Hoşçakal

857 53 0
                                    

    28 haziran pazar. 9.01

    Kapının önünde bekledim. Hâlâ uyanmadıysa rahatsız etmek istemiyordum. Ben kapının kolunu tutmuş beklerken Ecem odasından çıktı. Kendini gülmemek için zor tutup bana baktı.

    "Ne? Dün biraz kötüydü. İyi mi diye merak ettim." Diye tersledim.

    "Tamam. Bir şey demedim. Gir hadi, uyandıysa bende bir günaydın diyeyim."

   Ondanda cesareti alınca açtım kapıyı ama  Azra yatağında değildi. İçeri girip balkona baktım, kapısı kapalıydı.

    "Banyodadır." Dedi Ecem.

    "Yok. Ben az önce çıktım banyodan."
  
     "Günaydın." Diye yardımcı kız elinde tepsiyle Kapıda belirdi.

     "Azra salonda değil mi?" Diye Ecem ona sordu. Onlar konuşurken gözüm, kalemliğe yaslanmış not defterine takıldı.

    "Hayır. Biz masayı hazırladık, bende tepsiyi alıp buraya geldim."

     Notu okumaya başladım ama daha elime alırken ateşi tuttuğumu biliyordum.

     Menderes. Seninle yaşadığım her gün çok özeldi. Ama ben hiçbirini haketmedim. Sen yanıldın. O rüyanda gördüğün kadın ya ben değildim. Ya da o güzel bir rüya değil, sana olacakları haber veren bir kabustu. Sana yaşattığım tüm hayal kırıklıkları için özür dilerim. Ben hayatından gidiyorum, çünkü en başında yapmam gereken buydu.

   Hakkım yok ama seni seviyorum. Hoşçakal.

       "Abi o ne?"

    Defteri ona uzattım. Okurken onunda benim gibi gözleri büyüdü. Yatağa oturdum. Gitmişti. Ben bunu ikinci kez kabul edemezdim. Telefonu alıp aradım. Karşıma kayıt çıktı.

    "Ben evine gidiyorum." Evde değilse ne yapacaktım. "Ecem  bana Azra'nın annesinin adresini bulur musun?"

    "Olur. Olur bulurum."

  Yanından hızla geçtim. Merdivenleri ikişer ikişer  indim. Annemin seslendiğini duydum ama duramazdım. Onu kaybedemezdim. Arabaya binip yola o kadar hızlı çıktım ki tekerlerden, acı bir ıslık sesi çıktı. Yarım saat sonra Azra'nın aparmanı'nın önündeydim.

    Bütün zillere bastım birisi açsın diye ama diafondan, "Kim o?" sesleri gelmeye başladı. Bir tanesine durumu anlatmam gerekiyordu ama çok zaman kaybediyordum. Sonunda tanıdık sesi duydum.

    "Kim o?" Diye şarkı söyler gibi sordu Elif.

     "Elif. Benim Menderes abin. Kapıyı açar mısın?"

    "Olur." Dedi.

    Kapıdan ses gelmesini bekledim, ittim ama açılmadı. Sonunda Elif gelip, açtı. Otomata basması gerektiğini ya bilmiyordu ya da bilerek yaptı. Her neyse önemli değildi. Apartman boşluğuna adım atıp, hızlıca başını okşadım. Azra'nın kapısını çalıp ziline bastım defalarca.

SAHTEKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin