Benim suçum

783 52 0
                                    

    25 haziran perşembe. 21.12

    Gördüğüm gerçek miydi? Sedyede kanlar içinde taşınan benim Azram mıydı? Bir anda elinin biri sedyeden düştü. O an içimi ateş yaktı kül etti.

    "Azra!" Diye bağırıp küçük kalabalığı yardım. Sedyeyi ambulans kapısının önünde durdurdum. "Azra, Azram aç gözünü." Yüzü bembeyazdı.

    "Bırakın lütfen. Çok kan kaybetti, geç kalıyoruz." Diyen sağlık görevlisine baktım.

    "N'oldu ona?"

    "Bıçaklanmış. Daha fazla bilgi istiyorsanız polislere sorun. Şimdi izin verin hastaneye yetiştirelim." Diye beni azarladı.

    "Abi, bırak hadi, ambulansı takip edelim." Ecem bunu der demez arabaya koştum. Sirenleri çalan ambulansın peşine takıldım.

    25 haziran perşembe. 22.30

   Ameliyathanenin önünde başım önde oturup bekledim. Ona bir şey olsa ben ne yapardım? Ayağa kalkıp volta atmaya başladım. Kimse bize bilgi vermiyordu.

    "Onu dinleseydim, anlatmasına izin verseydim böyle olmayacaktı." Sözlerimi duyunca Ecem yerinden kalkıp yanıma geldi.

   "Bilemezdin. Hem bunlar senin suçun değil."

    "Benim suçum. Ben ona, onu asla bırakmayacağım diye söz verdim. Ondan asla vazgeçmeyeceğimi, sırrı ne olursa olsun, yanımdayım dedim. Ama her şeyi öğrenince onu evden gönderdim." Deyip zor tuttuğum yaşları serbest bıraktım.

   Bir süre sonra ameliyathanenin kapısı açıldı. Önce bir hemşire sonra doktor çıktı.

    "Azra'nın durumu nasıl?" Doktor beni süzdü önce.

   "Hastanın durumu iyi. Kan kaybetmiş biraz, ama hayati tehlike yok. Ama..." deyip sıkıntılı bir tavır takındı.

    "Ama?" Diye tekrar ettim.

    "Bebeği kurtaramadık. Çok üzgünüm."

    Doktorun söylediğini anlayamayınca Ecem'e baktım. O benden daha şaşkındı. Doktor başka bir hastayla mı karıştırıyordu.

   Ecem, "Azra hamile miydi?" Diye sordu.

   "Evet. Ben biliyorsunuz sandım. Neyse, hasta gayet iyi, bu gece her ihtimale karşı yoğun bakımda kalacak, ve kan vereceğiz. Sabahta normal odaya alırız. Geçmiş olsun." Deyip yanımızdan uzaklaştı.

    "Azra hamileydi." Dedim kendi kendime. "Allah kahretsin." Bir anlık öfkeyle yaptığım hata haberimin bile olmadığı bebeğimizi almıştı bizden. Daha önemli bir soruyla doldu kafamın içi. Bunu kim yaptı?

    26 haziran cuma. 10.28

   Gözlerimi açtığımda beyaz bir odada buldum kendimi. Nerdeydim ben? Son olanları hatırlamaya çalıştım. Menderes her şeyi öğrenmişti. Gitmemi söylemişti. Sonrasında olanlar bulanıktı ama yavaş yavaş hatırlamaya başlamıştım. Başımı yana çevirdim.

    Camdan vuran güneş ışığından, koltukta oturan'ın Menderes olduğunu az daha anlayamıyordum. Birden yataktan doğruldum. "Menderes." Doğrulmamla canımın yanması bir oldu. Menderes'in gözleri açıldı.

     "Azra." Yerinden kalkıp yanıma geldi. Yatağın kenarına oturup elimi tuttu. "İyi misin canım?" Deyip elimi öptü.

    "Nerdeyim ben?" Dedin ama dün gecenin hatırası yeni belirdi kafamda, ya da kabusu. Rıdvan bana duygularını itiraf etmişti, sonra da bıçaklamıştı. Bebek, bebeğim nasıldı? "Doktoru görmek istiyorum." Dedim Menderes'e.
  
     "Merak etme birazdan kontrol için gelecek." Yüzümü okşadı. "Çok korktum. Sana bir şey olacak diye çok korktum."

SAHTEKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin