Sabah uyandığımda Bakugou uyuyordu ve bana sıkıca sarılmıştı. En küçük hareket yapsam hissedebilir ve uyanabilirdi. Bende kafamı geri onun göğüsüne koydum ve beklemeye başladım. Bakugou yavaş yavaş uyanıyordu.
Marry:Günaydın suki~
Bakugou: günaydın maria
Kalkmaya çalışınca beni geri çekti ve tekrar yatırdı.
Bakugou:gitme~
Marry: buradayım, bir yere gittiğim yok.
Zar zor kendimi bakugoudan ayırdım ve odama gittim. Normalde akşama kadar öyle kalabilirdim ama okul ve rin vardı. Üniformamı giydim ve odamın kapısını kapatıp Çıktım. Bakugounun kapısını çaldım ve o da çıktı. Kapısını kapatmamıştı ,
belimden çekip iyice sarıldı. Bende kollarımı omuzlarına doladım ve bir elimle ensesindeki saçları okşamaya başladım. Kafasını omzuma gömmüştü.
Rin: selam maria
Bir anda bakugouyla ayrılıp kalp krizi geçirmeye başladım.
Marry: rin! Sen nerden çıktın?
Rin: umm ışınlandım
Sen: ahh... çabuk üniformanı giy okula gideceğiz.
Rin: peki.
Bir anda yine portal açıp içinden geçti.
Marry: HEY IŞINLANMAYI BIRAK! ÇOK SİNİR BOZUCU
Bir anda durup derin nefes aldım. Rinle uğraşmak zordu...
Marry: hadi gidelim.
Bakugounun elini tuttum ve okula gittik. İlk dersimiz uygulama olduğu için çantalarımızı bırakıp hemen kostümlerimizi giymeye gittik. Kostümleri giyip savaş alanına gittik. Takımlar halinde savaşacaktık. Benim takımım shoto ve tsuyu ileydi. Uraraka , Bakugou ve denkiye karşı savaşacaktık. Savaş alanı bir fabrikaydı. İki uçtan koşmaya başladık. Henüz kimseyi görmemiştik. Bir anda denki üzerimize atladı sonra urarakanın sesi duyuldu.
Uraraka: SAL!
Denki elektrik üretiyor ve bize doğru geliyordu. Hemen üçümüzü de kapsayacak bir kalkan oluşturdum. Bakugounun patlamaları başlamıştı.
Patlamalardan kaçmak zordu ve gücümü kullansam bile pek etkili olmuyordu.
Marry: SPİDER MOD^
Artık fabrikadaki demirler ve kalın borular üzerinde koşabiliyordum. Tsuyu urarakanın peşinde olduğu için shoto bakugouya büyük bir buz kütlesi yarattı. Bakugounun yerini tespit etmeye çalışıyordum. Sensörlerimi çalıştırdım. Biraz sonra sensör alarm vermeye başladı
Marry: huh?
Bakugou beni yakalamıştı ve yere sermişti.
Elimde Nur toplamıştım , onu geri ittirdim. Sol kolum fazla acıyordu ve shotonun yanına gitmekten başka çarem yoktu. Onun yanına gidince hemen kolumla ilgilenmeye başladı. Bakugou sinirden köpürüyordu ve shoto durmadan buz ile engelliyordu.
Marry: shoto buzlarını kullanmayı bırak. Savaşacağım.
Buzların içinden çıktım ve tekrar savaşmaya başladık. Kız arkadaşına karşı hiç yumuşak davranmıyordu. Onu engellemek için sis bombalarından birini havaya attım. Ben gözlüğüm sayesinde etrafı görebiliyordum. Bakugou bir anda görüşü kesildiği için fabrikanın tepesinden düşmüştü. Düştüğünün farkındaydı ve patlamalar ile bunu engellemeye çalışıyordu . Bunu fırsat bildim ve bakugouyu bir küre içine aldım. Böylece hem yaralanmayacak hemde kazanmış olacaktık. Etraftaki sisler gittiğinde kazanan biz olmuştuk. Sensei onay verince küreyi bıraktım ve bakugou dışarı çıktı. Dizlerimin üzerine çöktüm ve nefes almaya başladım. Aynı zamanda kolum çok acıyordu. Hemen revire gittim. Ciddi bir şey yoktu ve hemen geçmişti. Diğerlerini izlemek için geri döndüm.
