyor ben de kendimi ona itiyordum. Vuruşları daha da hızlanmış en sonunda sert bir vuruşla tüm spermlerini içime salmıştı. Ve bize ne sabah oldu ne akşam. Zaman kavramını yitirdiğimiz bir hafta...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA(BİTTİ)
Chick-Lit"Bırak beni artık kurtulayım cehenneminden. "Umudun bittiği o kör noktada başlar yalvarmalar. "Ben sana cenneti sundum Angel fakat sen cehenneme susamış bir kadınsın bu seçimi sen yaptın. Sana seni asla bırakmam demiştim. Sana seni bana mahkum eder...