Karışmış saçlarımı umursamadan kalktım ve üzerime hırka geçirip bir kat aşağı indim, aşağı katta annem ve babalar vardı , ben en üst katta kalıyordum.
Babam: günaydın prenses , iyi uyudun mu ?
Sen: sanada günaydın babaaa
Sonra bir anda dün akşam aklıma geldi
Sen:hey bugün birlikte antrenman yapalım mı?
Babam:spor festivali için mi yoksa?
Sen:sen bunu nereden biliyorsun?
Gerçi o da UAde okumuştu pek sorgulamamak lazım
Babam: bende zamanında UA öğrencisiydim ve neredeyse bütün kahramanlar festivale davet ediliyor. Ben ve annende orada olacağız.
İçinden* gücümü kanıtlamak için harika bir fırsat
Babam: yarım saate aşağıda ol antrenmana başlarız
Heyecanlanmıştım uzun zamandır babamla başbaşa bir şeyler yapmıyordum. Sebastiana selam verip hızlı bir kahvaltı yaptım. Babam beni dışarıda bekliyordu. Her ne kadar iyi olsam da karşımda daha deneyimli bir kahraman vardı. Akşama kadar böyle çalışma yapmıştık.
Babam: güneş batıyor , zaman çok hızlı geçmiş
Gerçekten de çok hızlı geçmişti, bir anda telefonuma bildirim geldi. Minadandı
Mina
Hey naber? Yemek yemeye gideceğiz gelmek ister misin?
*deli gibi acıkmıştım , reddetmeyecektim tabiki*
Sen
Geliyorumm
Hemen üstünü değiştirip yola çıktım , cafeye vardığımda Mina ve uraraka vardı . Bir saatten fazla konuşup yemek yedik.
Mina: ee marry sevgilin ya da hoşlandığın birisi var mı?
Sen: ben aşka inanmam
Böyle söylemem çok saçmaydı çünkü aşk vardı fakat ben genel olarak insan sevmiyordum
Mina: herkes aşka inanır
Sen: biliyorum...
Mina: umarım fikirlerini değiştirecek birisi karşına çıkar
Sen ise sadece umarım diyebilmiştim
Hava artık kararmıştı ve eve gidiyordum, geceyi seviyordum ama dışarıda yürümek biraz rahatsız ediciydi. Eve gidince sebastian günümün nasıl geçtiğini sordu biraz anlattıktan sonra
Sen: sebastian sen hiç aşık oldun mu ?
Diye sordum, neden bilmiyorum ama tavsiyeye ihtiyacım vardı
Sebastian: evet efendim
Aldığın cevapla şaşırmıştım
Sen: biraz anlatır mısın ? Nasıl bir histi?
Sebastianla uzun bir süre konuştuk . Onunla sohbet etmek eğlenceliydi , çocukluğumdan beri beni tanıyordu sonuçta.
Yarın okulum vardı ve saat çok geç olmuştu . Sebastian ışığı ve kapıyı kapattıktan sonra uyudum.
Sabah kalktığımda derse yarım saat kalmıştı . Nasıl yetişecektim acaba ? Neden o kadar geç yatmıştım? Hemen giyindim ve sadece elime bir tane muz alarak evden çıktım. Hızlı adımlarla okula gidiyordum ve 2 dakika kala yetiştim. Bir süre sonra öğle yemeği vakti geldi ve Mina ile yemekhaneye gittik . Oturduk ve yemeye başladım , çok acıkmıştım. Arkadam gelen ses yavaş yememi yoksa boğulacağımı söyledi. Gelen denkiyki . Gülümsedim ve selam verdim. Yanıma oturduktan sonra yemeye başladı bende devam ettim. Öğleden sonra Sensei içeri girdi ve kostümlerimizi giymemizi söyledi . Kostümümü sevmiyordum ama yapacak bir şey yoktu. Herkes giyinip antrenman alanına gittikten sonra Sensei konuşmaya başladı
Sensei: bugün spor festivali için alıştırma yapacaksınız , herkes kendine bir eş buldu. Kendime güçlü bir rakip bulmam gerekiyordu , ama zaten rakibim beni bulmuştu bile.
Shoto: hey yarım bıraktığımız işi bitirelim mi ?
Şaka yaptığını bildiğim için hafifçe sırıtıp olur dedim. Her zamanki gibi buz kullanıyordu bende bir yandan kalkanla kendimi koruyor bir yandan ona karşılık veriyordum. Ona sert davranmamaya karar verdim , zaten bir süre sonra hem ders hem de okul bitmişti. Böyle sıkıcı bir hafta daha geçmişti ve o gün gelmişti... SPOR FESTİVALİ
Yavaşça ringe çıkıyordunuz , kahramanlık sınıfları , destek sınıflar , pazarlama sınıfları derken herkes oradaydı. İlk yarış başlamıştı. Hızlıca koşarken bir anda todoroki yerleri buzla kapladı fakat hemen altıma kalkan oluşturdum ve etkilenmedi, sadece zayıfları etkilemişti buz . Hızla koşarken karşımıza robot çıktı , herkes şaşkınca bakarken ben vakit kaybetmeden zıpladım ve ters dönüp havada robotun kafasını patlattım, çıkan enerji ile de kendimi ileri savurdum.
Mic.: BÜYÜK BİR ATAK İLE SUZUKİ ÖNE GEÇMEYİ BAŞARDI AMA O DA NE , BAKUGOU VE TODOROKİ HEMEN ARKASINDA, DİKKATLİ OLSAN İYİ EDERSİN MARRY.
Bunu zaten biliyordum , sonraki etaba geldim , bu da ne böyle incecik demirlerden geçmem gerekiyordu , hayır... karşıya geçsem yeterdi kendime Nurdan bir köprü yaptım, arkamdan gelen gerizekalılar köprüyü kullanmaya çalıştı ama ben istemediğim sürece kullanamazlardı.
Mic.:MARRY ÇOK GÜZEL BİR TAKTİK İLE RAKİPLERİNİ ELEDİ AMA ELİNİ ÇABUK TUTMASI GEREKİYOR ÇÜNKÜ TODOROKİ VE BAKUGOU ONU GEÇMEK ÜZERE
Hızlıca parkuru tamamlamıştım , birinci değildim ama yakındım.
Mic.: BAKUGOU ,SUZUKİ VE TODOROKİ ARASINDA BÜYÜK BİR ÇEKİŞME VAR , ACABA HANGİSİ BİRİNCİ OLACAK.... B-BİR DAKİKA O DA NE MİDORİYA UÇMAYA MI BAŞLADI , İNANILMAZ!!!
Arkamı döndüm ve gerçekten de uçuyordu , son olarak da katsuki ve shotodan güç alarak kendini ittirdi ve 1. Oldu. 2. Olmuştum fena sayılmazdı. Sonra gözüm anne ve babamı aramaya başladı . Babam endavorun yanındaydı ama neden? İkisi de en iyi 5 kahramandan birisi arkadaş olmaları muhtemel diye düşündüm . Puanlar açıklandıktan sonra hemen 2. Aşamaya geçtik. Takım oluşturmam gerekiyordu. Takımımda jiro vardı ... sadece o vardı evet. Başka takım arkadaşları ararken o mor saçlı çocuk bizi takımına davet etti.
Çocuk: hey merhaba beni hatırladın mı? Takımımızda iki kişiye ihtiyacım var , katılır mısınız? Dedi. Kibardı ama hayır kabul etmeyecektim
Sen: istemez
Jiro: şey marry aslında
Sen:İstemez dedim
Yavaşça etrafıma baktım ve biz dışında herkesin takımını oluşturduğunu gördüm .önüme döndüğümde çocuk gülümsüyordu
Sen: ahh peki tamam , ama sürücü ben olacağım
Dersin. Gülümser ve elini uzatır
Çocuk: ben shinsou.
Adı buymuş demek. Shinsou
Sen: bende marry .
Sen üstte , shinsou önde , jiro sol arkadaydı ve sağ arkada b sınıfından çelik bi çocuk vardı.
Bir anda hızlıca koşmaya başladınız ve 2. Olduğunuz için çok fazla dikkat çekiyordunuz. Gelen saldırıları çok rahatça kalkan ile engelleyebiliyordum ama karşında şimdi bakugounun takımı vardı, bakugou çok sinirli gözüküyordu . Birden üzerinize koşmaya başladılar , karşılık olarak siz de üstlerine yürümeye başladınız ve shinsou şunu söyledi
S: hey bizi yenebileceğinizi mi düşünüyorsunuz?
Bakugou daha da sinirlenmişti
Bakugou: TABİK-
Bakugouya ne olmuştu öyle , shinsou gülümsüyordu ama bakugou kıpırdayamıyordu. Aramızda hâlâ mesafe vardı ve shinsou devam etti
S: hey cömert birisine benziyorsun , neden bantlardan birisini bu güzel kıza takması için vermiyorsun? Dedi
Bana güzel demişti utandım doğrusu ama konu bu değildi bakugou bantlardan birisini bana doğru attı . Mina , kiri ve sero katsukiye ne yapıyorsun bakışı atıyorlardı. Bakugou kendine geldi ve ne olduğunu anlamadığı bir şekilde bize bakmaya sonra elimde onun kafasında olan bantlardan birisini görünce tekrar ateş atmaya başlamıştı. Ben hâlâ ne olduğunu anlamamamıştım ama tekrar üzerimize gelmeye başladılar
Bakugou: BURAYA GEL MOR PİÇ SENİ
galiba bu shinsounun özgünlüğüydü. Bakugou arkadaşımdı ama şuan spor festivalindeydik . Jiro yere jackları yerleştirip büyük kalp dalgaları yolladı ama o an boşluğuma geldi ve sero beni yakalamıştı tam beni çekecekken Çelik çocuk bir eliyle beni tuttu diğer eliyle de seronun bantını kopardı . Ucuz kurtulmuştuk. Biraz daha böyle debelendikten sonra shinsouya seslendim
Sen: hey shinsou böyle vakit kaybetmeye devam edersek puan kazanamayacağız
Dedim, haklıydım . O yönünü değiştirince jiro ve Çelik çocuk da peşinden gitmeye başladım . Karşımıza çıkan herkesin bantlarını alıyordum. Sadece 5 takım kalmıştı . Todorokinin takımı, dekunun takımı , katsukinin takımı , bizim takım ve eksik kişileri de olsa monomanın takımı. Bir anda herkes dekunun takımına saldırmaya başladı ama denki bunu fırsat bilip elektrik çarptı. Bunu yapacağını biliyordum o yüzden bize kalkan oluşturdum. Fırsat bu fırsattı çünkü katsukinin takımıyla eşit puandaydık. 1m puan bandı shotodaydı. Havalanmıştım ve ona doğru atlamıştım . Tam bantlarına dokunacakken siren çaldı. Yere düşeceğimi anladıkları için momo shoto ve lida hemen beni yakalamıştı. Onları tebrik edip bizim takıma döndüm. Jiro kendinden geçmişti,
J: h-hey marry neler oluyor , hiçbir şey hatırlamıyorum.
S: özür dilerim benim yüzümden olmuş olmalı
Dedi. Özgünlüğünü merak etmiştim ve sorgulamaya başladım. Gerçekten güzel bir özgünlüktü. Jiro da hayran hayran dinliyordu. Sorun olmadığını söyledi ve oradan ayrıldık. İyi çocuktu aslında. Sıra teke tek maçlara gelmişti fakat önce yemek arası vardı. İçeride babamı aramaya başladım. Aradığım sırada endavor ve shoto konuşuyordu. Babası onu solunu kullanması için zorluyordu yine. Neden dinliyorum ki onları yaptığım yanlış bir şeydi . Arkamı dönüp ilerlemeye başladım ve babamı buldum. Bana sarıldı ve gurur duyduğunu söyledi. Sonra biz sarılırken arkadan endavor çıktı. Şaşırmıştım yakından daha büyük görünüyordu. Elini uzattı ve bende ona elimi uzattım. İyi bir savaşçısın ve Zeki bir kızsın ama shotonun seni yeneceğini temin ederim dedi. Arkada sıkılmış shotoyu gördüm ve bir şey demedim . Babam söze atıldı.
Babam: bence o kadar emin olma endavor dedi sonra kibarca güldü marry de shoto kadar yetenekli ve eğitimli
Dedi. İkisi atışıyordu ama aynı zamanda ikisi de alınmıyordu. İlginçti gerçekten . Son raunt vakti geldi ve sahaya çıktım babam ve endavor yine birlikteydi. Annemi de diğer kahramanlar arasında görüp gülümsedim. İlk maç shinsou ve midoriya arasındaydı. Ben bekleme alanına geri dönmüştüm ama oradaki televizyondan maçı izliyordum . Shinsou kaybetmişti. Bende tekrar dışarı çıkmaya karar verdim ve çıkarken shinsouyu gördüm. Heyecanlı bir şekilde
Sen: Hey shinsou gerçekten çok iyi savaştın, bence çok iyi bir kahraman olacaksın dedim.
Buna ihtiyacı varmış gibi gülümsedi
S: gerçekten böyle mi düşünüyorsun
Dedi ve bende evet dedim. Shinsou bana çok değişik bir şekilde bakıyordu bende ne olduğunu sordum.
S: normal insanlar çoktan özgünlüğümün etkisi altına girmişti fakat sende bir şey olmadı. Çok güçlü bir iraden olmalı dedi. Be diyeceğimi bilemiyordum ama o durumu yine toparladı . Maçında başarılar , kazanacağına eminim dedi. Teşekkür ettim ve birkaç maç sonra sıra bana geldi . Maçım monomaylaydı . Kahretsin özgünlüğünü bilmiyordum. Maç başladıktan sonra ne kadar uzaktan savaşsam da 1 saniyeliğine koluma dokunmuştu ve Nur ile bana saldırmıştı . Ne yani özgünlüğümüz aynı mıydı?
M:hey özgünlüğün de senin kadar güzelmiş diyip kahkaha atmaya başladı.
Olayı hızlı kavradım. Kopyalama. Hiç bu kadar uzun dövüştüğümü hatırlamıyorum atakları yapan bendim ve kalkan ile engelleyebiliyordu. Sinirlenmeye başlamıştım ama elimden bir şey gelmiyordu çünkü zayıf yönüm yoktu. Benim yoksa onun da yoktur demek oluyor. Kahretsin
M: ahahhaha 1A sınıfındaki ezik bir kızdan da bu beklenirdi , kahraman mı olmak istiyorsun ahhajaha bu zayıflıkta mı?
Zayıf... kafamın içinde bu söz yankılanmaya başladım ve hayır.... yine o his , yine o ses. Ses bana "bana güven" demişti . Ama kime güvenecektim. Bir anda saçlarım havalandı be gözlerim kan kırmızısına döndü . Herkes bana ağzı açık bakıyordu. Bana yine dokunmayı başardı fakat hiçbir şey değişmedi. Yine kontrolü kaybetmiştim. Ağzımdan çıktığını hatırladığım son şey "bu benim özgünlüğüm değil, bu benim lanetim , merhaba de" olmuştu . Bunu monomaya söylemiştim ama ilginç olan şey bilincim açıktı ve gücümü kontrol altında tutabiliyorduk. O harika his yine damarlarımdaydı. Sadece küçük bir dokunuş ile monomayı çizgi dışına hatta duvara gönderdim. Duvar çok derine göçmüştü ve monoma da duvarın içindeydi. Herkes bana tezahürat yapıyordu. Burada bana kızacak annem ya da başkası yoktu. Babama baktığımda bana gururla gülümsüyordu , endavor ise ağzı açık bakmakla yetinmişti. Yavaşça saçlarım söndü ve sonra gözlerim normal rengine yani maviye döndü . İçeriye girdiğimde annem beni büyük bir sinir ile bekliyordu.
____________________________________
Ilysm🖤🖤
Oy verir misiniz ??
![](https://img.wattpad.com/cover/263668768-288-k189451.jpg)