"şaka gibi ya bundan üç dört ay öncesine baksanıza, otobüste her gördüğü yakışıklı çocuğa aşık olan ben yine otobüste bakıştığım ama zerre hatırlamadığım biriyle sevgiliyim"
Kızlar dediğime gülerken ben de güldüm.
Bugüne kadar aşkı ciddiye almayan ben Barlas'ın gülüşünü görebilmek için her şeyini ortaya koyabilecek kadar aşık olan yine bendim.
Bu aşk şey değildi hani onsuz yapamam, onsuz bir hiçim değildi. Onunla onsuzluğu da yenerdim ben. Onunla onsuz da yapardım ben. Hayatımın ondan öncesi de vardı o sadece gelip hayatımı daha da güzelleştiren hayatımı daha da mükemmel kılan biriydi.
Onsuz yapardım ben, ama onsuz bu kadar güzel gülebilir miydim bir daha ? Bilmiyorum.
Belki hâlâ aşk ne tam anlamıyla bilmiyorum, belki aşk çok farklı bir şey ama bana şu an sorulsa aşk ne diye susarım Barlas'a dönerim.
Aşk Barlas'ın gözlerinde saklıydı.
Aşk insanı değiştirir mi ? Diye düşünürdüm hep...
Aşk insanı değiştirirdi. Değişmiştim ama bu kötü anlamda bir değişme değildi.
Baksanıza bana ilk halime bakın bir de şimdi ki halime.
Aslında hâlâ hiç bir şeyi ciddiye almayan hâlâ çocuklaşan biriydim, ama şimdi tek başıma çocuklaşmıyordum sevdiğim adamla çocuklaşıyordum.
Aşkı da sevgiyi de ondan öğrenmiştim. Mesela sevmek sevilmek değilmiş, anlaşılmakmış koşulsuz güvenmekmiş.
Sevgi öyle büyük bir etken ki bazen kendinden ödün vermek gerekir. Güneşli günlerde dışarı çıkmak değil de onun gözlerinde de güneşi görebilmekmiş. Gülüşünde ki saklı yıldızları görebilmekmiş.
Barlas kendimi bana biraz daha sevdiren biriydi.
Benim çocuk yanımdan keyif alan biriydi.
"Abi ya ne kadar çok değiştik farkında mısınız ? Sanki olgunlaştık bilmiyorum ben Nil ile sıçmayı senin kapıda beklemeni özledim"
Eylül'ün dediğiyle Ceyda ile gülmüştük. Değişen tek ben değildim kızlar da değişmişti. Büyümüş değildik aslında hâlâ aynı kişiydik sadece sevginin getirdiği olgunluğu yaşıyorduk hepimiz.
"Anıl'ın beni asla sevmeyeceğini sanan ben, aslında Anıl'ın da beni sevdiğini öğrendiğim gün... Gerçekten bayılmıştım bu arada"
Gerçekten nasıl anlamamıştık ? Ceyda Anıl'ı neredeyse çocukluktan beri seviyordu, Anıl onu ne zamandır seviyordu bilmiyordum ama seviyordu.
"Peki ya Bulut ? Kim derdi ki benim Bulut'la sevgili olacağımı ?"
Kıkırdayıp konuştum.
"Çocuğa ne kadar laf sokarsan sok o yine vazgeçmedi senden"
Eylül beni onaylarken ayağa kalkıp köşede duran gitarımı alıp yatağa geri oturdum.
"O zaman bu şarkı üçümüze de gelsin"
Gitarın akorlarını ayarlarken uzun tırnaklarım gitarın tellerinde dolaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Niloya •Texting
Teen FictionBilinmeyen numara: Allah'ım beni kuş et. Niloya: Niye kuş lan ? Bilinmeyen numara: Kafana sıçmak için.