Annem çok sinirliydi . Umursamadan suyumu içmeye devam ettim. Dırdırını çekemiycektim ve herkes kullanabildiğimi gördü. Yinede içim rahat değildi neden daha önce yapamadım da şimdi oldu? Farkı neydi ? Benden sonra bakugou ve uraraka savaştı . Bakugou kazandı ama uraraka gerçekten çok iyiydi. Deku vs TODOROKİ derken sıra sendeydi. Sen todorokiyle savaşacaktın. Akumayı kullanmana gerek yoktu, zaten bir defalıktı. Kullanmayacağıma emindim . Shotoyla uzun ve zordu bir dövüşten sonra ateşini kullandı ... sanırım kendiyle az da olsa barışmıştı. Böyle devam ediyorduk ama ben yıpranırken o sanki bir şey olmamış gibi devam ediyordu. Ondan uzağa zıplayıp konuşmaya başladı
Shoto: hey neden gücünü kullanmıyorsun? Ben bile gücümü kullanırken sen kullanmıyorsun.
Shoto dekunun ona yaptığının aynısını bana yapmaya çalışıyordu ama hayır... kullanmayacaktım. Sonra shoto konuşmaya devam etti.
Shoto: bir kız bana zamanında eğer kendime sırtımı dönersem bütün dünyanın bana aynı şeyi yapacağımı o yüzden kendimi kabullenmemi söylemişti dedi.
O kız bendim , ona verdiğim tavsiyeyi kendime uygulamıyordum. Canım acıyordu ve yorulmuştum , bayılacaktım. Ama o sesi yine duydum. Bana güldü ve "kendini bana bırak marry" dedi . Sonra birden ateşi kullanmaya başlamıştım. Etrafımda ateş küreleri dönüyordu. Saçlarım havalanmış ve gözlerim kırmızı olmuştu. Ayaklarım hafifçe yerden kesilirken gücün bana verdiği muhteşem haz ile gülümsemeye başladım . Shotoyla göz göze geldik ve üstüme koşmaya başladı . Bende elimi kaldırdım ve saldırıya hazırdım . Sadece parmağımı oynattım ve saldırıya geçtim aynı şekilde shoto da saldırıya geçti . Dumanlar etraftan çekilince kazananın ben olduğum anlaşıldı. Shotonun sol ayağı dışarıdaydı ve buz kullanmıştı. Neden yapmıştı bunu? Ateşe karşı buz kullanmak aptallık.
Mic.: SUZUKİ YİNE TEK BİR PARMAK HAMLESİ İLE RAKİBİNİ YERLE BİR ETTİ. İNANILMAZ BİR GÜÇ
diye bağırdı . Ama garip olan şey o his hâlâ içimdeydi ve saçlarım havadaydı. Büyük ihtimalle gözlerim de kırmızıdır diye düşünerek odaya yöneldim. Annem kapıyı tekmeleyerek yine içeri girdi. Öncekinden daha sinirliydi ve bana sesini çok yükseltmişti. Aynı şeyleri zırvaladıktan sonra "BİRDAHAKİ MAÇ AKUMAYI KULLANMAYACAKSIN" dedi. Akuma hâlâ aktifti ve çok sinirlendim. Annemin kolunu tuttum ve " seni alakadar etmez" dedim. Gerçekten bunu ben mi demiştim ? Yoksa zorla mı söylettirilmişti? Anneme karşı şiddet mi uygulayacaktım? Bu saçma düşüncelerden kurtulmam gerekiyor. Sahaya çıktım ve karşımda bakugou vardı. Bana kırmızı gözleriyle bakıyordu , akuma varken benziyoruz galiba ha diye geçirdim içimden .
Mic.: EVET SAYIN SEYİRCİLER ŞİMDİ BUGÜNÜN EN HEYECANLI MAÇINDAYIZ. FİNAL ANI!! ACABA KAZANAN HANGİSİ OLACAK. 3! 2! 1!..... STAAARRRT
Bakugou hemen büyük bir patlama gönderdi alışkanlık olarak kendime kalkan oluşturmayı denedim ama akuma aktifken alev kullanmam gerekiyordu. Ben bunları düşünürken ateşten bir kalkan etrafımı sarmıştı bile. Bunu yapabileceğimi bilmiyordum. Gerçi akumanın ne yapabildiğine dair hiçbir fikrim yoktu ama bir tahmin yürütecek olursam ... HERŞEY. Evet herşey bir iblis gücü her şeyi yapmaya yeter. Aptal bir melekten çok daha güçlü. Ama şuan saklanmanın değil savaşmanın sırasıydı. Bakugou çok büyük patlamalar gönderiyor ve saldırmamı engelliyordu. Onu direk yenmeyecektim , biraz oyalanmanın zararı olmazdı. Her taraf dumanla kaplıydı , bakugou durmadan patlama yaratıyordu. Bir göz yanılması ile o patlama yaratırken arkasından dolanıp iki kolunun da kaslarını sıkmıştım. Bakugou acı içinde bağırmaya başladı. Tahmin ettiğim gibi sınıra yaklaşmıştı.
Marry: fark etmeyeceğimi mi zannettin katsuki?
Katsuki ne dediğimi anlamıştı. Onun zayıf yönünden bahsediyordum. Konuşmaya devam ettim.