Kahvaltımı yaparken aklımda Sayidle olan buluşmamız geliyordu! Ne yapacağımı düşünürken birden babamın sesiyle irkildim.. '' Kızım noldu? İyi misin? '' '' Ha iyiyim.. '' '' Daldın gittin de o yüzden sordum.. '''' Hiiç, öyle dalmışım işte.. '' Pelin '' Tüplü mü tüpsüz mü? '' dedi ve gülmeye başladı.. Bu iğrenç espriye gülen tek o değildi.. Selinde ona katıldı..
Abim '' Canım kardeşim ya.. Ne güzel esprileri var! Aynı ablasu! '' diyerek beni gösterdi.. Bende ona ukalaca gülümsedim ve kahvaltımı bitirdim..
-
Saat beşe yaklaşıyordu.. Evden çıktım ve Müzik kafeye gittim, bi masaya oturdum. Bi kaç dakika sonra Sayid geldi.. Masaya yaklaştı ve oturdu..
"Hoşgeldin!" dedim ukalaca ve pis bi şekilde. "Hoşbuldum!'' Sayid karşımda ukalaca bana bakıyordu. Daha sonra bi elini kaldırdı. Korkuyla ona bakarken o '' Garson! '' dedi.. Garson yanımıza yaklaştı. Sayid ikimiz için su söyledi bana sormadı bile!
Sularımız gelene kadar birbirimize keskin bakışlar atıyor, konuşuyorduk.. Sular geldi ve Garson suları masaya koyup gitti.. Sayid hızla elini kaldırdı kendi bardağına çarptı.. Bardaktaki bütün su üstüme dökülmüştü!
'' Ah! Napıyosun sen?! Dikkat etsene.. '' '' Özür dilerim.. Ben bilerek olmadı.. '' Hızla masadan kalktım ve lavaboya gittim.. Üstümü çantamdan çıkardığım peçetelerle silmeye başladım.. Kesin kasıtlı yaptı bunu!
Lavobadan geldiğimde Sayidle oturduğumuz masaya garson gelmişti.. Masayı siliyordu.. Yavaşça masaya yaklaştım.. O sırada garsonda uzaklaştı.. Sayid '' Ben bilerek yapmadım, özür dilerim.. ''
Ahh! Yalancı! Masadaki suyumu aldım. Şuan bu suyu onun kafasının üstünden dökmemek için kendimi zor tutuyordum.. Suyumu sonuna kadar içip masaya hızla koydum! '' Ben gidiyorum! Seninle konuşmak büyük hataydı! "
'' Aylin otur şuraya! '' dedi sinirle.. '' Ahh unut gitsin! Sen sensin işte! Özür dileyince senin adam olduğunu sanmıştım ama sen şerefs*zin tekisin! '' bağırırken bi kaç kişinin bize bakmasına sebep oldum ama bu umrumda bile değildi!
Sinirle kafeden çıktım.. Yolda yürümeye başlarken birden afalladım.. Yavaşlamaya başladım çünkü başım dönüyordu.. Kendimi yere bırakırken birden biri beni tuttu. Bu Sayiddi '' Uyu bakalım güzelim! '' dediğini duydum.. Sonrası zifiri karanlık...
-
Gözlerimi yavaşça açtım.. Gözüme ilk çarpan şey bulunduğum odanın duvarındaki saat oldu... Saat sekize geliyordu.. Olamaz saatlerdie uyuyor muyum ben?! Ama nerede?!
Hemen odayı incelemeye koyuldum.. Burası bi yatak odasıydı. Ama burası neresi?! Elimi kafama götürdüm, başım ağrıyordu... Ahh en son hatırladığım.. Olamaz Sayid! Yoksa bu ev Sayidin mi?!
Derken birden üşüdüğümü farkettim üstümdeki yorganı ittim.. Ah ne?! Çırılçıplaktım! Üstümde sadece iç çamaşırlarım vardı.. Elbiselerim yatağın kenarında, dağınık bir şekilde duruyordu . Yoksa düşündüğüm şey mi?!
Hayır! Olamaz bu nasıl oldu!?
Sayid.. Sayid yoksa bana.. Derken kapının gıcırdamasıyla irkildim.. Biri odaya giriyordu.. Hemen yatağın kenarınsa duran abajuru aldım. Elimle sıkıca kavradım. İçeri girer girmez bunu Sayidin kafasına atacaktım..
Kapı açıldı ve içeri sırtı dönük bi erkek girdi.. Hızla abajuru orata fırlattım. Ama ıskalamıştım.. Abajur duvara çarptı ve kırıldı. Sonra içeri giren kişi bana döndü. '' Aylin napıyosun? Benim abin! '' '' Abi?! ''