Sabah olmuştu ama ablam hâlâ uyuyordu , bir not yazıp salona koydum sonra evden çıktım. Yurda gittim ve üzerimi giyindim. Bugün okulda etütümüz vardı. Zaten yakında ilk dönem tatili ve yılbaşı olacaktı. Bakugouyla hiç konuşmuyorduk ama zamanı gelince konuşmamız gerekecekti. Böyle 2 hafta geçti ve bugün okul öğlene kadardı. Çünkü bilirsiniz ya özel günlerde okul öğlene kadar olur , yarın yılbaşı olması gibi. Kimse benimle konuşmuyordu neden bilmiyorum, herkes benimle konuşunca sanki aşırı geriliyordu. Ne oldu ki acaba?
Senseiden izin alıp yarım saatliğine dışarıya çıktım. Pastaneye gidip kendime küçük çikolatalı bir pasta aldım. Arkadaşlarımın yılbaşı hediyeleri zaten odamdaydı. Onları önceden almıştım. Odama geçip pastayı bir kenara koydum. Herkes çok telaşıydı. Bende yılbaşı ağacının süslenmesine yardım ediyordum. Herkes hediyelerini ağacın altına koymuştu. Mutfağa yiyeceklerin hazırlanması için yardıma gidecektim ama Mina girmeme izin vermedi
Mina:giremezsin
Marry:huh? Neden? Bırak da yardım edeyim.
Mina: OLMAZ... şey yani olmaz çünküü sen balonları şişirmelisin. Hadi bak balonlar seni bekliyor
Marry:peki
Balonları şişiriyordum ve kenara atıyordum diğerleri de oradan alıp süslüyorlardı. Yemekler hazırdı , yemeklerimizi yiyip masayı toparlandık ve çok az kalmıştı.
Denki: BEKLEYİN SAYAÇ AÇIYORUM
Kirishima: konfetiyi unuttum.
Herkes hazırdı ve on saniye kala saymaya başladık.
10 ,9 , 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2, 1 YENİ YIL 🎉🎊🎉🎊
Konfetiler patlamıştı ve herkes gülüyordu. 15-20 dakika sonra odama çıktım çünkü her yıl olan geleneğimi gerçekleştirecektim. Doğum günümü kutlayacaktım. Her sene tek kutlarım çünkü arkadaşım yok. Annemler her ne kadar kutlamak istese de hep reddettim, ben kendime yeterdim. Üzücüydü ama yapacak bir şey yoktu. Pastayı koydum , çakmağı yaktım ve muma yaklaştırdım. Mum yanıyordu. İyiki doğdun bana... iyiki doğdun bana... iyiki doğdun , iyiki varsın... iyi ki doğdun bana... püfff . Mumum sönmüştü. Gözümden süzülen bir damla yaşı sildim ve pastayı kenara kaldırdım. Sebepsiz yere her sene depresif hissediyordum. Sonra kapım çaldı.
Momo: hey suzuki!!
Marry: efendim momo
Momo kapıyı açtı ve içeriye girdi.
Momo: hemen aşağı gelmen lazım
Marry: ne ? Neden?
Momo: herkes odalarına dağıldı , en son ben çıkıyordum ve birini gördüğümü sandım. Sonra su içmek için iniyordum ve sesler duydum. Panik yaratmak istemiyorum ama ya bir villiansa?
Marry : benimle gel ben bakarım...
yavaşça aşağı inmiştik ve gerçekten odada birilerinin varlığını hissedebiliyordum. Işığı açtım ve masada büyük bir pasta vardı , sonra koltukların ve masaların arkasından diğerleri çıktı.
Herkes* iyiki doğdun marry, iyi doğdun marry, iyiki doğdun iyi varsın , iyiki doğdun marry.
Mina pastayı tutup kaldırdı ama ben hareket edemiyordum bile... hayatımda ilk defa birileri benim doğum günümü kutluyordu.
Kirishima: hey Dilek tutmayı unutma!
Gözlerimi kapatıp ellerimi birleştirdim ve içimden dileğimi tuttum. Mumu üfleyip gözyaşlarımı sildim.
Marry: hepinize çok teşekkür ederim Ama doğum günüm olduğunu nereden biliyordunuz?
Kirishima gurur duymuş bir şekilde kendi pozunu verdi ve konuştu.
