SECTION 2

4.4K 448 81
                                    

LOVESICK FOOL

BÖLÜM 2

Yazar: Eliz

YN :Rica ediyorum okuduktan sonra oy vermeyi unutmayın.Ve dediğim gibi yorumlarınızı bekliyorum;ne düşündüğünüzü bilmek istiyorum.Keyifli okumalar.


Anılar bataklık gibidir.
Adım attığınız an içine çeker sizi.Çırpınıyor musunuz?Canınınız mı yanıyor?Kurtulmak mı istiyorsunuz?
Umurunda değil.

Ne anıların ne de geçmişin umurunda değil.
Tek başınıza düştünüz,tek başınıza çırpınırsınız ve tek başınıza ölürsünüz.

...

Zamanın hızla durduğu halde hızla koşan çerçevesinden çıkıyorum.Gözleri hala kapalı.Ben ise hala onu izliyorum.Geçmiş ve gelecek arasında ince bir çizgi.
Hızla başımı salladım iki yana;inkarın bir diğer yolu.

"Odaya çık.."

Bakışlarım tekrar onun yüzünü buldu,gözleri hala kapalı;ses tonu..Sert.Boğuk.Kısık.
Tamam kabul ediyorum,korkuyorum.Korkuma harmanlanan hayal kırıkları var.Cam kırıkları gibi batıyor,acıtıyor ama öldürmüyor.

"A-Anlamad-?"

Hafifçe kalkıyor başı;bir çok duyguyu aynı anda barındıran ama bir o kadar donuk olan gözlerini dikiyor gözlerime.Göz altları ve gözleri dünya üzerine 
yapılmış en koyu tonlara sahip olan resim misali..Ürkütücü.

Kayıp bir şehirden,ay ışığı almayan bir ormana kadar karmaşalar sarıyor aklımı.

"Odaya çık ve soyun."

İki duyguyu birden gölgeliyor şaşkınlık.Gözlerimin hacmi artarken titreyen bacaklarımı karşıma alıp bana itaat etmeleri gerektiğini söylüyorum.
Titriyorlar.
Ama yine de itaat edip ayağa kalkıyoruz.
Hadi ama.
Yeterince aşağılanmadım mı?

Kabul ediyorum Bayan Park melek gibi bir insan,en olur olmadık konularda yardımını esirgemedi.Ama o gün bana yüklü bir miktarda para verdi;beni 
benden satın aldı.
Aşağılandım kabul.
Yerin dibine girmek istedim..Ama mecburiyet vardır.
Mecbur olmak vardır.En imkansız olan an gelir ki en 
mümkün olarak görünür gözlerinize.
Ben imkansıza elimi uzattım,düştüğüm çamurun dibini gördüm.

Ama şimdi..
Her ne kadar sözleşmeli bir evlilik olsa da..Bu kadarını hak ettiğimi düşünmüyorum.Ben..B-ben ondan hoşlanıyorum.
Titreyen dizlerime dudaklarım da ekleniyor.
Yumruklarımın sıkıldığını hissediyorum;göz yaşım yine bir firarın peşinde ama şimdi olmaz.Onun karşısında öylece dururken olmaz.

"Ben f-fahişe değilim!"

Sesimin titrek çıkmaması lazımdı.İçimde ki fırtınaya bir örtü örtüp de çıkmalıydı dışarıya..ama öyle olmadı.Güçsüzlüğüm bir kez daha yüzüme 
vuruluyordu.

Ayaklandı.Evet buraya kadar.Karşımda öyle kocaman dururken ne kadar karşı çıkabilirim ki?Ne kadar itiraz edebilirim ya da sesim ne kadar yüksek 
çıkabilir ki?
Bir adım geriliyorum.
Açtığım aramızı yüzünü yüzüme yaklaştırarak kapatıyor.

Gözlerinin hacmi artmış gibi göz kapaklarının arasında.Siyahın arasına karıncalı ekranda gibi gelip giden kırmızılıklar görüyorum.Sanırım..Chanyeol'u 
ilk kez siniri görüyorum.

Yüzümle arasında santimler kalan yüzünde,ürkütücü bir gülümseme beliriveriyor.
Kaçmak istiyorum dizlerimin bağı çözülürken.Bir baskı 
hissediyorum kolumda.Kopacak gibi.Kopartacak gibi sıkıyor.Farkına varıyorum acının arasında yumruklarım çoktan açılmış;içimden ettiğim 
dualarda yumruklarımdan kaçıp Tanrı'nın kapısına ulaşmış..

"Bana bak siktiğimin sürtüğü!"

Yere diktiğim gözlerim kat be kat genişleyerek yüzünü buluyor.B-bana..ne dedi?

"Bu ev senin cehennemin.Midemi kaldırıyorsun ama kendini bana satmanın bedelini o dört sik alacak kadar geniş deliğini dağıtarak ödeteceğim 
sana!Şimdi odaya git,çırılçıplak soyun ve beni bekle!"

"BEN SENİN FAHİŞEN DEĞİLİM!"

Fahişelerin çocuklarına 'piç' denir öyle değil mi?
O kötü çocuklar hep piç derdi bana.
O kötü adam da piç derdi..
Yine acıyla harmanlanan geçmiş çakarken gözlerimde elime geçen yalnızca onun yüzüme indirdiği yumruk olmuştu.
Beyaz ve soğuk parkelerle 
buluştu vücudum.
Vuran oydu..daha üzerimden atamazken yaşayacaklarımın fragmanını;tekrar koluma yapıştırıp sürüklemeye başladı bedenimi.

Çok güçlüydü o.Tek eliyle tuttuğu bir bedeni öylece sürükleyecek kadar güçlü..

Canım yanıyor Chanyeol.
Görmüyorsun ama ağlıyorum.
Sevmiyorsun ama ben seviyorum..
Ben böyle hayal etmedim..
Beni yatağına bir fahişe olarak aldığını düşünemedim..

...

Utanıyordum.
Üşüyordum,cehennemin kollarında.

İlk kez birisinin karşısında çırılçıplak uzanıyordum.İnsan gibi değil..İnsan gibi hissetmeden.Ellerim o antika yatak başlığına bağlı bacaklarım zorla 
aralanmış..Ucuz.O'nun da dediği 'sürtük' gibi hissediyordum.

Görmek istemiyordum;hayal ettiğimin tam tersini yaşamak istemiyordum.Sessiz gözyaşlarım akarken yanaklarımdan,bir süre sonra bıraktıkları o 
garip gergin hissi hissediyordum.

Bir fermuar..sesi.

Düşüncesiyle umutlanarak kızardığım şey gerçekleşmek üzereydi.
Titriyorum.
Hiç olmamam gereken bir yerdeydim.Soğuk ve kuru eller daha da çok ayırıyordu bacaklarımı.
Korkuyorum.
Kapı açılsın birden bire mucize gerçekleşsin istiyorum.

Bir ıslaklık alıyor kuru ve soğuk ellerinin yerini..Bacaklarım iç kısmından,üst taraflara doğru yayınlan bir ıslaklık.Hemen ardından bir 
sızı..Isırıyor.

Soğuk ellerini daha sert hissediyorum;tenime acımasızca vururken.

Açmamak da ısrar ediyorum gözlerimi.

Karanlıktan korkan ben;göz kapaklarımın ardında ki karanlığa sığınmayı tercih ediyorum.

Kalbimin tam üzerine gelen dudaklar..Bulunduğu yerin öneminin farkında olmadan işkence ediyor tenime.İki dudağının arasında 
kayboluyorum;eziliyorum,acı çekiyorum.

Bacağıma değen sert et parçasından anlıyorum o zevk alıyor;benim acı çekmemden.

Eğer onu mutlu edebileceksem..saklarım ben de gözyaşlarımı.Daha da çok gömerim başımı,daha sıkı kapatırım gözlerimi.O dudaklarıyla işkencesine 
devam ederken ben de kanatırım dişleyerek dudaklarımı.

O mutlu olacaksa sorun değil.

"Gözlerime bak."

İtaatten başka çarem olmadığını fısıldıyor gözlerim arkasında ki karanlık.

Yaşların birikmesi sonucu bulanıklaşıyor bakışlarım.Bir kaç kez kırpıyorum ıslaklığını hissettiğim kirpiklerimi.

Sonra onunla buluşuyor gözlerim.Fırtına öncesi durgunluk var yine gözlerinde;vücuduna bakmaya utanıyorum.yüzünde sabitliyorum bakışlarımı.

"Bu odaya dikkatlice bak.Bu yatağa dikkatlice bak." Yine o tehlikeli gülüşü kaplıyor dudaklarını..
"Ne biliyor musun?Benim yatak odamda benim yatağımda gözlerini açtığın her sabaha lanet edeceksin!"

Ve daha önce hiç tatmadığım o acı.

"AHH.D-DUR!Y-YALVARIRI-M D-DUR!"

Çığlıklarım yıllardır özgür kalmak için bu günü beklemiş gibi.Susturamıyorum içimde ki feryat eden çocuğu.O kendini acımasızca içime itmeye devam 
ederken yalvarıyorum.Ben merhamet dilendikçe o daha çok gülümsüyor daha çok yakıyor canımı.

Daha önce kimselerden duymadığım edepsiz sözleri fısıldarken kulağıma,iğreniyorum kendimden.

A-ama olmuyor..ondan nefret edemiyorum.İlk 
gördüğüm andan itibaren ona doğru sürüklenip de bağlanmış bir şeyler var içimde bir yerlerde.Ona kızamıyorum.Ben ona aitim değil mi?Annesi hediye 
olarak beni satın aldı ve oğluna hediye etti.Susmalıyım.

Bana verdikleri sıcak yemek,temiz kıyafetler ve çatısı olan bir eve minnettar olup oğlunu tatmin etmeliyim.

Soğuk elleri yukarı çıkıp,sertçe kalçama doğru iniyor.Başını gömdüğü boynumda izler bırakırken elimden geldiğince sessiz olmaya çalışıyorum,onu 
rahatsız etmemeliyim.Boğuk sesiyle inlemeye devam ederken istemsizce kaçıyorum hıçkırıklarımı.

Başını gömdüğü boynumdan kaldırıp yüzüme 
bakıyor,bir yandan da daha sert itmeye devam ediyor kendini.Çığlık atmamak için daha da çok ısırıyorum dudaklarımı..
Hani sevdiğiniz insanla aşk yaparken siz de mutlu olurdunuz?
Peki benim neden sadece canım acıyor?

"Ngg,kes sesini sürtük!"

Daha da hızlanırken bir yumuşaklık ve sıcaklık hissediyorum derinlerimde.O sıcak sıvısı doldururken içimi,hastalıklı biriymişim gibi işini bitirir 
bitirmez kalkıyor ve banyoya doğru ilerliyor.

Dışarıya kayıyor gözlerim dolunay karanlık odaya süzülüyor bütün ihtişamıyla.Canım yanıyor,alt tarafımda kan olduğunu sezdiğim şeyin akışını 
hissediyorum.Elimi kaldıracak halim yok.

Vücudumun ağırlığı değilde sol tarafımda ki ağırlık nefes almamı engelliyor adeta.Alışmalıyım öyle değil mi?Henüz evliliğimizin ilk gecesi..Alışmalıyım.

Hem belki Chanyeol de sever beni..sever öyle değil mi?

Belki canımı acıttığı için pişman olur..
Kim bilir yeni bir gün doğarken yarın her şey daha da iyi olur..yeni günün ilk ışıklarıyla birlikte yeni yeni umutlar doğar odamıza..

Lanet ederek uyanmam söz.Dua ederek kalkar,dua ederek uyurum ben.O beni sevsin yeter..Hayır sevmek zor biliyorum.
İnsan olduğumu hatırlasın yeter.

Düşüncelerle boğuşurken banyo kapısının açıldığı duyuyorum.O tarafa baktığımda ise vücudunu çırılçıplak.Yeniden bir korku hücum ediyor..Ama 
beklediğimin aksine gelip yorganın altına giriyor sessizce.Sırtı bana dönük..Yüzüme bile bakmıyor..Tek gecelik fahişe misali hissettiriyor.Boğuk sesini 
duyuyorum sonra.

"Kalk pisliğini temizle ve sessizce uyu."

Susuyorum.

Evet onu rahatsız etmemeliyim.

Kalkmak zor,parçalanıyormuş gibi hissetsem de sessizce halletmeliyim işimi.

Evet onu rahatsız etmemeliyim.

...

Sabahın ilk ışıkları vuruyor perdesi olmayan penceremizden.Dün içtiğim ağrı kesiciler etkisi gösteriyor gibi yavaşça doğrulurken yataktan 
zorlanmıyorum.
Üzerime geçirdiğim tişört kalçamın biraz altında biterken,bacaklarımda ki izler çarpıyor gözlerime.

Evet belki hayal ettiğim gibi değildi.Belki ilk seferim olmasına rağmen çok acı çekmiştim ama..olsun.En azından artık O'na aittim.

Yüz üstü yatıyordu,yüzü diğer tarafa dönük olduğundan biraz topallayarak da olsa yan tarafa geçtim.

Uykusunda bile çatık kaşları.İşaret parmağımı alnının ortasına bastırıyorum,evet böylesi daha iyi.

Kaşların her çatıldığında seni mutlu eden kişi ben olmalıyım.

...

Uzun uğraşlar sonucunda hazırladığım kahvaltı masasına bakıyorum gülerek.
Yüzümdeki gülümseme silinmeden o uzun silüet giriyor kapıdan içeriye.
Önce bana sonra masaya bakıyor..

Sanırım işe gidecek,takım elbisesi..o gerçekten çok yakışıklı.

"G-günaydın.Kahvaltı h-hazırladım.."

Tamam yüzüme bile bakmadan sandalyeye kurulup tabağındakileri aceleyle yemeye başlasa bile sorun değil.
Yavaşça ben de karşısında ki sandalyeyi-

"Benimle birlikte yemek yiyebileceğini sana düşündüren ne?"

"Ü-üzgünüm ben.."

Sandalyeyi çektiğim yere geri ittirirken kapıdan çıkmak için bir hamle yaptığımda,yeniden durdurdu beni.

"Ben işteyken annem gelirse ya da sen gidersen..dün geceyle ilgili ağzını açıp bir şey söylediğin anda başına geleceklerde sorumlu 
olmam.Ayrıca..evimde bu şekilde dolaşarak ne kadar sürtük olduğunu belli etmeyi kes,tabi seni hemen şu masanın üzerine becermemi 
istemiyorsan."

Başımdan aşağıya kaynar sular dökülüyor gibi hissettim.
Ben yalnızca..arkam ağrıdığı için uzun bir tişört giymiştim..onu baştan çıkarmak için değil!
Ama sustum ve çıktım yavaşça mutfaktan..

Ayrıca..evin değil Chanyeol-ah evimiz..bizim evimiz.

BÖLÜM SONU

LOVESICK FOOLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin