LOVESICK FOOL
Yazar: Eliz.
BÖLÜM 8
Bir insanın değişebileceğine inanıyorsanız ya aptalsınızdır ya da kendi kendinizi kandırmaya çalışacak kadar çaresiz!
-Anonim.
...
Bir damla yuvarlanıp düşerken saten çarşaflara,varlığı ve yokluğu aynı olan bir iz bırakıyordu siyahın hakimiyeti üzerinde.
Bir de siyahın hakimiyeti altında girmiş ufacık bir beden vardı gözyaşlarını yuvarlayan..
Bir yakarış bir dua kopup geliyordu dudaklarından; 'Beni kabusumdan uyandırma,Tanrım!'
...
Benden bunu istemeyin!
Dayanabilirim..Yapabilirim!
Gardıma gelen oklara göğsümü gerebilirim!
Güçsüzüm..Yorgun..Ama,ama savaşabilirim!
Benden Chanyeol'u bırakmamı istemeyin!
Dışarıda gülümsemeler yok!Dışarıda huzur yok!Bu kapıyı çıkarsam eğer her yer gözyaşı,her yer insan seli!Ama bu ev..Chanyeol'un gülümsemelerini
duyabiliyorum.Gözleri gözlerimle kinle buluştuğunda ben..ben huzuru hissediyorum.
Yemin ederim,mutluyum.Yıllar sonra gelen mutluluğumu da çalmayın!
Diye haykırıyordu boğazıma yapışan elin arkasında ki gözleri yaşlı suret.Derinlerde bir yerlerde bir fırtına kopuyordu dışarıda ise rüzgarın hafif
esintileri.
İnsanlar kabuslarından uyanmak isterler.Gözlerini açmak,boğazlarını sıkan o elden kurtulmak,rüyaları esnasında savuramadığı çığlıkları uyandıktan
sonra savurmak isterler..Uyanmak istemiyorum.Lütfen
Tanrım;gözlerimi açmak istemiyorum,nefes almak istemiyorum,çığlıklarımı kendime
hapsetmek istiyorum yalnızca..Gözleri açmadan bu kabusta yaşamak istiyorum.
Eğer o benim kabusum olacaksa ben sonsuza kadar labirente gizlenmiş o kabusun içinde yaşamak istiyorum.
"B-ben.."
"Endişe etme.Sana verdiğim parayı geri ödemeyi düşünüyorsan eğer,sorun yok.Yalnızca oğlumdan boşanmanı ve biraz geç kalmış olsak da kendi
hayatını-"
"Anne?"
Daldığım karanlık sulardan yalnızca Chanyeol'un o sert sesi çıkarabilmişti beni.Ne ara geldiğini düşünemeden hışımla salona girdi,Bayan Park'ın
yüzünü kaplayan ifadeye şaşırmadan edemiyordum.Adeta suç işlemiş bir çocuk gibi mahçubiyet kaplıydı yüzü,elleri arasında olan eelerimi daha da sıktı güç almak ister gibi.
"Chanyeol ah otursana?"
Chanyeol'un soğuk sesinin yanında Bayan Park da bir o kadar soğuk kanlı davranıyordu.
Chanyeol sinirli görünüyor..bir ihtimal bizi duymuş olabilir mi?
"Daha önce..Ben izin vermeden oyuncaklarımı attın mı?"
Gelen ani soru kanımı dondurmuştu.Başım dönmeye başlarken,midem isyana bayrak açıyordu.
"Anlamadım?"
Bayan Park yalnızca bir cümle içinde binlerce anlam içeren ifadeyi anlamamıştı.Ne olduğunun farkına dahi varamadan;ekose eteğin üzerine yerleştirilmiş ellerim onun elleri tarafından kavrandı..Bir eşya gibi oturduğum yerden sürüklenip,onun arkasında son buldu rotam.Elim hala elleri arasındaydı.
Düşünemiyordum,sol tarafıma batan bir şeyler vardı.Hissediyorum acıtıyordu lakin odaklanamıyordum.O soğuk eller ilk kez ellerimi acıtmadan tutuyordu.Sertti fakat hissettirdikleri kuş tüyünden daha hafif..
"Yalnızca bir hafta da hayatımı değiştirdin.Bana bir oyuncak satın aldın;şimdiye kadar nasıl ben izin vermeden oyuncaklarımı atmadıysan ona da
dokunamazsın!Şimdi izninle oyuncağımla oynamak istiyorum!"
"O senin oyuncağın değil eşin Chanyeol!"
Bir kahkaha attım hayatımın en uygunsuz en edepsiz ve olmadık zamanında.Ellerimi tutan eller bırakıverdi beni öylece.Bir adım geriledi annesinin
yanına doğru.Deli gibi hissettiren gözler üzerimde dolanırken gülmekten karnıma saplanan ağrılar değil beni engellemek daha da çok güldürüyordu.
Korktuğunda..yanına gidecek bir annesi var hala.
Peki ya ben..ben korkarken neden sığındığım eller bırakıyor elleri mi?
Bir eşya gibi söz edilirken..ah bir oyuncak gibi söz edilirken Tanrı'nın verdiği bir hayattan dikkatini çekemezsen kimselerin neden gülüşlerimle
çekiyorum dikkatleri?
Günah mı?Benim gülümsemelerim günah mı?
Gürültülü gülümsemeler yerini çığlıklara bırakıyordu.Avazım çıktığı kadar bağırırken dizlerimin bağı benden izinsiz çözülüveriyor,yere
düşüyordum.Yaklaşmıyorlar,korkuyorlardı.
Çocukken yatağımızın altında olduğunu düşündüğümüz canavarları biz yarattık.İnsan Tanrı değil ki yarattığından korkmasın;onlar da yarattığı
canavardan korkuyorlardı.Bir adım atıp ellerimi tutsa,çekse beni kendisine sarılsa sıkıca durabilirdim,çığlıklarım dinebilir,ağlamazdım böyle.Lakin bir adım atmadı,ellerini uzatmadı ya da bana hiç sarılmadı.
Ben onun yarattığı canavardım.
Korktuğu halde üzerine gittiği;gece oldu mu annesinin yanına koşmasına neden olan canavar..
Tanrı halime acımış olmalı,bir ışık görüyorum Chanyeol'un yüzünden bütün eve doğru yayılan..Hemen ardından son kalan gücüm de ışık haznesine kaybolup giderken,beyazlık yerini griye hemen ardından da siyaha bırakıyordu.
Anne..orada mısın?
...
"Seni siktiğimin piçi ne yaptın ona!?Ne yaptın da bu hale geldi!?"
Üstü kapalı bir ses.
"Sen de kimsin!?"
Üstü kapalı olsa da duymak istediğim bir ses.
Yorgunluk her hücremde amansız bir hüküm sürüyordu.Kulağımı dolduran sesler..Başımda olan o sızı içeriye sokmuyordu sesleri,gereksiz olduğunu
haykırmak ister gibi çınlamaları tercih ediyordu.
Gözlerimin karanlığında kaybolmayı,gözlerimi açtığımda karşılacağım aydınlık kabusa tercih ederdim.Hissizleşiyordum,ruhum bedenimden çıkmış
gibi tepki veremiyordum..lakin bir duygu vardır sanki yıllardır oradaymış gibi.Korku.
Korkuyordum.Deli gibi korkuyor,sonsuza dek gözlerimi yummak istiyordum.
Varlık ve yokluk arasında sıkışan beden gözlerini aralıyor.
Bulanık ve puslu.
Şükrediyorum.
Her adımda,gözlerimi açtığım yeni bir günün gün ışıkları her süzüldüğünde odamızdan içeriye,sonsuzluğa gitmek isterdim.Sonsuzluğa gitmek ve gökyüzünün en dipsiz bir köşesinden de olsa onun yokluğumda ki mutluluğunu görmek isterdim..
Lakin..
Sonsuzluk sonunu göremediğim bir kuyu gibi..Korkutucu.
En çok istediğime giderken,dizlerim titrerse nasıl koşabilirim ki?
Tıpkı sonsuzluk gibi sonu görünmese de kaybolmak istediğim gözleriyle buluşuyor gözlerim.Biraz utanıyorum,biraz kızarıyorum..Çünkü..Her zaman
olduğu gibi o en kırıcı duygu olan nefret yok gözlerinde.Sevgi de yok çünkü sıcacık değil..Aşk?Aşkın tozları dahi bulunmuyor bakışlarınla..Belki..Belki
bir parça merhamet?
Merhamet kurumuş çimenleri gün ışığına kavuşturup,sular seller serer ayaklar altına.
Merhamet,Tanrı'nın bedenlerimize üflediği ruh gibidir..
"Uyandı.."
İlk kez gözlerimin içine bakarken bağırmadan,kırıcı sözler olmadan yalnızca bir kelime de olsa konuşuyorsun Chanyeol.Farkında mısın?Öldürücü bir
ağrı dolansa da beynimin her bir köşesinde bu yataktan kalkıp,kollarına koşacak bir cesarete sahibim..İtileceğimi biliyorum.Sarılmalarımın karşılık
bulmayacağını da biliyorum..Ama bilirsin beni..Ya da hiç bilmezsin,her neyse sorun etmiyorum.
"Baekhyun!Baekhyun,Tanrım şükürler olsun iyi misin!?"
Yatağımın kenarı çöküyordu birden,ellerimin soğukluğunu Jongin'in sıcak elleri arasında kaybolurken anlıyordum.
"İ-iyiyim."
Saatlerdir bilinçsizce uyumanın verdiği kuraklık kavuruyordu boğazımı,canımın acısıyla istemsizce yüzümü buruşturuyordum.Çölde suyunu arayan
bir bedene bir bardak su uzatılır mı?O bedenin kurtuluşu olmak,içinde ki son umut kırıntılarını yeşertmek istiyorsanız uzatılırdı tabii.Chanyeol ateşe
attığı bana bir bardak su uzatıyordu.Titreyen,hissizleşen soğuk ellerimi uzatmak istiyordum ona karşı.
Durduruldum.
Jongin hırçınca ondan bardağı aldı,bir elini enseme yerleştirirken bana fazlaca yaklaşarak muhtaç olduğum suyu kuruluğunu hissettiğim
dudaklarımla buluşturdu.
Daha sönmemişken içimde ki ateş,bir kapı sesi duymamla ayrılıverdi dudaklarım bardağın kenarından.
Gitmesene Chanyeol..Susuzluktan ölsem de sorun değildi neden gittin ki?
"O sana ne yaptı Baek?Tanrı aşkına sana her geçen gün zarar verdiğinin farkında mısın!?Doktor kısa sürede fazla kilo kaybın olduğunu,kan
değerlerinin düştüğünü söyledi!O evde neler yaşıyorsun Baekhyun.."
Gülümsedim.
Hani şu en kocaman olanından.
"Sorun yok.Ben..Ben kocamı seviyorum Jongin-ah."
BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVESICK FOOL
Mystery / ThrillerNe demişti ünlü seri katil Charles Manson; "Bana yukarıdan bakarsanız aptalın tekini görürsünüz. Bana aşağıdan bakarsanız tanrıyı görürsünüz. Bana tam karşıdan bakarsanız, kendinizi görürsünüz."