Ona güveniyorum

764 62 3
                                    

   24 nisan Cuma. 13.00

      Azra bana şaşkın şaşkın baktı. Berrin'in ondan hoşlanmadığını biliyordum. Ama bu kadar ileri gitmiş olabilir miydi?

     "Karıştırmış olabilir belki." Dedi. "Yani sahtesiyle gerçeğini."

    "Karıştıysa bile yaptığı yine de hata. İmitasyonları dağıtamaz."

      Yanından hızla geçip çıktım odadan. Her şeyine sessiz kaldım ama bu yaptığı çok fazla. Onu çantası kolunda, odasından çıkarken yakaladım.

      "Menderes. yemeğe mi çıkıyorsun? Ben de..."

     "Bunları Azra'ya neden verdin?" Deyince önce küpelere sonra bana baktı.

    "Menderes bey." Diyen Azra'nın sesini duydum ama ona bakmadım. Hâlâ Berrin'den cevap bekliyordum.

    "Onları Azra mı almış?" Dedi şaşırmış gibi. "Ben de onları arıyorum. Kayboldu sandım. Bir ara odamın etrafın da dolanıyordu. Sonra odaya girdiğimde kutu boştu. O ara çal..."

     "Berrin!" Diye bağırınca irkildi.

     Arkamı dönüp Azra'ya bakınca şaşkın, üzgün bir halde gördüm. Gözünden tek damla yaş akmıştı. Bana baktı.

    "Hayır. Yemin ederim." Dedi sessizce.

    "Ne yani ben yalan mı söylüyorum?"

    "Berrin kes." Deyip tekrar ona döndüm. Bütün çalışanlar işi bırakmış bize bakıyordu. "Eğer Azra bunu çalmış olsa niye gelip bana, Berrin hanım fasonların, imitasyonunu dağıtıyormuş, bunu da bana verdi desin."

   "Menderes imitasyonları neden dağıtayım. Yasak. Daha çekim biter bitmez, buraya bile gelmeden eritmeye gidiyorlar." Öfkeyle Azra'ya baktı. "Belki de bunun için aldı. Sana böyle söyleyip aramızı bozmak için."

    "Öyle mi? Madem bunlar kayıp, bunları arıyordun, nasıl bu kadar rahat yemeğe çıkıyorsun?"

    "Be... ben gelince bakacaktım. Şirkettedir nasılsa diye..."

    "Yeter Berrin. Ne yapmaya çalıştın bilmiyorum. Ama hemen Azra'dan özür dile."

    "Hayır. Sen bana değilde üç günlük kıza mı inanıyorsun?"

    "Evet! Çünkü ona güveniyorum."

     Arkamdan gelen hıçkırık sesine döndüm. Azra elini ağzına götürmüş, ağlaması daha da artmıştı. Yanımızdan geçip lavaboların oraya koştu. Utanmıştı. Berrin'e baktım. Hâlâ nefretle Azra'nın arkasından bakıyordu.

    "Neden yaptın bunu?"

    "Ben bir şey yapmadım." Diye o da ağlamaya başladı. Sonra binadan çıktı. hangisinin göz yaşı gerçek hangisinin ki yalan o kadar belliydi ki.

    Yonca yerinden kalkmış lavaboların oraya bakıyordu. Azra'yla iyi anlaştıklarını biliyordum. Benimle göz göze gelince başımla gitmesini işaret ettim. Hâlâ herkes bana bakıyordu. Sert bakış atınca işlerine döndüler.

     20 nisan Cuma. 13.10

    Bana güveniyordu. Daha bir kaç gündür buradaydım ama bana güveniyordu. Nefesim darardı. Bugün bir iftiraya uğramıştım belki ama ya yarın. Gerçekten buraya hırsızlık için gelmiştim. Ha yapılmış ha yapılacak. Aynıydı. Kapı vuruldu.

     "Azra. İyi misin?" Dedi Yonca.

     "Ben bir şey yapmadım. Ben almadım. Kendisi verdi." Dedim.

SAHTEKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin