Zor da olsa Bakugou uyuyunca ondan ayrılıp kendi odama gidip uyudum. Sabah normal okul günüydü. Bütün gün bakugouya ne alacağımı düşündüm. Ne severdi acaba? Neler sevdiğini biliyordum tabiki ama sevgililer günü hediyesi biraz daha farklıydı. Aklıma bir fikir geldi. Yurda dönünce yine sato'nun yanına gittim. Birlikte dolgulu çikolatalar hazırladık. Sonra minik buz dolabına koyduk.
Marry: ah sato, sen gerçekten benim kurtarıcımsın.
Kibarca güldü ve sohbet etmeye başladık. Bir fincan çay koydu.
Sato: bakugouya çikolata yapacağını düşünmemiştim.
Marry: bende... ama bilirsin, ne almam gerektiğini bilmiyorum.
Sato: bence Bakugou görünenin aksine verdiğin bütün hediyeleri sevecektir.
Marry: bende öyle düşünüyorum.
Sayaç çaldı ve çikılataları çıkardık. Yavaşça kalıplardan çıkardık ve iki tanesini tadına bakmak için yedik. Gerçekten enfes olmuştu. Çikolataları güzelce paketleyip küçük bir kutuya koydum. Şimdi tek yapmam gereken yarın olmasını beklemek.
Odama gittim ve çikolataları erimemesi için mini buz dolabına yerleştirdim. Kapım çaldı.Marry: GİR
rin odama girdi ve yatağa atladı. Havadan sudan konuşuyorduk.
Rin: ee yarın napıyorsunuz?
Marry: nasıl yani?
Rin: sevgililer gününü diyorum.
Marry : bilmem
Rin: hadi ama lise aşkı ruhuna ne oldu? Yemeğe gitmek, lunaparkta gezmek, ateşli gece-..... hayır sonuncusuna izin vermiyorum.
Marry: HEY KAPA ÇENENİ. Sadece hediyemi vereceğim.
Rin: hmm sanırım bu da bir şey.
....
Rin: AW MİNİK KARDEŞİMİN SEVGİLİSİ VAR VE İLK SEVGİLİLER GÜNÜNÜ KUTLAYACAKLARMarry: RİN KIÇINI TEKMELEMEDEN SUS BENCE
Rin biraz daha kaldıktan sonra gitti. Sabah hazırlandım ve çikolata kutusunu çantama koydum.
Bakugouyu bekledim ama kapıma gelmedi. Belki uyuyakalmıştır diye odasına gittim ama odası boştu.
Onu yurtta aradım ama bulamadım. Telefonumu açmıyordu. Aklıma kötü kısım geliyordu. Ya beni aldatıyor ve gerçek sevgilisine hediyesini vermeye gittiyse? Ahh hayır ona güveniyorum. Eminim işi çıkmıştır. Okula tek başıma gittim ama hiçbir yerde Bakugou yoktu. Bilerek yavaş gidiyordum, belki yolda karşılaşırız diye. Okulun kapısına geldim. Kartımı okuttum ve yürümeye devam ettim.Bakugou: marry
Marry: huh?
Soğuktan hafifçe yanakları kızaran bakugouya baktım, elinde çekmecesinde gördüğüm paketi tutuyordu.