7.

9.5K 1.6K 349
                                    

💙

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

💙

Tam iki gün boyunca kendimi arkadaşlarımdan uzak tutmayı başardığım için çok mutluydum. Bu sırada Jülide de benden uzak duruyordu. Onu öldürmezdim belki ama yaralamaya kalkacağımı ikimiz de biliyorduk. Bu yüzden benden kaçmasına izin verirken ben de Çiçek ve Birce'den kaçıyordum. Bir noktada sıkılacaklarını ummaktan başka ne yapabilirdim ki? Arkadaşlarımı biraz tanıdıysam onları durdurmanın tek yolu bir sevgili edinmekti. Bazen bunu ciddi ciddi düşünüyordum. Şu ofisten çıkıp bekâr birine yemek teklifinde bulunsam yüksek ihtimalle kabul ederdi, birkaç akşam biriyle takılsam arkadaşlarımı imkânsız aşk hikâyelerinden kurtarabilirdim belki.

O gün akşamüzeri çalışırken İpek arayıp Turgay Kalaycı'nın benimle görüşmek istediğini söylediğinde onu yukarı çıkarmasını söyledim. Her geçen gün Yasemin Hanım'ın davasında daha güçlü bir taraf oluyorduk. Kocası birkaç üstü kapalı tehditle beni korkutmaya çalışmıştı, haliyle birden kapımda belirmesine şaşırmadım. Yerimden kalkıp üzerimden çıkardığım siyah ceketimi giyip görünüşümü düzelttim ve cam kapılarımın ardından ofisime yaklaşmasını çelik gibi bakışlarla izledim. İpek ona ne içer diye sorduğunda adam Türk kahvesi istedi. Ben bir şey içmeyecektim. Ofiste yalnız kaldığımızda yerime oturdum. Turgay Kalaycı bacaklarını açarak koltukta oturmuş, küçük ofisimi burun kıvırarak süzüyordu.

"Sendeki egoyu düşününce bu ofiste tıkılı kalmaktan nefret ediyor olmalısın," dedi adam. Bana bakıp göz kırptığında arkama yaslandım. Bir elim rahatça masamın üstüne yaslanmıştı, üzerinde adım yazan tükenmez kalemi parmaklarımın arasında çevirerek duruyordum. Turgay Kalaycı laubali bir tavırla sırıtıyordu. "Daha büyük bir ofis istersin değil mi?"

"İşini iyi yapan insanlar gösteriş peşinde koşmazlar Turgay Bey. Gösteriş, göz boyamak isteyenlerin ihtiyacıdır."

"Süslü laflar," dedi adam. "Sana iş teklif ediyorum. Davadan çekil ve şirketimde çalış. Burada kazandığının iki katıyla başlarsın."

"Bir süslü laf daha duymak ister misiniz?" derken sesim sahte bir uysallıkla doluydu. "Sadece kaybetmek üzere olanlar kazanmak için hileye başvurur."

Alaycı bir kahkahayla başı geriye düştüğünde sakin bakışlarımla onu izlemeye devam ettim. "Karım benden boşanmayacak ve sen benim canımı sıkmaya devam edersen, artık çalışacağın bir işin de olmayacak."

Dudaklarım ağır ağır yukarıya kıvrıldılar. Sinirlenmenin yakınında bile değildim. Böyle bir adamın canını sıkmış olmanın verdiği keyfi yaşıyordum. "Buradan ayrılsam yeni bir iş bulmam sadece üç saniye sürer," dedim kendimden emin bir tavırla. "Oysa siz boşanmayı geri alamayacaksınız."

"Sen benim zayıflıklarımı buldun, peki ya ben de seninkileri bulduysam?"

"Hmm. Karanlık bir adam olduğunuzu mu söylemeye çalışıyorsunuz? Çok korktum."

Ay Işığı ve MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin