Dışarısı baya aydınlandı.. Uykusuzdum. Tüm gece uyuyamamıştım. Gözlerim hem ağladım, hem de uykusuz kaldığım için şişmişti.Yerde peçete paketleri bir dağ oluşturmuştu resmen elimdeki sümük ve göz yaşı dolu peçeteyi oraya fırlattım. Yatağım ve ben darmadağındık. Yüzümü yıkamak için lavaboya gittim.
Aynaya baktığımda korkunç bir yüz vardı karşımda. Aldırmadım. Ben Hakana güvenerek bunu haketmiştim. Yüzümü yıkadım. Burnumu çektim ve belimi doğrulttum. '' Pes etmek yok. ''
Bu kadar üzülmek yeter Aylin. Artık ağlamayacaksın. Söylediğine ben bile inanmadım. Malesef ben de. Odama tekrar girdim. Leş kokuyordu. Dışarıdan girince anladım. Pencereleri açtım ve dıştaki havayı çektim. Etrafa bakarken Hakanın kapıya yaklaştığını gördüm.
'' Ha...'' Kardeş sabah sabah bağırma.. Anan falan duyacak. En iyisi aşağı in zaten baksana kapıyı çalacak. Haklısın. Pencereyi açık bıraktım ve aşağı indim. Merdivenden inerken de aşağıda da kimseyi görmedim. Sanırım ayakta olan bendim sadece.-Evde kim var kim yok bilmiyorum ki. Odamdam hiç çıkmadım -
Kapıyı onun çalmasına fırsat vermeden açtım. Önümde Hakan duruyordu. '' Neden geldin? Kapıyı başkası açabilirdi! '' "Umrumda değil ne olursa olsun beni dinlemen gerek! '' kendinden emindi. Sesini yükselttiği için dışarı çıktım ve kapıyı az aralık kalacak şekilde kapadım. - Ev halkı bizi duymasın.-
'' Kalbimde kırılmadık yer bırakmadın. Daha ne istiyorsun Hakan? '' dedim ellerimi bağlayarak. Üşümüştüm ve bu hareketimle kızgın olduğumuda gösterdim. Hakan yutkundu ve emin tavırları bi yavru köpek bakışına dönüştü.
'' Aylin çok özür dilerim. Seni kırmak istemezdim. Hatalıyım. Hatam en başında Arzuyla konuşmakmış. Beni oyuna getirdi.. '' Oyun mu? Özürü biraz da olsa beni ısıtmıştı. Gözlerinin içine baktım. Yalan mı anlamalıyım.
'' Ben anahtarımı onla konuşurken yada önce veya sonra düşürmüş olmalıyım. O da aldı ve ben sana gelirken, benim evime girdi. Sonra sanki ona anahtarı ben verdim gibi gösterdi. Eminim böyle olmuştur Aylin.. '' dedi. Ona inanmamı istiyordu.
Konuşurken gözlerini benden hiç kaçırmadı. Ben de öyle. Sessizce onu dinlemeye devam ettim. '' Ben eğer anahtarı ona verseydim anahtarı aramazdım hemen yedeğini çıkarırdım. '' dediğinde durdum ve içimden haklı olduğunu düşündüm.
'' Aylin inan bana.. Doğruyu söylüyorum. Resmen Arzunun oyununa geldim.. '' Bence doğruyu söylüyor.. Baksana haline. Zaten o Arzu yellozu her şeyi yapabilir. Bunu da yapmıştır.
İç ses haklıydı. İçimden bir hımm geçirdikten sonra '' Ben gittikten sonra Arzuyla naptınız?" direk sordum bunu. Hakan hiç düşünmeden. '' Hemen onu kovdum tabiki Aylin. '' ''Anahtar.. Aldın mı? '' diye sordum. Hemen ikinci soruyu. - İçimde azcık yumuşamış olabilirim ama dışımdan duygusuzdum. -
"'Ah! Ben sinirle unuttum onu . Apar topar çıkardım Arzuyu evden. '' Aferinn.. Bak anahtarı unutmuş ama kızı evden hemen attığı için. Ya affet artık şu çocuğu.. '' Keşke alsaydın. Ya evine girerse.. Tekrar. '' dedim gözümü kaçırarak.
'' En yakın zamanda hatta hemen kilidi değiştiririm. '' bunu yüzünde ki o tatlı gülümsemeyle söylemişti. Ona bakınca istemsizce ben de de bi gülümseme oluştu. Yaa yine için sıcacık oldu. Hakan seni hala seviyor işte.
Gözlerimiz tekrar birleşti. '' Artık inandın mı? Suçsuz olmadığı-'' birden Hakana sarıldım. Gözüm bu sefer mutluluktan dolmuştu. Elleri kalkan Hakan yavaşça bana dokundu. Bense sıkıca ona sarılıyordum..