BÖLÜM-21-

3.1K 82 14
                                    

Merhaba dostlar ben geldim ve sonunda bir bölüm yazabildim. Şunu fark ettim ki yazmak zormuş hem de çok zor. Ergen bir kafayla başladığım bu kitap insanların içsel düşüncelerine, duygu karmaşalarını konu alan bir kitap haline dönüştü. Yakınsa final yapmayı düşünüyorum. Keyifli okumalar dilerim.

Şarkımız Uzunlar(V1)

Şiirimiz;

Ay Karanlık-Ahmed Arif

Maviye,
Maviye çalar gözlerin,
Yangın mavisine.
Rüzgarda asi,
Körsem,
Senden gayrısına yoksam,
Bozuksam,
Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay karanlık...
...

Sorumluluk getirisi ve pişmanlık. Pişmalığın korkaklığı ve sessizce sığınılan karanlık.

Hangi tanrının oyuncak bebekleriydik biz?

Pişmanlık mı? Ona bir kez söz hakkı verirdiniz mi susmaz o, konuşur, konuşur seni karanlık duygulara iter.

Kötülüğü ben siyahta değil beyazda aramayı öğrenmiştim mesela.

Haydi size bir soru sonsuzluğun ortasında tek başınıza kalsanız ne yaparsınız?

İşte boş boş bunları düşündü aklım. Tam bir sirk yeriydi kafamın içi çeşit çeşit düşünce. Delirmenin tam sınırı. Ve belki de delirmişlik.

Artık bir şeyler başlamıştı. Sona çok yakındık ama bir o kadar da uzak gibi.

Eve geldiğimde hiçbir şey söylememiştim ama o sıçramış kan lekesine şöyle bir bakmış ve okuduğu kitaba geri dönmüştü.

Sanırım ölüme alışmak kadar kolaydı bir katile alışmak.

Hep dertlerimiz vardı hepsi önemli olan fakat önemsiz olaylar silsilesi. Benim hayatım da tam olarak öyleydi bazen bir robot olmaktan çok uzakta yaşarken bazen tam olarak robottum. Emirlere itaat eden bir hizmetkar.

Aleksey diyor ve hep onu suçluyordum çünkü suçlamak kolaydı. Fakat tüm suç bendeydi çünkü bendim işte.

Arada 1 ay geçmişti ve çoğalan ölüm haberlerini kanla kurulmuş koca bir zenginliğin çöküşünü izliyordum. Bu kişi Aleksey değildi hayır. Ona daha sıra gelmemişti zaten.

Yoluma taş koyabilecek herkes yok oluyordu ve benimde karnımdaki insanlar da benden çalarak kendilerini hayatta tutuyordu. Döngü buydu belkide. Peşimde köle olmak için inscıklar doğurmaktan hoşlanıyordur. Kim bilir.

"Hangi gün?"

"Yılbaşından hemen önce hazır ol. Bitecek."

"Tamam."

Bir şeylerin sonuna yaklaşıyorduk ki size bu sonu zevkle sunacağımdan eminim. Çünkü sonları severim.

Fakat sona ulaşmak için kaybetmem gerekiyordu. Bunu zevkle yapardım.

***Alekseyim Ağzından***

Güç ve taminkarlık.
Arzular ve kayıplar.
Yaşam ve kan.
Yara ve ölüm.

Derin bir adam değildim, uzun vadeli bir adamsa hiç değildim. Bir çok şey değildim fakat ne olduğumu çok iyi biliyordum. Cellat mı belki, peki ya katil kesinlikle ve pekala ölüm.

Ölümü bilmeden ölümü anlatamaz insan ölümün kıyısından dönmüşse bile ölümü bilemez ölümü bilmek için ölmek gerekir.

Ölmek nedir peki? Acı çekmek midir, acı çektirmek mi? Vazgeçmek midir, vazgeçtirmek mi?

Aslında ölüm hiç kimse olmaktı. Şuan bu dediğimi anlamayacaksınız ama öldüğünüzde anımsarsınız umarım.

Fakat her şeyden önce kudrettim ben. Sonsuz bir kudret silsilesi. Her şey kusursuz her şey benim keyifle yönettiğim kusursuz bir oyun.

O hayatıma girene kadar.

Herkesin bir miladı vardır, herkesin bir keşkesi. O benim hem keşkemdi hem miladım.

O herkese göre Barut bana Angelay'dı.
Benim Angela'm. Onu sevmek işte olay buydu onu sevmek. Onu sevmek imkansızdı çünkü sevmezdi
Onu sevmek imkansızdı çünkü oydu işte yetiştirilmiş bir robot. Adeta bir insan ama robot. Onu sevmek imkansıza koşmaktı.

Beni sevemezdi ama yanımda kalabilirdi. O özgür ruhunu kavanozun içine sıkıştırmış ve yanıma tutsak etmiştim. Ya da kendimi buna inandırmıştım o kadar.

Ben aptal bir adam değildim fakat seviyordum. Ben aptal bir adam değildim ama aptal olmalıydım.

Fakat işte aptal değildim.

***Tanrısal Anlatım***

İki insan fakat milyon insan. Kayıplar, kazançlar. Ölümler, doğumlar.

Bir ev iki insanı barındırıyordu. Bir ev iki insanı tutsak ediyordu. Kader mi ağlarını örüyordu yoksa bir katliam mı besliyordu?

Bunlar bir şekilde cevap bulurdu fakat ömür geçiyordu. Yıllar geçiyor insan tükeniyordu. Son vardı fakat son yoktu.

İşte burada bahsettiğimiz şey neydi sorusuna cevap. Bu iki insan kendi bencillikleri için karşılıklı verdikleri zararla birbirlerinin hayatlarından çalıyordu. Çalıyorlardı fakat yine zararları kendilerine oluyordu.

Bencilliğin getirdiği sevgi devamında kayıpları getirirdi. Getirmişti de
Kayıplar büyük bir hızla veriliyordu.
En son verilecek kayıota bu iki insan arasında olacaktı. Galibiyet kimindi bilinmez fakat ölüm çok yakındı.

MAFYA(BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin