열 • I'll feel the same

552 64 34
                                    

Onuncu Bölüm
Bende Aynısını Hissedeceğim

Onuncu BölümBende Aynısını Hissedeceğim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hayatım boyunca bir kez bile gökkuşağını görmedim.

Sınıf arkadaşlarım, özellikle kızlar, gökkuşağını derslerde öyle güzel anlatırlardı ki anlamlarını ezberlemek için sürekli çalışır, dururdum. Bazıları bakınca umut görürdü, bazıları ise aşk. Bazıları cenneti hissedermiş, bazıları da bizzat kendi evini. Ben hissetmek şöyle dursun, gökkuşağını görmek için kılımı dahi kıpırdatmazdım.

Şu ana kadar.

"Sana benziyor." dedi Haechan elinde ki pamuk şekeri yavaşça yerken. Anlamsızca ona baktım. "İnsanlar umuda inanmasalar bile, gökkuşağına bakınca inanası gelir. Sende öylesin. Çünkü siyaha aşık olsamda içimde bir yerlerde, beyazı sevme arzusu uyandırıyorsun."

Gözlerimi kıstım ve gökkuşağına baktım. "Bu çok klişe bir edebiyattı."

"Edebiyat değildi. İltifattı."

Haechan'ın gülümsemesi gözlerine yansımaya başladığında kendimi ondan alamadım. Yüzündeki gülümseme, benim anlamsız bakışlarımla daha çok genişlerken nedense ondan utanmıyor, aksine daha da mutlu oluyordum.

"Acele etmezsek programa geç kalacağız." dedim. Hızla ayağa kalkarken üzerime dökülen tuzlu kurabiye parçalarını silkelemiş ve kapalı terasta yaptığımız piknik sepetini toplamaya başlamıştım.

"Gitmesek ?" diye elimden tuttu Haechan. Parmak uçlarım heyecanla yanmaya başladığında nefesim kesilmişti. Tanıdık bir korku kalbimi çarptırmış, ilk kez bir korkuyu bu kadar fazla özlemiştim. "Burada sonsuza kadar kalsak ya."

"Olmaz. Bizi kıtır kıtır keserler." dedim ciddiye alarak.

"İzin vermem." dedi Haechan ve benim gibi hızla ayağa kalktı. "Sen bana lazımsın."

Sıcak parmaklarının arasında terleyen ellerimi çektim. Yüzüne bakamadan sepete getirdiğimiz içecekleri ve yemekleri koyuyor, ondan kaçmak için elimden gelen her şeyi yapıyordum. "Neyim ben, tuvalet kağıdı mı ? İkidebir, lazımsın bana, deyip iltifat ettiğini sanıyorsun."

Haechan karnını tutarak gülmeye başladı. Onun o ince, boğuk kahkahası dudaklarıma bir sırıtış koymuş, kaçtığım gözlere istemsizce beni çevirmişti. O kadar güzel gülüyordu ki, arkasında rengarenk parlayan gökkuşağı bile gülüşünün yanında sönük kalıyordu.

O çok... güzeldi.

"Biliyorsun, tuvalet kağıdı hayat kurtaran bir araç. Kendini ona benzetmen çok mantıklı bir hareket. Sonuçta sende onun kadar önemlisin."

Belime yönelen elleriyle kasıldım. Güçlü elleri, belimi iyice kavradığında dirseklerine kadar sıyırdığı kot gömleği ile kol damarları ortaya çıkmıştı.

Viraha | HaechanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin