LOVESICK FOOL
BÖLÜM 5
Yazar: Eliz
Bir söz yankılandı akşamın en kör saati gizemli bir dudaktan 'Karanlığa tutulmak güneşin hatasıydı.'
...
Doğrularım da var yanlışlarımda.
İçinde kaybolmak istediklerim de var gözlerimi kapatıp hiç var olmamasını dilediğim canavarlarım da var yatağımın altında.
Mutfağın en üst rafından yere düşüp buz gibi ayrılan bardağın çıkardığı ses gibi hayal kırıklıklarımın yere düşürüp çıkardığı sesler var..
Karanlıktan korkardım ben; sıkıca kapardım gözlerimi yine karanlığa saklanırdım en çok kaçtığım oyken.
Şimdi ne yapmalıyım..
Hayaller kurarken daha dakikalar önce o mutlu aile yuvamızın ilk basamağında Chanyeol başka birisiyle öpüşürken..ben ne yapmalıyım?
Peki o zifiri karanlık gözlerin tam da gözlerimi delip geçerken bir adım geri çekilip..biz gibi kokan evimize başka bir adamla girmene izin mi
vermeliyim?
Hayallerim var benim Park Chanyeol!
Giderken öptün dudaklarımı,beni özleyeceğini söyledin..
Ben bu lanet kapıyı araladığımda gülümseyerek bakmalıydın..o büyük kolların ne işe yarıyor senin!?Kocaman sarılmalıydın bana!
Ben daha çok küçüğüm Chanyeol.Değil senin o iri cüssen ben senin bakışların altında bile ezilirim.'Çık önümden!' demene gerek bile kalmadan
kilometrelerce geriye koşarım,tökezleyeceğimi bile bile.
Bir adım ve bir tane daha..Açıklama yapmadan,giriş kapısının yanına koyduğum ayakkabılığa ayakkabılarını çıkarmadan henüz temizlediğim evimize giriyorsunuz.
Gözlerimden bahsetmiyorum bile.Sonbahara sıkıca tutunan kışın dondurucu soğuğunun geleceğini bile bile daldan kopmayan bir yaprak misali
gözyaşım.
"Bizi rahatsız etme."
Ben kaparım gözlerimi sorun değil.
Siyahın o en asi tonu döner belki beyaza..
Kapatıyorum gözlerimi dediğim gibi sorun yok.
Sorun yok.
Sorun olmamalı bitecek kabus.
Sorun yok Baekhyun..
Alt tarafı değersiz fotoğraflarınızın süslediği merdivenlerden öpüşerek çıkıyorlar.
Hem gerçeği görmeyen bir insana fotoğraflar da ne ki?
Gerçekten sorun yok.Alt tarafı dakikalarca tereddüt de kalıp da seçtiğin yatak örtüsünde sevişecekler..
Haklısın sorun yok.Çığlık çığlığa inlemeler dolduracak kulaklarını..Masaya dizdiğin yemeklerin dumanı kaybolacak Chanyeol o bedene her
dokunduğunda.
Dakikalar geçecek ve yemekler buz gibi olacak.İçine buzlarını koyduğun içkinde ki buzlar da eriyecek..
Belki bardaktan taşacak.
Ama ne dedik ya sorun yok.Senin sabrın bardaktan taşan biraya zıt oranla yerinde sayacak.
Hepsi bu kadar.
Gecenin en davetsiz misafirinin sesleri dolduruyor kulaklarımı.Hızlı diyor arsızca daha hızlı..
Arada bir ruhunu merdivenlerimizde bırakmış olan adamdan da sesler yükseliyor.
Bu kanepe hep bu kadar soğuk muydu?Ya televizyon..Sesi hep bu kadar az mı çıkıyordu..?
Sanırım Chanyeol gibi bu ev ve bu eşyalarda sevmedi beni.Gerçeği yüzüme vurmak ister gibi hepsi..
Ben kötü biri değilim.Ben gerçekten kötü biri değilim.Sadece gülüşlerimi satışa çıkarmak istedim hiç olmayacak bir fiyata..Gülüşlerimi satmak
istediğim adam ise tezgahımı ateşe verdi.Ben o kadar da kötü biri değilim.Mecburdum ve yaptım.Gülüşlerim yerine kendimi satışa çıkardım.Ben
gerçekten kötü biriyim.
Antika tabloların arasına sıkışmış kenarları oymalı saatte yer alan akrep ve yelkovan kaça duruyor birbirlerinden..Yanaklarım acıyor hele ki
gözyaşlarımın yol oluşturup da geçtiği o yerler..
Bir kaç adım sesi duyarken,tonlarca düşüncenin ağırlaştırdığı başımı kaldırıyorum kanepenin en değersiz köşesinden.Merdivenlerden inen
yabancının bakışları yerde.Sabah ki hırpalanmış halime benziyor..Yürüyüşü bir garip..
İzler çarpıyor gözlerime..Az önce sevdiğim adamın dudakları o izlerin üzerindeydi.Kendime hapsetmek istediğim beden benden başka her yerdeydi..
Bakışlarıma takılıyor bakışları.Biraz tereddütlü biraz da çekiniyor gibi..Adımlarının karşılığı önümde son bulurken yavaşça aralıyor kalbe benzettiğim
dudaklarını.
Benim dudaklarım ince ve şekilsiz diye mi bu adamdan hoşlandın Chanyeol?
"Ben üzgünüm..Bilirsin Chanyeol-"
"Üzgün olmana gerek yok ve ben Chanyeol'u bilmem."
Tarifsiz duyguların kararttığı bakışlarını merak kıvılcımları aydınlatıyordu.
"Ama sen onun-"
"Ben onun hiç bir şeyi değilim,endişelenme iyiyim.Eğer işin bittiyse.."
Dilimin ucunu ısıtıyorum hızlıca.Ona bir fahişe gibi davranıyordum.Mahcubiyet ve utancın getirisiyle eğiyorum başımı.Onun bir suçu
yok.Chanyeol'un bir suçu yok.Bir gün daha batarken gecenin en kör karanlığında onların hayatına dalan bendim..Suçlu bendim.Kimseyi kırmaya
hakkım yok.Bütün kötülükleri hak eden de bendim.
Ve bir el sıvazlıyor omzumu.
"Böyle davranmamalısın.Daha on dakika önce kocanla yattım.Ağlayıp bağırmalısın;benim için üzgün olmamalısın.Özür dilerim.Gerçekten özür
dilerim."
Çekilen elin yerini dolduran soğuk..Seslere ev sahipliği yapan kulaklarımı dolduran kapı sesi.Kocaman bir salon ortasında daha da küçülen bir ben..
...
Her şeye alışırsınız.Acının içinizde ki süresi en fazla kırk gündür derler.Kırk günün sonunda kül olmaya yüz tutmuş ateş zaman adı verilen rüzgarın
esinleri arasında havaya uçuşurmuş..Alışırmış insan.Alışmalıymış.Yeni bir sabaha gözlerini açmak,güneşin yeniden doğduğunu görmek ve gecenin gelişini izlemek için alışmak zorundaymış insan.
Karşımda alevleri kül olmak yerine her gün biraz daha kor alan bir adam var.
Baekhyun evlendi.Tam üç oldu.Ben alışırım her şeye alışırım ama Jongin karşımda öylece ifadesizce dururken ve yuvarlarken bardakları ardı arkasına
ne yapmalı bilmiyorum.
Siz birinin hayatında ufak da olsa bir yer edinmek istersiniz;o ise diğerinin hayatı olmayı..
Gizemli bir gece de yıldızlar bile saklanacak kuytu bir köşe arıyor.Son bahar yerini kışa bırakacak gibi..Ben üşümem.Hayır,ciddiyim.Üşümek nedir
bilmem.Kışın ortası da olsa fırtına kopya,yağmur damlaları ağır bir dayağın izleri olarak dövse de vücudumun her bir parçasını hissetmem
üşüdüğümü..Ya da öyle düşünürdüm onun gözlerinde kaybolana dek.
Soğuk kanlı ve donuk..
Fazla konuşmayı sevmez..
Konuştuğunda düşüncesiz ve kırıcı..
Acı çekmekten de acı çektirmeyi de sever..
Acı çekmeden acının getirdiği zevki bilemeyeceğini,bilir..
Garip.
Soğukluğunda kaybolmak isteyeceğim kadar garip.
Konuşamadığı her cümle de kendimi bulmak isteyeceğim ama her defasında evini kaybeden bir çocuk misali beni ortada bırakacak kadar garip.
Düşüncesizliğine adım attığımda düşüncelere dalacağım;onun tarafından kırıldıkça yeniden toparlanacağım kadar garip..
Bana acı çektiriyor..
Acının dozunu aşarsanız zevk yerini yakıcılığa bırakır.Biz dozu fazla kaçırdık.
O sadece çektiği acıyı hissediyor..Verdiği acının haddi hesabı yok ve bunu yıllardır gözleri kapalı şekilde yapacak kadar garip.
Kayboluyorum Kim Jongin.
Ben Oh Sehun senin bilinmezliğinde elimde ki silik adresle yolu bulmaya çalıştıkça her defasında çıkmaz sokaklara giriyorum.Sokakların
karanlığında kayıp giden yazılar gibi ben de yok oluyorum.Sorun yok.Yok oldukça kendimi buluyorum.
Senin karanlığında kaybolmayı seçen bendim.
Ah,hayır.O klişe sözler dökülmüyor açamadığım dudaklarımdan.Ben beyaz olamadım hiç bir zaman.Siyahın zifiri sonundan bir tık açık olan
bendim,tonajlarca kapalı olan sen..
"Onun yanında mutlu değil.."
Şehri ayaklarımızın altına seren bir tepedeyiz.Neresi olduğu hakkında bir fikrim ve hayır sarhoş değilim.Onun sarhoşluğunda kayboluyorum hepsi
bu.
Soğukluğunu hissetmediğim çimene uzanıyorum;kollarım iki yanımda.Gökyüzü tam karşımda.O ise öylece oturup yuvarlıyor içkilerini..
Bana ondan bahsediyor her saniye;onun yanında olduğum o değerli saniyeleri neden Baekhyun çalıyor benim olduğunu hissedemeden
bilmiyorum.
Yan tarafa çektiğim arabaya atlayıp gidebilirim,onu burada bırakıp bir siktir çekebilir ve bulduğum ilk kişiyi becerebilirim..ama seviyorum.Ondan gelen acıyı en derinlerde hissetmeyi seviyorum;delicesine bir zevk alıyorum.Kan damarlarımın ördüğü sınırları aşarken,tüm vücudum o zevki hissetmek ister gibi isyan çıkarıyor.
İsyanın çıktığı her bir yer yanıyor;tıpkı onun bana dokunduğunda ki bıraktığı his gibi.
Yandıkça zevke geliyorum;acı katlanırken zevk yerini sızılara bırakıyor.Gözleri takılıyor birden gözlerime;alev alan ben birden soğuğu hissetmeye
başlıyorum.
Üzerimde ki etkini bilsen kendini cehenneme odun yapardın Kim Jongin.
"Mutlu olup olmadığını bilemezsin.Ayrıca..düğündemutlu görünüyordu."
O sözleriyle faça atarken her bir yanıma;yarasına tuz basmayı tercih ediyorum.O ifadesiz gözlerin Baekhyun'un adı çektiğinde anlamla
yüklenmesinden nefret ediyorum.
"Onu görmeliydin..Her yerinde izler vardı yalnızca üç gün içinde fazla yıpranmış görünüyordu."
Acımasızca kıkırdadım.
Gecenin koyu karanlığı ve araba farlarının yansıdığı gözleri gözlerimi buldu.
"Hadi bir şişe daha iç ve o izlerin sebebini bir düşün.." Hafifçe doğrulup içimi korkudan ve soğuktan titreten yüzüne yaklaştım.Gözlerinde ki alevi
görüyordum.
"O uzun adam senin çok değerli Baekhyun'nunu düzdü."
Hızlı bir hamle..Hissedilen bir sancı..Daha demin kalktığım çimlere geri düşerken üzerime doğrulan beden kapatıyordu arkada kalan ay ışığını.
Yıldızlara kayıyordu gözlerim ve bir el hareketi gördüğüme yemin edebilirim; Kim Jongin'i kızdırdım.
Üzerimde hakimiyet kuran beden yüzünü yaklaştırırken gölge düşmüş yüzüme,nefesini hissediyordum.Sigara içki her ne haltsa..Onu istiyorum.
O nefesi gökyüzünden bile kıskanırken vücudumun her bir köşesine hapsetmek istiyorum.
Delici bakışları katlederken beni,dudaklarımı kulağıma doğru kayıyor..ve beklediğim o boğuk ses yankılanıyor;ağaçların arasından yeryüzü ve
gökyüzünü arasına doğru.
"Seni sikerim."
Kahkaha atıyorum..
Bu bir tehdit.
Tabi ona göre..
Bu bir teklif.
Tabi bana göre..
"Ben de bunu bekliyorum."
BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVESICK FOOL
Mystery / ThrillerNe demişti ünlü seri katil Charles Manson; "Bana yukarıdan bakarsanız aptalın tekini görürsünüz. Bana aşağıdan bakarsanız tanrıyı görürsünüz. Bana tam karşıdan bakarsanız, kendinizi görürsünüz."