SECTION 20

2.4K 248 73
                                    

LOVESICK FOOL

Yazar: Eliz


BÖLÜM 20

 Hissettiğim yoğunluğun adı neydi bilmiyorum.Hissizliğin hissiyatını hissederken,geçen zamandan haberim yoktu.Dudaklarımın kuruduğu hissediyordum,damarlarımda ki kanın artık akmadığını biliyor,oksijensiz kalan organlarımın isyan bayrağını çektiğini biliyordum.Başım ağrıyordu.Temiz havaya ihtiyacım vardı.Duymuyordum ya da görmüyordum buna rağmen bir kavga vardı.Ruhaniyetim bedenimle kavgaya tutuşmuştu.Gürültü rahatsız ediciydi.Bir an önce sonuca ulaşmak istiyor,hissizleşen bacaklarımla gerekirse kilometrelerce koşmak istiyordum. 

Koştum da.

Bir şeylere yapmaya cesaret edip de kalkınca ayağa,karanlık bir perde gibi çekildi yukarıya. 

Bir patika vardı.Etrafımda göz gözü görmeyecek yoğunlukta sis,gri ve beyazın en belirsiz birleşimi.Patikanın taşları çatlamış,kimi yeri siyah kimi yeri gri.Kenarlara asılmış korumalık meşe ağaçlarının parçaları patikayı gökyüzüne asılmış gibi gösteriyordu.Koştum kim bilir belki de gökyüzüne.Bir gram nefes için belki,belki de Tanrı'nın nefes nefese kalmış bedenimi aydınlattığı arkamdan süzülen o beyaz ışıktan kaçtım.Beyaz bir gömlek vardı üzerimde,tenime yapışmış.Boğazımın kuruduğunu ve hatta ağzımda ki o yoğun kan tadını alıyordum.Suya ihtiyacım vardı.Duraksadım.Gökyüzüne kaldırdım başımı her yer duman.Ellerimi dizlerime sabitleyip eğildim,derin nefes alış verişlerim kaburgama çarpan kalbimin sesiyle yarışa girmiş gibiydi. 

Yer yüzünde Tanrı'nın tükürüğü ile büyüyen sarmaşıklar gökyüzüne ulaşıyordu.Öylesine yoğun ve yeşil.Patikanın taşlarının arasından narince ve bir o kadar da haşince büyüyorlar,mecali kalmayan ayaklarımı sarıyorlardı.Beyaz ışık yaklaşırken,belki de hiç fark etmek istemediğim bir şeyi fark ettim. 

Hareket edemiyordum.

Çıplak ayaklarımdan süzülen koyu kırmızılıklar yeşilin can alıcı koyusuna karışırken ayaklarımı kıpırdamıyordum.Ve sadece bir kaç dakika..Bir kaç dakika sonra dizlerime kadar dolanan sarmaşıkların arasında kilitleniyordum. 

Arkama baktım.Gözlerimi derince kapatmadan önce O'ndan duyduğum beyaz ışıkla aramda bir kaç adım vardı.Gitmek zorundaydım.Ona verdiğim sözü tutamayacak olmanın verdiği buhran sararken dört bir yanımı,çaresizliğin en duru simgesi olan göz yaşım yeşil sarmaşıklara karıştı.Ve o an..Tanrı yeryüzüne yağmurlarını bıraktı.Gökyüzü ve yeryüzünün arasında sıkışan bedenim ferahlığı hissederken,o yaklaşan beyaz ışık ateşin koruna dökülmüş su nasıl söndürürse alevleri öyle söndü.Birisi..Belki Tanrı belki Chanyeol ışıkları kapattı. 

Yorgunlukla kavrulan bedenim sarmaşıkların arasına yığılıp kalırken gözlerimi kapattım. 

Ona,en şefkatli olana,karanlığa sığındım. 

Ve gözlerimi açtığımda onun yanındaydım.

...


Gönderen: [Küçük Bok Parçası] 

Alıcı: [Büyük Bok Parçası] 

"Chanllei,gelirken bana çilekli yoğurt al *-* Bir sürü olsun."

Gönderen: [Büyük Bok Parçası] 

Alıcı: [Küçük Bok Parçası] 

"Otelden çıkmadan önce söyledin zaten.Çilekli yoğurtlarını benden daha çok seviyorsun.Ayrıca adımı düzgün yaz,Challei nedir -_- " 

●  

LOVESICK FOOLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin