셋 • Those withered looks

589 68 156
                                    

Üçüncü Bölüm
Solmuş Bakışlar

Üçüncü Bölüm Solmuş Bakışlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Neredeydim ?

Bedenim ve ruhum neredeydi ? Burası neresiydi ? Bu yorgun yüz kimindi ?

Cehennemde ki günler çok kafa karıştırıyordu. Buz gibi parmaklarını enseme sarmış nefesini veriyordu her saniye. Ayaklarıma taşlar bağlıyor, düşmeli ve bir daha kalkmamamı istiyordu. Ama ben kalkıyordum her seferinde. Düşmüyor, iyice ilerliyordum hedefimde. Bu sefer çirkin laflar söylüyordu bana. Fısıltıları eşliğinde uyumamamı sağlıyor, gülüyordu bana.

İşte bunu susturamıyordum.

Bir kez daha çarptım soğuk suyu yüzüme ve kendime gelmeye çalıştım. Hemen dışarıda bana seslenen ablalarım varken yüzüme bir gülücük kondurmalı, gerçekçi bir şaka bulmalıydım onları güldürmek için.

"Serein, aç kapıyı ablacığım. İçim rahat etmiyor."

Solmuş yüzümde gezdirdim gözlerimi. Stresten midemdekileri çıkarırkan sararmış, gerçek bir ölüye dönmüştüm. Haneul ablam bu halimi gördüyse elbette korkardı. Elbette endişelenirdi benim için. Kendi canından feda eder ama bırakmazdı beni.

Şimdi de olduğu gibi.

Ellerim istemsizce kalkmış tam yüzüme gelecekken nefes alıp, nefes verdim ve dişimi sıktım. Yumruklarımı kasarak sadece saçımı çektim.

Hayır.
Yapmayacaktım. İyiydim ben artık.

Lavabo kapısını açar açmaz midemi tuttum ve karşımda beni bekleyen üç çift endişeli göze dil çıkardım. "Biraz daha kussaydım bağırsağımı da çıkaracaktım."

Haneul abla beni izledi. İlk önce kollarıma baktı ve sonra ise yanaklarıma. Daha fazla endişelenecek bir detay göremeyince omuzlarını düşürdü. "Stresten olduğuna eminim. Mide ilacı getirdim iç bunu."

Haneul ablanın uzattığı ilacı içtikten sonra yüzümden akan suları temizlemek için peçete aldım ve yavaşça sildim. Rhoe, endişeli bir halde beni izlemeye devam edince göz teması kurdum.

"Ne oldu ?" dedim dişiyle dudaklarımı yerken.

"Aslında bakarsan kusmanın sebebi dün akşam ki kurabiyeler olabilir." dedi bana aptalca gülümserken. "Tarihi geçmiş. Ama tanrıya yemin olsun, şimdi fark ettim."

Arabada devamını yemek üzere yanına aldığı kurabiye paketlerini açıp incelerken bir anda çantasına geri koymasından anlamalıydım elbet. Sonuçta her zaman aç ve obur olan Rhoe Lee, o paketi çantasına geri koymuşsa bir sorun vardı.

Mide bulantımın bundan olmadığına emin olsam da bir şey çaktırmamak için Rhoe'ye gözlerimi kıstım. "Ölümlerden ölüm beğen fakir sürtük." Rhoe çığlık atarak kaçmaya başlayınca Eunbi abla bu hareketime güldü ve takdir etti.

Viraha | HaechanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin