Uzuuun bir bölümle geldim. Çokça oy ve yorum istiyorum sizden. Keyifle okuyuunnn 💙
💙
Arabamı Çiçek'in bahçesinin alçak, çitli kapısının dışına bıraktığımda hava yeni yeni kararıyordu. İşten döndüğümde yüzümdeki makyajı hızlıca temizleyip duş almış, üzerime beyaz, yazlık bir elbise geçirmiştim. Kolumdaki kızarıklık bu sürede hafifleyip solmuştu, birkaç saate kadar esmer tenimin üzerinde izlerin görülmeyeceğine emindim ama yine de kolları dirseklerime kadar uzanan v yakalı bir elbise seçtim. Jülide'yi yok yere endişelendirmemek içindi bu. Bavulumu sabah bagaja koymuştum, sadece çantamı alıp Jülide'yi sürükleyerek evden çıkardım ve yol boyunca şu fotoğrafçıya olan ilgisini dinleyip durdum. Yeni bir oyuncağın hayalini kuran küçük çocuklara benziyordu.
Arabadan çıktığımızda bahçe kapısının ardından pansiyona kadar uzanan taşlı yolda Birce belirdi. Kollarını genişçe açıp yanımıza koşturduğunda Jülide ellerini kaldırıp onu durdurmaya çalıştı ama bu boşa bir çabaydı. Arkadaşımız tüm coşkusuyla Jülide'nin boynuna sarılıp yanağına gürültülü bir öpücük kondururken ben geride durarak kendimi korumaya çalıştım.
"Bekarlığa veda partime hoş geldiniz!" dedi Birce coşkuyla. Çiçek de taşlı yolda görünüp el salladığında ona karşılık verdim.
"Bekarlığa niye veda ediyorsun?" dedi Jülide Birce'nin sarılmalarından sıyrılırken. "Salak mısın?"
"Çok aşığım." Aldığı karşılığa karşı yüzünü buruşturan Jülide Çiçek'i öpüp bavulunu almak için bagajı açtı.
"Nasılsın aşkım?" dedi Birce bana sarılırken. Ben onun gibi neşeli ve gürültülü bir insan değildim ama kollarımı omuzlarına dolayıp sıkıca sarılmamdan onu özlediğimi anlayacağını biliyordum. Onunla tanışana kadar hiç Birce gibi bir arkadaşım olmamıştı. Benim mizacım böyle insanlara itici geliyordu, bazen onlar da bana. Ama Birce herkese karşı o kadar anlayışlı ve iyimser biriydi ki onunla arkadaşlık etmek hep çok kolaydı.
"Bana böyle seslenme," dedim gülerek. "Barış yakınlarda."
"Ay, doğru. Benim sana olan sevdamla baş etmekte çok zorlanıyor. Zavallı sevgilim."
"Beni sevmiyormuş gibi davranmana aldırmam, biliyorsun." Çiçek güzel gülümsemesiyle önce çıkıp bana hoş geldin deyince onunla da kucaklaştık. Üzerine pembe, kısa kollu, önü düğmeli bir elbise giymiş sapsarı saçlarını açık bırakmıştı.
"Öyle davransam bile kim inanır ki? Ben Bensu Hisar fan kulübünün kurucu başkanıyım."
Birce'ye göz devirip Çiçek'e döndüm. "Hey, nasılsın? Kendini yormuyorsun değil mi?"
"Of, neden herkes bana bunu sorup duruyor. Bebeğim daha nohut kadar. Beni zorlamıyor."
"Niye kızıyorsun? Hamilelik sana sinir olarak mı yansıyor yoksa?" Bunu biraz korkarak sordum çünkü sinirli bir Çiçek'in nasıl olacağını hayal bile edemiyordum. Arkadaşım gözlerini devirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığı ve Mavi
Romance"Başarı bir yolculuktur. Bir varış noktası değil." Bu cümleyi duyduğum anı hatırlıyorum. Kucağıma bir deste büyülü sözcük bırakılmış gibi hissetmiştim. İçimde biriktirdiğim tüm yenilgilere başkaldırmak için ihtiyacım olan küçük bir kıvılcım yakalam...