Güneşin sıcak ısısı vuruyor bir yandan da ağaç yaprakları kıpırdanıyordu.Serkan eşinin yanağına buse bırakıp çalan kapıyı açmak adına kalktı.Kahvaltı gelmişti.Serkan tepisleri alıp bahçedeki masaya geçti.Eylül ise yeni uyanmış kıyafetlerini değiştirmiş ve enseyerek bahçe kısmına geçti boydan camdan..
Eylül:Kahvaltı gelmiş bile..Ayy..soğuk gibi sanki esiyor.
Serkan:Birtanem bir günaydın deseydin keşke kahvaltıya gözünü dikmeden.
Eylül dil çıkardı Serkan'a sandalyesini çekip oturdu.Acıkmıştı.
Serkan:Bak hâlâ demiyorsun farkında mısın?
Eylül reçeli ekmeğine sürerken Serkan ise çayını yudumladı.
Eylül:Saat kaç?En son baktığımda yani beş dakika önce tamı tamına 11.00 idi.Sence günaydın kaldı mı?
Serkan:Ne önemi var?Yani isterse saat 13.00 olsun istersen 15.00 ne önemi var?Sana..gözlerine uyandığım her an benim içim aydınlanıyor.
Eylül:Romantikliğini bir kenara bırak kahvaltına devam et bence.
Serkan:İki güzel söze kanmadın yani.
Eylül:Kendini geliştirmelisin Serkancım.
Serkan Eylül'ün kendisi ile bu şekilde uğraşmasından hoşnut olmuştu.Keyfi biraz daha yerine geldi.
Eylül:Ne oldu?Sustun aşkım yetiştiremedin herhalde söz hı?
Serkan:Senin dilin biraz fazla falan mı açıldı anlamayasam da neyse.
Eylül:Bir şey diyeceğim ama kabul etmeni istiyorum.
Serkan:Söyle bakalım.
Eylül:Bugün hiçbir yere çıkmayalım.Serkan lütfen!
Serkan:Tüm gün baş başa kalalım mı diyorsun?Ben mi yanlış anlıyorum?
Eylül:Hayır yani evet.Yani bilmiyorum sadece burayı çok beğendim!Şuna bak hem ormanın içi gibi hem deniz..
Serkan:Beğenme sevindim.
Eylül masadan kalktı ve içeriye geçti.
Serkan:Nereye!Hey!
Eylül umursamadı bile onu.Serkan da arkasından tutup yetişip kendisine çekti eşini.
Eylül:Hih!
Serkan:Nereye diyorum duyuyorsun ama cevap vermek yok.
Eylül:Hı..vermedim ne yapacaksın?
Serkan:Sen benimle oyun falan mı oynuyorsun?
Eylül:Öyle mi görünüyor?
Serkan kıza yaklaşıp dudaklarına inecekti ki telefon onları böldüğünde Eylül yatağın ucundaki telefonu aldı.
Eylül:Telefon çaldı da..
Serkan:Kimmiş?
Eylül:Şey..sadece kampanya için galiba.
Serkan:Kampanya?Harika!Ya sen getir şunu bana getir!
Serkan Eylül telefonu uzatınca telefonu alıp kapattı ve kenara bıraktı ardından da kendi telefonunu da kapattı ve aynı yere bıraktı.
Eylül:Ne yapıyorsun?
Serkan adımlayıp eşinin ellerini tuttu.
Serkan:Sadece biz..olalım istiyorum.
Eylül:Biz..biz gerçeğiz değil mi Serkan?Ben korkuyorum en son seninle bu kadar mutlu-
Serkan gülümseyerek karısının dudaklarına yaklaştığında Eylül kocasının yanağına bıraktı elinin birini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırgın Çiçekler-Aşk Masalı
FanfictionEySer evlenmişti peki ya sonra? #eyser #songün #kırgınçiçekler