Bekletmiş olabilirim ama malesef yapabileceğim hiçbir şey yok yazıyorum ama yurtta kalıyorum biliyorsunuz ondan internete bağlanamıyorum. liyle bölümü de yayımlayamıyorum.
Herkese iyi okumalr :)
Hepimizin hedefi şu anda bu anı bozan Dağhan daydı. Yani amacı neydi. Geçen gün neden geldiğimizi mi sormaya geldi. Ama o zaman neden Koral a değilde buraya geldi? Kafamdaki sorulara son verek tekrar Koral a baktım hala aynı pozisyonday dı. Kendimi daha fazla tutamayarak oturduğum yerden kalktım ve Koral ın yanına ilerledim.
Masada ki, herkes bana bakarken biraz utanmıştım ama şu anda Koral ı sakinleştirmem lazımdı yoksa olay büyüyecek ti. Koral ın elinin üzerine elimi koyduktan sonra kulağına fısıldadım.
''Hadi kalkalım başka bir zaman yine geliriz''
Koral kafasını olumsuz anlama da salladıktan sonra elini daha fazla sıktım. Gözleri biraz daha sakinleştirdiğini gösteriyordu ama gitmemekte kararlıy dı.
Sıktığım eli gevşediğinde sakinleştiğini anladım. Elini kaldırıp yüzüme koyduğunda gülümsedim. Ama o yetinmemiş olacak ki dudaklarımın üzerine ufak bir öpücük kondurdu. Utançtan yüzüm kızarırken Kemal Bey in boğazını temizlemesiyle kendimize geldik. Koral bıyık altından gülerken ben hala yere bakıyordum.
Berna Hanım olaya müdahale ederk konuşmaya başladı.
''Imm hoş geldin Dağhan. Sende sofraya gel Belisciğim sende otur hadi''
Mecburen yerime oturdum Dağhan da alaylı bir gülüşle masanın başına geldiğinde bir Koral a bir bana baktı ve yanımdaki sandalyeyi çekecek iken Koral alttan ayağı ile sandalyeyi ittirdi ve sandalye yere düştü Dağhan hiçbir şey olmamış gibi sandalyeyi kaldırdı ve oturdu.
Herkes sessiz bir şekilde yemeğini yerken Dağhan sürekli benden birşeyler istiyordu Koral la göz göze geldiğimde kafasını olumsuz anlamda sallıyordu. Ama herkes bana baktığı için mecburen uzatmak zorunda kalıyordum.
Ortam oldukça gergindi. Bide buna çalan telefonum eklenince tam oldu. İzin isteyerek masadan kalktım. Telefonu elime aldığımda arayanın Can olduğunu gördüm eğer annemle konuşmalarını duymamış olsaydım şu anda telefonu açardım ama telefonu meşgulke attıktan sonra sessize aldım ve masaya geri döndüm.
Kemal beyle Dağhan koyu bir sohbete girmiş gibi duruyorlardı ne yani tek sorun ben miydim ? Koral a ne oluyor der gibi baktıktan sonra Koral masadan kalktı ve yanıma geldi. Bileğimden tutup kaldırdıktan sonra birşey demeden kapıya doğru ilerlemeye başladı. Hızlı bir şekilde ilerlerken Kübranın seslenmesine aldırmadık bile.
''Abi ya nereye gidiyorsunuz?''
Evden çıktığımızda soğuk titrememe sebep olmuştu. Koral biraz dahaa hızlanarak arabanın kapısını açtı ve beni sert bir şekilde bindirdi. Ne oldu şimdi ben ne yaptım.
Koral da sürücü koltuğuna oturduktan sonra vakit kaybetmeden arabayı çalıştırdı. Tam gaz giderken birşey diyemiyordum sanki bana patlayacak mış gibi hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIPLAK KOMŞUM
RomanceFakat mutluluk geldiğinde birçok hayalleri de arkasına bakmadan götürmüştü. Umutsuzluk, hüzün, üzüntü sanırım kendi kelimelerimi bulmuştum.