SECTION 12

3.6K 295 123
                                    




LOVESICK FOOL

Yazar:Eliz


BÖLÜM 12


Bu kış çetin geçecek olmalı.Yağmurlar henüz damlamıyor kentimin yüzüne,lakin fazlaca soğuk.Kuru ayaz pencere kenarlarını dövüyor.

Oturduğum pencere pervazından halsizce ayaklanıyorum.Hastalanacak mıyım?Biraz kırgınlık,yorgunluk biraz da baş ağrısı..Vücudumun kışa verebileceği en güzel hoş geldin mesajı.

Çıplak ayaklarımı gözlerimin baygın bakışları altında mutfağa sürüyorum.Arka bahçeye açılan mutfak balkonunun soğuk,kışın habercisi rüzgardan nasibini almış mermerlerine değince ayaklarım bir ürperti sarıveriyor dört bir yanımı.

Duvara depremlere karşı güvenlik amaçlı sıkıca monte edilmiş,kombinin ayarlarını arttırıyorum.Birazdan ısınırım.Hmm,düşününce tek derdim soğukluğun bir an önce yerini sıcacık bir havaya bırakması olsa gerek.

Ah bir de kahvaltı..

Bir kaç adım da içeri girerken gülümsüyorum;kombinin çalıştığının habercisi mutfakta ki parkelerin altından geçen sıcak boruların bıraktığı o ılık hissiyat..Ayaklarım kıpırdamak istemiyor gibi.Yine de sessiz,vücudumun zararsız çıktığı bir gecenin sabahına büyük bir borcum var..

O yukarı da.Sabah sessizce yataktan kalktı ve banyoya girdi.Yatağımızı toparlayıp biraz sokaktan geçen insanları izledim,uzaktan görünen arabaların renklerine bakıp,geçen arabaları saydım.

Şimdi güzel bir kahvaltı zamanı.

Ayaklarım ılıkta bulduğu huzuru terk ederken,kafamda bulunan canavarlar duvarlarına baskı yapmaya devam ediyor.

Buzdolabını açıyorum.Güzel bir İngiliz kahvaltısından hoşlanır mısın Chanyeol ya da öylece örtüyü çekersin de yeri mi boylar tüm emeklerim?

Hücrelerim birbirini eziyor ,içim de bir yerler de fabrika ürünü indirimine koşan teyzelerin arasında kalmış beynim patlamak üzere.Tezgahtan destek alarak dört dilim ekmeği kızartma makinesine yerleştirirken bir yandan da yumurtaları kızartıyorum;konserve fasulyeleri biraz haşladım,evet biraz da sosis ve bacon..

İki büyük servis tabağını masalara yerleştirdikten sonra,kulaklarımı dolduran ayak seslerini takip ediyor gözlerim iş birliği içinde.Merdivenlerden inen heybetli beden..

Her zamanki takım elbiseli o klasik adamın yerini boğazını kapatan bir kazak,uzun bacaklarını sıkıca saran siyah bir pantolon giymiş,başka bir adam alıyor.

Her zaman ki bakışları hakimiyet kurmuş,siyahın en koyu tonuna bürünen gözlerine.Gözleri omuzlarımdan sarkan krem kazaktan bacaklarıma bol gelen eşofmana oradan da özenle hazırladığım masaya yolculuk yapıyor kısaca.Biraz tereddütlüyüm.

Alışık olduğum sabahlar var benim;yüzüme bakılmadığı,hazırladığım masanın yeri boylayıp kapının sertçe kapatılıp çıkıldığı..Gecenin hatrı var umutlarımda.

"G-günaydın.." bir fısıltı duyulması Tanrı'dan en çok istenen bir dilek..

Sessizce adımlarını mutfağa sürüklüyor,tedirginim.Bacaklarım yalpalanıyor.Dizlerim kendini bıraktı bırakacak,umduğum olmuyor.Sessizliğimizi çekilen sandalyenin parkelerde bıraktığı o garip ses bölüyor.

Chanyeol,benim hazırladığım kahvaltı masasına oturdu.

Gülümsüyorum;hüznün habercisi midir ya da umudun yeşerecek tohumlarımı..Belirsiz.Sorun değil,anı yaşamayı tercih ediyorum.

LOVESICK FOOLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin