29

19.2K 1.3K 304
                                    

Herkes dersteydi kaçıncı dersteydik haberim bile yoktu. Belki son dersteydik bilmiyorum. Okula diye çıkmıştım gerçekten de okuldaydım ama derslerde değildim sabahtan beri şu müzik odasında tek başıma oturuyordum.

Kendimi yine yalnız hissetmiştim aslında kızların her zaman yanımda olduğunu biliyordum ama ne zaman bir konuya üzülsem bi konuyu kendime dert etsem kendimi beyazlığın içinde ki küçücük siyah nokta gibi hissediyordum. Değerli ama boş.

Ceyda ve Eylül kaç kere yanıma gelse de hep bir şekilde geri göndermiştim. Yalnız kalmak istiyordum. Ben bu kadar bitik biri değildim. Bundan önce ki hiç bir eski sevgilimde de böyle olmamıştım Barlas sevgilim bile değilken beni mahvetmeye yemin etmiş gibiydi. Belki de aşık oldum onsuzluğa.

Haftalar günler hatta saatler geçtikçe içinde bulunduğum aşk da kabarıyordu. Üzülüyordum ama üzülmekten çok daha fazlaydı bu. Evet kabullendim seviyordum ama ben sevsem ne fayda o başkasına aşıkken.

Sevgilisi olan birini sevdiğim için de kendimden nefret etmeliydim. Aşk kötü bir şey değildi ama sevgilisi olan birini bile bile sevmek kötü bir şeydi. Ben kötü biri değildim.

Ota boka gülen ben şu an derbeder hâldeydim komikti bu durum.

Barlas Eslem'e ben Barlas'a. Bu muydu yani ? Aşk bu kadar boktan mıydı ?

Bilmeden canımı nasıl bu denli yakabiliyordu ?

Gülüşlerimi kaybetmiştim, Gülüşlerimde o saklıydı.

Ondan gidemiyordum evet ama ona da gidemiyordum.

O çok güzel seviyordu, kalbi çok güzel atıyordu ama bana değildi Eslem'e'ydi.

Hayır hayır, kendimi bu aşka küstürmem gerekti ama o öyle güzel gülerken bunu yapamıyordum. Kimseye gülmezdi ama o gece Eslem'e çok güzel gülmüştü, karanlık gece de ay gibi patlamıştı gülüşü.

Derin nefes alıp yaşlı gözlerle köşede duran gitara takıldı gözlerim. Müzik dinleyince her şey geçiyor gibiydi ama ben tüm şarkılarda onu arıyordum. Dinlemek bir boka yaramıyordu belki söylemek işe yarardı.

Ayağa kalkıp ellerimle üstümde ki tozu sildiğimde gitara doğru yürüdüm. Ayakta kalıcak gücüm bile yoktu.

Siyah gitarı alıp köşede ki tabureye geçtiğimde akorlarını ayarlayıp gözlerimi kapattım.

Aklıma gelen ilk şarkıyla gülümseyerek gözümden bir yaş aktı, sonra devamı geldi.

Boğazımı temizleyerek şarkının sözlerini geveledim.

Hayat bazen öyle insafsız ki
Küçük bir boşluğundan yakalar.
Hissettirmez en zayıf anında seni ta yüreğinden yaralar.
Ellerin kolların bağlasan da başında kasırgalar kopsa da
Sen tüm gücünle karşı koysanda seni acımasız sevda yapsa da...

Yaşlar birer birer gözlerimden gitara düşerken gözlerimi sımsıkı kapatıp karanlığa hapis ettim kendimi ve nakaratı söylemeye başladım.

Sende benim kadar gerçekleri görüyorsun.
Beraber olamayız benim gibi biliyorsun.
Bir başka dünyanın insanısın yavrucağım.
Sen kendi dünyanın toprağında büyüyorsun.

Sonlara doğru hıçkırıklarım arttığında elimden gitarın çekilmesiyle gözlerimi açıp gitarı kenara koyan Barlas'a baktım.

Gözlerimi elimin tersiyle silerek ayağa kalktım.

"Abin sana ulaşamayınca merak etti kızları aradı kızlar da kekeleyince beni yolladı aslında kendisi gelecekti ama dekan yardımcısı abini çağırdığı için ben geldim ama sen pek iyi gözükmüyorsun. İyi misin ?"

Gözlerimde ki akan yaşın aksine gülümseyerek kafamı olumlu anlamda salladım.

"İyiyim, şarkı biraz duygusal ondan oldu herhalde. Telefonumu sabah evde unutmuşum ondan ulaşamamıştır"

Gözleri beni dikkatle süzerken başımın dönmesiyle Barlas'a tutundum.

"En son ne zaman yemek yedin sen ?"

Yemek mi ? Ne zaman yedim ki ben yemek ?

Güçlükle gözlerimi açıp Barlas'a baktım.

"Bilmiyorum"

"Yürü bakalım küçük hanım önce seni doyuralım sonra bana ne olduğun anlat"

O yerde ki çantamı alırken kendi kendime fısıldadım

Seni sana nasıl anlatayım ki...

Bana dönerek "bir şey mi dedin" diye sorarken gözlerim ayırıp kafamı olumsuz anlamda salladım.

Beraber olamayız benim gibi biliyorsun...

....

Ağlıyorum galiba ulan

Niloya •TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin