SAHTEKAR

Tanışma

    22 mayıs  cuma. 9.05

    Doğrudan Ecem'in odasına girdim. Dosyayı dikkatle önüne bıraktım.

    "Al bakalım. Ne zaman gideceksiniz?"

    Dosyayı alıp incelemeye başladı. "Öğle yemeğinde, yemeği otelde yiyip odasına çıkacağız."

     "Anladım. Dikkatli ol. Gidene kadar sakla bir yere."

    "Tamam. Sen nasılsın?" Dikkatle baktım. "Azra'nın takıntılı sevgilisi var dedin ya."

     "Var demedim. Olabilir dedim. Bilmiyorum. Sormadım. Her neyse o anlatsın diye bekliyorum."

     "Ya hiç anlatmazsa."

     Ellerimi yukarı kaldırdım. "Bakalım. Şu atölyeye bir girip çıkayım. Dönünce ilgileneceğim onunla." Çıkarken ekledim. "İyi sakla onları."

    Güldü. "Tamaaam."

    22 mayıs cuma. 20.09

   Kapım öyle bir vuruldu ki alacaklı gelse böyle çalmaz. Açınca Rıdvan şimşek gibi içeri girdi. Kapıyı kapatıp beni kapıya yasladı.

    "Ne yaptın lan sen? Ben sana, bana oyun oynama demedim mi?" Diye kükredi.

    Anlamamazlığa vurdum. "Ne diyorsun ya? Ne yapmışım? Sen ne dediysen onu yaptım."

    "Azra!!" Sakinleşmeye çalışır gibi sık nefesler aldı. "Verdiğin tasarımlar. Hepsi geçen seneninmiş. Adamlar beni nerdeyse öldürüyordu."

    21 mayıs perşembe. 21.42

   Benden gerçekten bunu mu istiyordu yani?

    "Azra..."

   Elimi tuttu. "Çizim aşamasını merak ediyorum. Gözümün önünde çiz." Tatlı tatlı gülümsedi. "Hem yeni yap demiyorum ki. Bana fotoğraflarını gösterdiğini çiz."

   "Geçen senenin onlar."

   "Olsun." Başını eğip göz yaşının kalanını sildi. "Ya kusura bakma. Çok uzun sürer değil mi?"

   "Hayır. Tamam bekle aşağıdan çizim için kağıtla kalemleri alıp geleyim."

   Aşağı inerken gülmeye başladığını gördüm. İsteği garipti ama gülümsetiyorsa onu önemli değildi. Masadan bir deste kağıt ve kalemlerimi aldım. Aslına bakarsan çokta garip değildi. Daha önce de nasıl çizdiğimi merak edenler olmuştu.

  Yukarı tekrar çıktığımda Azra'yı yeni tasarımları toplayıp dosyaya koyarken buldum. Bana gülümseyip mavi elmas kolyeyi gösterdi.

    "O kadın ben miyim bilmiyorum ama, gerçekten rengi aynı." Deyip gözlerine doğru kaldırdı.

    "Evet. Sensin. Ben sadece mücevheri yanlış yerde gördüm." Saçını kulağının arkasına attım. "E rüya sonuçta, birebir aynı çıkacak değil ya."